1 |
consult |
danışmak |
v. |
|
- Many people consult her about investment opportunities.
- Birçok kişi yatırım fırsatları konusunda ona danışıyor.
- Hearing them means really involving them and not only consulting them.
- Onları dinlemek, sadece onlara danışmak değil, onları gerçekten dahil etmek anlamına gelir.
- I therefore assume that you will consult Parliament before any final decision is taken.
- Bu nedenle nihai bir karar alınmadan önce Parlamentoya danışacağınızı varsayıyorum.
- They have no access, that is correct, but they cannot consult it either.
- Erişimleri yok, bu doğru, ancak danışamıyorlar da.
- You said, having taken decisions, that you are going to consult Parliament before the end of January.
- Kararlar aldıktan sonra Ocak ayı bitmeden Parlamento'ya danışacağınızı söylediniz.
- The NGOs I consulted are part of the public record.
- Danıştığım STK'lar kamu kayıtlarının bir parçasıdır.
- It is essential that we consult medical organisations on this question.
- Bu konuda tıbbi kuruluşlara danışmamız elzemdir.
- You can consult the services to understand the Rule that you happily furnished us with several months ago.
- Birkaç ay önce bize memnuniyetle sağladığınız Kuralı anlamak için hizmetlere danışabilirsiniz.
- Not only should we consult the sectors about the decision-making process.
- Sadece karar alma süreci hakkında sektörlere danışmakla kalmamalıyız.
- We have carefully consulted one another before sending our initial drafts to the Member States.
- İlk taslaklarımızı Üye Devletlere göndermeden önce birbirimize dikkatle danıştık.
- We are ourselves currently in the process of consulting Parliament's Legal Affairs Department on this matter.
- Şu anda bu konuda Parlamento Hukuk İşleri Departmanına danışmaktayız.
- The President has also said that it will consult its European allies and partners.
- Başkan ayrıca Avrupalı müttefiklerine ve ortaklarına danışacağını söyledi.
- Civil society must be involved; we must consult our citizens and take account of their criticism and their demands.
- Sivil toplum işin içinde olmalı; vatandaşlarımıza danışmalı ve onların eleştirilerini ve taleplerini dikkate almalıyız.
- I do not understand why we should consult again.
- Neden tekrar danışmamız gerektiğini anlamıyorum.
- The Council is consulting us and Parliament is giving its opinion.
- Konsey bize danışıyor ve Parlamento da görüşünü bildiriyor.
- Today the Council is consulting us once again, this time on a new text of a draft protocol.
- Bugün Konsey bize bir kez daha danışıyor, bu kez yeni bir taslak protokol metni üzerinde.
- Informing and consulting employees is a basic right.
- Çalışanları bilgilendirmek ve onlara danışmak temel bir haktır.
- They have no access, that is correct, but they cannot consult it either.
- Erişimleri yok, bu doğru, ancak danışamazlar da.
- Mr Turco, I will consult the Conference of Presidents at its meeting on Thursday on this question.
- Sayın Turco, Perşembe günü yapılacak toplantıda bu konuyu Başkanlar Konferansına danışacağım.
- It will do so even though Article 24 of the Treaty on European Union does not oblige the Council to consult Parliament.
- Avrupa Birliği Antlaşması'nın 24. Maddesi Konseyi Parlamentoya danışmakla yükümlü kılmasa da bunu yapacaktır.
- Not only should we consult the sectors about the decision-making process.
- Karar alma sürecinde sadece sektörlere danışmakla kalmamalıyız.
- Consulting a witch doctor instead of an oncologist Borders on child abuse.
- Onkolog yerine büyücü hekime danışmak çocuk istismarına girer.
- I want to consult you about something.
- Bir şey hakkında size danışmak istiyorum.
- I want to consult you about something.
- Size bir konuda danışmak istiyorum.
- You should consult Tom.
- Tom'a danışmalısın.
- I'll let you know my decision after I have consulted my solicitor.
- Avukatıma danıştıktan sonra kararımı size bildireceğim.
- We'll consult him.
- Ona danışacağız.
- We'll consult them.
- Onlara danışacağız.
- We'll consult Tom.
- Tom'a danışacağız.
- Dan didn't even consult Linda about it.
- Dan bu konuda Linda'ya danışmadı bile.
- I consulted a doctor.
- Bir doktora danıştım.
- I consulted him about the matter.
- Konu hakkında ona danıştım.
- You'd better consult your doctor.
- Doktoruna danışsan iyi olur.
- You should have consulted me first.
- Önce bana danışmalıydın.
- I wasn't consulted.
- Bana danışılmadı.
- I'll let you know my decision after I have consulted my lawyer.
- Ben avukatıma danıştıktan sonra sana kararımı bildireceğim.
- You should consult them.
- Onlara danışmalısın.
- You had better consult the doctor.
- Doktora danışsanız iyi olur.
- We consulted plenty of people.
- Pek çok insana danıştık.
- You'd better consult your doctor.
- Doktorunuza danışsanız iyi olur.
- I consulted Tom.
- Tom'a danıştım.
- We'll consult her.
- Ona danışacağız.
- We'll consult him.
- Biz ona danışacağız.
- Tom consulted Mary about the plan.
- Tom plan hakkında Mary'ye danıştı.
- We consulted them about the problem.
- Sorun hakkında onlara danıştık.
- Then, why have you not consulted him?
- O zaman neden ona danışmadınız?
- Consult your doctor.
- Doktorunuza danışın.
- He has nobody to consult.
- Onun danışacak kimsesi yok.
- Consult a doctor.
- Bir doktora danışın.
- You should consult a doctor if the symptoms get worse.
- Belirtiler daha da kötüleşiyorsa bir doktora danışmalısın.
- You should consult a doctor if the symptoms get worse.
- Belirtiler kötüleşirse bir doktora danışmalısınız.
- You should consult your doctor.
- Doktoruna danışmalısın.
- I consulted them.
- Onlara danıştım.
- Tom consulted Mary about the matter.
- Tom konu hakkında Mary'ye danıştı.
- You'd better consult the doctor.
- Doktora danışsan iyi olur.
- Whenever possible, you should consult experts.
- Mümkün olduğunda uzmanlara danışmalısınız.
- I consulted him.
- Ben ona danıştım.
- If you have pain in your chest, consult your doctor right away.
- Eğer göğsünüzde ağrı varsa, hemen doktorunuza danışın.
- You had better consult the others.
- Diğerlerine danışsan iyi olur.
- If you have pain in your chest, consult your doctor right away.
- Göğsünüzde ağrı varsa, hemen doktorunuza danışın.
- You should consult your doctor.
- Doktorunuza danışmalısınız.
- Tom told me I should consult a doctor.
- Tom bana bir doktora danışmam gerektiğini söyledi.
- Tom wasn't consulted.
- Tom'a danışılmadı.
- Tom should consult an expert.
- Tom bir uzmana danışmalı.
- We'll consult them.
- Biz onlara danışacağız.
- You had better consult the doctor.
- Doktora danışsan iyi olur.
- Whenever possible, you should consult experts.
- Mümkün olduğunda uzmanlara danışmalısın.
- I thought we agreed to consult each other before we made any major decisions.
- Büyük kararlar almadan önce birbirimize danışacağımızı sanıyordum.
- Why don't you consult an attorney in person?
- Neden bir avukata şahsen danışmıyorsun?
- You should consult her.
- Ona danışmalısın.
- If only you were here, I could consult you about it.
- Keşke burada olsaydınız, bu konuda size danışabilirdim.
- The police don’t consult amateurs.
- Polisler amatörlere danışmazlar.
- You had better consult a doctor about your health.
- Sağlığınız konusunda bir doktora danışsanız iyi olur.
- I'll let you know my decision after I have consulted my lawyer.
- Avukatıma danıştıktan sonra kararımı size bildireceğim.
- You should consult him.
- Ona danışmalısın.
- He has nobody to consult.
- Danışacak kimsesi yok.
- The police don’t consult amateurs.
- Polis, amatörlere danışmaz.
- You should have consulted your lawyer.
- Avukatınıza danışmalıydınız.
- You had better consult a doctor about your health.
- Sağlığın hakkında bir doktora danışsan iyi olur.
- I think it's time for me to consult a lawyer.
- Sanırım bir avukata danışmamın zamanı geldi.
- He should consult an expert.
- Bir uzmana danışmalı.
- We'll consult her.
- Biz ona danışacağız.
- I think it's time for me to consult a doctor.
- Sanırım bir doktora danışmamın zamanı geldi.
- We consulted plenty of people.
- Bir sürü insana danıştık.
- You had better consult the others.
- Diğerlerine danışsanız iyi edersiniz.
- I think it's time for me to consult a doctor.
- Sanırım bir doktora danışmamın zamanıdır.
- Why don't you consult an attorney in person?
- Niçin bizzat bir avukata danışmıyorsun?
- I ought to have consulted my parents on the matter.
- Bu konuda aileme danışmam gerekirdi.
- I think it's time for me to consult a lawyer.
- Sanırım bir avukata danışmamın zamanıdır.
- You should consult a doctor.
- Bir doktora danışmalısın.
- Why don't you consult a lawyer?
- Neden bir avukata danışmıyorsunuz?
Show More (89)
|
2 |
consult |
başvurmak |
v. |
|
- We consulted a map before hitting the road.
- Yola çıkmadan önce bir haritaya başvurduk.
- As a lawyer specialising in European law I do still often consult the EU Treaties.
- Avrupa hukuku alanında uzmanlaşmış bir avukat olarak AB Antlaşmalarına hala sık sık başvuruyorum.
- You can consult the services to understand the Rule that you happily furnished us with several months ago.
- Birkaç ay önce bize memnuniyetle sunduğunuz Kuralı anlamak için hizmetlere başvurabilirsiniz.
- None of the experts we consulted was in favour.
- Görüşlerine başvurduğumuz uzmanların hiçbiri bu görüşe katılmadı.
- The managers of resources cannot consult the accounting system direct.
- Kaynak yöneticileri muhasebe sistemine doğrudan başvuramaz.
- You should consult the dictionary.
- Sözlüğe başvurmalısın.
- You had better consult a dictionary when you don't know the meaning of a word.
- Bir kelimenin anlamını bilmiyorsan bir sözlüğe başvursan iyi olur.
- You had better consult a dictionary when you don't know the meaning of a word.
- Bir kelimenin anlamını bilmediğinizde bir sözlüğe başvursanız iyi edersiniz.
- You should consult a dictionary when you don't know the meaning of a word.
- Bir kelimenin anlamını bilmediğin zaman bir sözlüğe başvurmalısın.
- He is proud of the fact that he has never consulted a doctor in his life.
- O, hayatında bir doktora hiç başvurmamış olması gerçeğiyle gurur duymaktadır.
- Tom consulted a dream dictionary in order to interpret his nightmare.
- Tom gördüğü kâbusu yorumlamak için bir rüya sözlüğüne başvurdu.
Show More (8)
|
3 |
consult |
bakmak |
v. |
|
- Will you take this bag while I consult the map?
- Ben haritaya bakarken bu çantayı tutar mısın?
- I consulted the handbook.
- El kitabına baktım.
- I consulted all possible dictionaries.
- Mümkün olan tüm sözlüklere baktım.
- Tom consulted a dream dictionary in order to interpret his nightmare.
- Tom kabusunu yorumlamak için rüya sözlüğüne baktı.
Show More (1)
|
4 |
consult |
istişare etmek |
v. |
|
- We simply have to be prepared to consult among ourselves on where we should concentrate our military expenditure.
- Askeri harcamalarımızı nereye yoğunlaştırmamız gerektiği konusunda kendi aramızda istişare etmeye hazır olmalıyız.
- However, it is intended to consult fully with stakeholders.
- Bununla birlikte, paydaşlarla tam olarak istişare edilmesi amaçlanmaktadır.
Show More (-1)
|
5 |
consult |
dikkate almak |
v. |
|
- The Council is required to consult Parliament and take its opinions on foreign policy into consideration.
- Konsey'in dış politika konusunda Parlamento'ya danışması ve Parlamento'nun görüşlerini dikkate alması gerekmektedir.
- The Council is required to consult Parliament and take its opinions on foreign policy into consideration.
- Konseyin dış politika konusunda Parlamento'ya danışması ve Parlamentonun görüşlerini dikkate alması gerekmektedir.
Show More (-1)
|
6 |
consult |
danışmanlık yapmak |
v. |
|
- We know you have been consulting extensively.
- Yoğun bir şekilde danışmanlık yaptığınızı biliyoruz.
- My dad is consulting as a black-market art expert.
- Babam karaborsa sanat uzmanı olarak danışmanlık yapıyor.
Show More (-1)
|
7 |
consult |
görüşmek |
v. |
|
- I persuaded him to consult a doctor.
- Ben, bir doktorla görüşmesi için onu ikna ettim.
- I ought to have consulted my parents on the matter.
- Bu konuda ailemle görüşmeliydim.
Show More (-1)
|
8 |
consult |
sormak |
v. |
|
- I never make a big decision before consulting with my father.
- Önemli bir kararı babama sormadan asla vermem.
Show More (-2)
|
9 |
consult |
danışman |
n. |
|
- You should have consulted your lawyer.
- Avukatına danışman gerekirdi.
Show More (-2)
|