|
- It is quite astounding that the government of the day in the UK had no tried and tested contingency plan in place.
- Birleşik Krallık'ta o günkü hükümetin denenmiş ve test edilmiş bir acil durum planının olmaması oldukça şaşırtıcıdır.
- We have never had to draw up a contingency plan with so few given elements and so many unknowns.
- Hiç bu kadar az verili unsur ve bu kadar çok bilinmeyen içeren bir acil durum planı hazırlamak zorunda kalmamıştık.
- It is vital that we have a workable and effective contingency plan in place.
- Uygulanabilir ve etkili bir acil durum planımızın olması hayati önem taşımaktadır.
- We must have proper checks on the readiness and the value of our contingency plan.
- Acil durum planımızın hazır olup olmadığını ve değerini uygun bir şekilde kontrol etmeliyiz.
- Countries must have clear contingency plans.
- Ülkelerin net acil durum planları olmalıdır.
- This contingency plan, by means of which part of the North Sea was closed for fishing, had the opposite effect.
- Kuzey Denizi'nin bir kısmının balıkçılığa kapatıldığı bu acil durum planı tam tersi bir etki yaratmıştır.
- We're working on a contingency plan.
- Bir acil durum planı üzerinde çalışıyoruz.
- Do we have a contingency plan?
- Acil durum planımız var mı?
- Do you have a contingency plan in place?
- Acil durum planınız var mı?
- Do they have contingency plans?
- Acil durum planları var mı?
- Do we have a contingency plan?
- Bizim bir acil durum planımız var mı?
- Do you have a contingency plan?
- Acil durum planınız var mı?
- Do you have a contingency plan?
- Acil durum planın var mı?
Show More (10)
|