Tureng - count on - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	count on	güvenmek	v.
	You can obviously count on this Parliament being predisposed in your favour. Bu Parlamentonun sizin lehinize karar vereceğine açıkça güvenebilirsiniz. We are counting on you to do this. Bunu yapacağınıza güveniyoruz. To ensure that, if we face a direct threat in future, we can count on their solidarity too. Gelecekte doğrudan bir tehditle karşılaştığımızda onların da dayanışmasına güvenebileceğimizden emin olmak için. I count on your cooperation. İşbirliğinize güveniyorum. I hope that I will be able to count on your support. Umarım desteğinize güvenebilirim. You can certainly count on my total commitment. Benim tam bağlılığıma kesinlikle güvenebilirsiniz. I did not dare to count on preventive vaccination. Önleyici aşılamaya güvenmeye cesaret edemedim. The situation at present is that consumers cannot count on economic growth. Şu andaki durum, tüketicilerin ekonomik büyümeye güvenemeyeceği yönündedir. However, I am counting on the fact that the forthcoming Council will not be faced with something of this nature. Bununla birlikte, önümüzdeki Konsey'in bu nitelikte bir şeyle karşı karşıya kalmayacağına güveniyorum. I am counting on your support in this. Bu konuda sizin desteğinize güveniyorum. I am now counting on a majority in the plenary meeting. Şimdi genel kurul toplantısında çoğunluk sağlanacağına güveniyorum. These are also things we cannot always count on in this House. Bunlar aynı zamanda bu Meclis'te her zaman güvenemeyeceğimiz şeylerdir. If they take this path, Abu Ala and his government can count on the European Union's wholehearted support. Abu Ala ve hükümeti bu yolda ilerledikleri takdirde Avrupa Birliği'nin gönülden desteğine güvenebilirler. Throughout long negotiations, Parliament has done everything in its power, and now we are counting on your support. Uzun müzakereler boyunca Parlamento elinden gelen her şeyi yaptı ve şimdi de sizin desteğinize güveniyoruz. You can count on me to proceed with the requisite diplomacy. Gerekli diplomasiyi göstereceğime güvenebilirsiniz. I also count on the cooperation of Cocobu as a whole. Ayrıca Cocobu'nun bir bütün olarak işbirliğine de güveniyorum. I hope I can count on Parliament's support to that end. Bu konuda Parlamento'nun desteğine güvenebileceğimi umuyorum. I am counting on your support in this! Bu konuda sizin desteğinize güveniyorum! You can count on our support. Desteğimize güvenebilirsiniz. I am counting on the Commission to protest in the strongest possible terms against this trial. Bu davayı mümkün olan en güçlü şekilde protesto etmek için Komisyon'a güveniyorum. They are ethically unacceptable and I hope I can count on your support. Etik açıdan kabul edilemezler ve umarım desteğinize güvenebilirim. So I hope I can count on the understanding of the House on this occasion. Umarım bu vesileyle Meclis'in anlayışına güvenebilirim. Anyone looking at future developments in external aid must count on things happening that cannot be foreseen today. Dış yardımda gelecekteki gelişmelere bakan herkes, bugünden öngörülemeyen şeylerin olacağına güvenmelidir. I am counting on your support in order to achieve this. Bunu başarmak için sizin desteğinize güveniyorum. You can count on the full backing of the European Parliament. Avrupa Parlamentosu'nun tam desteğine güvenebilirsiniz. In doing this, I am counting on the expertise and commitment of responsible managers and employees. Bunu yaparken sorumlu yöneticilerin ve çalışanların uzmanlığına ve bağlılığına güveniyorum. Members sitting in their offices must count on these events occurring. Ofislerinde oturan üyeler bu olayların gerçekleşeceğine güvenmelidir. You can count on the support of the Group of the Party of European Socialists in this House! Bu Mecliste Avrupa Sosyalistleri Partisi Grubunun desteğine güvenebilirsiniz! You can count on the cooperation of the humble group I represent within my political group on all those positive issues. Siyasi grubum içerisinde temsil ettiğim mütevazı grubun tüm bu olumlu konulardaki işbirliğine güvenebilirsiniz. I am confident that I can count on Parliament's continued support in pursuing these efforts. Bu çabaların sürdürülmesinde Parlamento'nun sürekli desteğine güvenebileceğimden eminim. They can count on our support, but more needs to happen. Desteğimize güvenebilirler, ancak daha fazlasının yapılması gerekiyor. On this occasion, you can count on the support of my group. Bu vesileyle grubumun desteğine güvenebilirsiniz. The European Parliament can count on the Commission to support the terms of this resolution in the forthcoming debate. Avrupa Parlamentosu, Komisyon'un önümüzdeki tartışmalarda bu kararın şartlarını destekleyeceğine güvenebilir. Can Europe's rural environment count on adequate care and financial means? Avrupa'nın kırsal çevresi yeterli bakım ve mali imkanlara güvenebilir mi? It must be able to count on their contributions to the debate on European democracy. Avrupa demokrasisi tartışmalarına yapacakları katkılara güvenebilmelidir. I was also able to count on all those representing the various European countries. Ayrıca çeşitli Avrupa ülkelerini temsil eden herkese güvenebildim. Sadly enough, they cannot count on the unanimous support of the Member States of the European Union in this regard. Ne yazık ki bu konuda Avrupa Birliği Üye Devletlerinin oybirliğiyle verecekleri desteğe güvenemiyorlar. He can certainly count on my vote in tomorrow's plenary. Yarınki genel kurulda benim oyuma kesinlikle güvenebilir. They can count on our support, but more needs to happen. Desteğimize güvenebilirler ancak daha fazlasının yapılması gerekiyor. Firstly, we should not overlook the fact that this plan can only count on a proportion of the bank sector. Öncelikle bu planın sadece banka sektörünün bir kısmına güvenebileceği gerçeğini göz ardı etmemeliyiz. We are counting on your intelligence and flexibility. Zekanıza ve esnekliğinize güveniyoruz. These are also things we cannot always count on in this House. Bunlar aynı zamanda bu Mecliste her zaman güvenemeyeceğimiz şeylerdir. Specifically, can Kosovan institutions count on very wide-ranging autonomy in the future? Özellikle, Kosova kurumları gelecekte çok geniş kapsamlı bir özerkliğe güvenebilir mi? However, I am counting on the fact that the forthcoming Council will not be faced with something of this nature. Ancak, önümüzdeki Konsey'in bu tür bir durumla karşı karşıya kalmayacağına güveniyorum. I am counting on the Belgian presidency here. Burada Belçika başkanlığına güveniyorum. Mr Prodi, you can count on our support in defending the programme before the Council. Sayın Prodi, Konsey önünde programı savunurken desteğimize güvenebilirsiniz. You can count on the support of the Group of the Party of European Socialists in this House. Bu Meclis'teki Avrupa Sosyalistleri Partisi Grubu'nun desteğine güvenebilirsiniz. The starving, terrorised victims of the former resistance hero must be able to count on our support. Eski direniş kahramanının açlık çeken, terörize edilmiş kurbanları bizim desteğimize güvenebilmelidir. Nevertheless I very much hope that we can count on Parliament's continued support in this matter. Yine de Parlamentonun bu konudaki desteğinin devam edeceğine güvenebileceğimizi umuyorum. He is also very hard to count on for the second half. Ayrıca ikinci yarıda ona güvenmek de çok zor. He is also very hard to count on for the second half. İkinci yarı için güvenmek de çok zor. He's a man of his word, so you can count on him. O sözünün eri bir adam, bu yüzden ona güvenebilirsin. We could always count on Tom. Tom'a her zaman güvenebiliyorduk. Can I count on her? Ona güvenebilir miyim? We are counting on you. Biz sana güveniyoruz. Can I count on you for that? O konuda sana güvenebilir miyim? You can count on me any time. Bana her zaman güvenebilirsiniz. Can we count on Tom? Tom'a güvenebilir miyiz? I knew I could count on you. Sana güvenebileceğimi biliyordum. Tom is counting on your support. Tom senin desteğine güveniyor. You can count on me any time. Bana her zaman güvenebilirsin. I was counting on you. Ben sana güveniyordum. Don't count on it. Ona güvenme. May I count on you to get me the job? Bana işi ayarlayacağınıza güvenebilir miyim? We had to count on our strength only. Sadece gücümüze güvenmek zorundaydık. I'm counting on you. Sana güveniyorum. Can I count on you? Sana güvenebilir miyim? Tom can count on Mary. Tom, Mary'ye güvenebilir. I'm not counting on it. Ona güvenmiyorum. We could always count on Tom. Tom'a her zaman güvenebiliriz. I knew we could count on you. Sana güvenebileceğimizi biliyordum. We're counting on you to help. Biz yardım etmeniz için size güveniyoruz. I know I can always count on Tom. Tom'a her zaman güvenebileceğimi biliyorum. I know I can count on every one of you. Sizin her birinize güvenebileceğimizi biliyorum. I count on Tom. Tom'a güveniyorum. You can always count on me. Bana her zaman güvenebilirsin. Tom thought he could count on Mary. Tom, Mary'ye güvenebileceğini düşündü. You can't count on their help. Onların yardımına güvenemezsin. He never counts on my help. Benim yardımıma asla güvenmez. I don't think you can count on Tom. Tom'a güvenebileceğini sanmıyorum. Tom is counting on Mary's help. Tom Mary'nin yardımına güveniyor. You can always count on them. Onlara her zaman güvenebilirsin. I knew we could count on her. Ona güvenebileceğimizi biliyordum. I know I can count on you. Sana güvenebileceğimi biliyorum. Can I count on your help tomorrow afternoon? Yarın öğleden sonra yardımına güvenebilir miyim? I need to know I can count on you. Sana güvenebileceğimi bilmem gerekiyor. Tom thought he could count on Mary. Tom Mary'ye güvenebileceğini düşünüyordu. Can I count on Tom? Tom'a güvenebilir miyim? I don't know if we can count on that. Buna güvenebilir miyiz bilmiyorum. Tom knew he could count on Mary. Tom, Mary'ye güvenebileceğini biliyordu. Tom is counting on you, isn't he? Tom sana güveniyor, değil mi? I can't count on it. Buna güvenemem. We count on you. Biz size güveniyoruz. Don't count on Tom. Tom'a güvenme. We are counting on you for financial help. Maddi yardım için size güveniyoruz. Tom knows he can always count on Mary. Tom Mary'ye her zaman güvenebileceğini biliyor. Don't worry, we can count on Tom. Merak etmeyin, Tom'a güvenebiliriz. I never counted on his being rich. Onun zengin olacağına hiç güvenmemiştim. You can't count on Tom's help. Tom'un yardımına güvenemezsin. I wasn't counting on that. Ona güvenmiyordum. Tom is counting on your support. Tom sizin desteğinize güveniyor. I am counting on you to join us. Bize katılacağına güveniyorum. I am counting on you to give the opening address. Açılış konuşmasını yapman için sana güveniyorum. Fadil still has one person he can always count on. Fadıl'ın hala her zaman güvenebileceği bir kişi var. I'm counting on you to be strong. Güçlü olacağına güveniyorum. You can count on him to tell the truth. Onun doğruyu söyleyeceğine güvenebilirsin. Can I count on your support? Ben senin desteğine güvenebilir miyim? Don't count on him. Ona güvenmeyin. We can count on him. Ona güvenebiliriz. You can count on him. Ona güvenebilirsiniz. I thought you said I could count on you. Sana güvenebileceğimi söylediğini düşündüm. Tom counts on Mary to help him. Tom Mary'nin yardımına güveniyor. You can count on it. Buna güvenebilirsin. We're counting on you for financial help. Finansal yardım için size güveniyoruz. When you're in trouble, you can count on me. Başın belaya girdiğinde bana güvenebilirsin. When you are in trouble, you can count on me. Başın belaya girdiğinde bana güvenebilirsin. You can count on the $3,000 I have promised you. Sana söz verdiğim 3000 dolara güvenebilirsin. Can I count on your loyalty? Ben sadakatine güvenebilir miyim? Tom still has one person he can always count on. Tom hâlâ her zaman güvenebileceği bir kişiye sahip. Can we count on you to do that? Bunu yapacağına güvenebilir miyiz? You can never count on Tom. Tom'a asla güvenemezsin. You can always count on Holmes in any emergency. Her acil durumda her zaman Holmes'e güvenebilirsin. You can always count on her. Ona her zaman güvenebilirsin. You can always count on us. Bize her zaman güvenebilirsin. You can count on me, Tom. Bana güvenebilirsin, Tom. You can always count on him in any emergency. Herhangi acil durumda, ona her zaman güvenebilirsin. Can I count on you tomorrow morning? Yarın sabah sana güvenebilir miyim? I'll be counting on you to bring the drinks. İçkileri getirmen için sana güveneceğim. You can count on him to tell the truth. Doğruyu söyleyeceğine güvenebilirsiniz. Don't count on his assistance. Onun yardımına güvenmeyin. I wish I could count on your help. Keşke yardımına güvenebilseydim. Tom knows he can count on Mary. Tom Mary'ye güvenebileceğini biliyor. I am counting on your help. Yardımınıza güveniyorum. We're counting on you, Tom. Sana güveniyoruz, Tom. I'm counting on you. Ben sana güveniyorum. We're counting on you. Sana güveniyoruz. I never count on Tom's help. Tom'un yardımına asla güvenmem. Can I count on him? Ona güvenebilir miyim? You can count on Jack. Jack'e güvenebilirsin. I'm counting on Tom. Tom'a güveniyorum. You're the only one I can count on for help. Yardım için güvenebileceğim tek kişi sensin. Can we count on Tom to do that for us? Tom'un onu bizim için yapmasına güvenebilir miyiz? Don't count on Tom to help you. Tom'un sana yardım edeceğine güvenme. You can't count on anyone to help you with this. Bu konuda sana yardım edecek kimseye güvenemezsin. That's what I'm counting on. Güvendiğim şey bu. You can't count on him for financial help. Maddi yardım için ona güvenemezsin. I'll be counting on you to bring the drinks. İçkileri getirmenize güveniyor olacağım. Fadil still has one person he can always count on. Fadil hâlâ her zaman güvenebileceği bir kişiye sahip. We are counting on you. Sana güveniyoruz. Tom thought that he could count on Mary to do a good job. Tom, Mary'nin iyi bir iş çıkaracağına güvenebileceğini düşündü. Tom was counting on it. Tom buna güveniyordu. You can always count on Tom. Tom'a her zaman güvenebilirsin. I count on him. Ona güveniyorum. You can count on me for a one thousand dollar donation. Bin dolarlık bir bağış için bana güvenebilirsiniz. Don't count on his help. Onun yardımına güvenme. We can count on them. Onlara güvenebiliriz. Don't count on it. Buna güvenme. Tom counts on Mary. Tom Mary'ye güveniyor. You cannot count on her because she's too irresponsible. Çok sorumsuz olduğu için ona güvenemezsin. You can't count on his help. Onun yardımına güvenemezsin. Don't count on her. Ona güvenmeyin. Can we count on Tom to do that? Tom'un bunu yapacağına güvenebilir miyiz? I'll be counting on you. Sana güveniyorum. I know I can count on every one of you. Her birinize güvenebileceğimi biliyorum. I know I can count on all of you. Hepinize güvenebileceğimi biliyorum. I'm counting on you guys. Size güveniyorum çocuklar. We can always count on Tom. Her zaman Tom'a güvenebiliriz. You'd better not count on a raise. Zam alacağına güvenmesen iyi edersin. I am counting on your help. Ben sizin yardımınıza güveniyorum. We count on them. Onlara güveniyoruz. I never counted on it. Ona asla güvenmedim. Can I count on them? Onlara güvenebilir miyim? Can I count on you for that? Bu konuda sana güvenebilir miyim? You can count on that. Buna güvenebilirsin. We can always count on Tom. Tom'a her zaman güvenebiliriz. We can count on her. Ona güvenebiliriz. I'm counting on you to help next Tuesday morning. Gelecek salı sabahı yardım etmek için sana güveniyorum. Can we count on Tom to do that? Tom'un onu yapacağına güvenebilir miyiz? Tom is counting on your help. Tom sizin yardımınıza güveniyor. You can always count on Tom in any emergency. Acil durumlarda Tom'a her zaman güvenebilirsin. Can I count on you being at the meeting tomorrow? Yarınki toplantıda olacağına güvenebilir miyim? Tom was counting on Mary to help him get ready for the party. Tom partiye hazırlanmak için Mary'nin yardımına güveniyordu. We can always count on Tom in an emergency. Acil bir durumda Tom'a her zaman güvenebiliriz. I'm very busy so don't count on me. Çok meşgulüm, bu yüzden bana güvenme. We can't count on that happening. Bunun olacağına güvenemeyiz. You shouldn't count on getting a raise. Zam alacağına güvenmemelisin. I knew we could count on Tom. Tom'a güvenebileceğimizi biliyordum. You can count on us. Sen bize güvenebilirsin. When you are in trouble, you can count on me. Başınız belada olduğu zaman, bana güvenebilirsiniz. Don't worry, we can count on Tom. Endişelenme, Tom'a güvenebiliriz. Count on me. Bana güven. Tom knows he can count on Mary. Tom, Mary'ye güvenebileceğini biliyor. You can count on us. Bize güvenebilirsin. We're counting on you to help. Yardım etmen için sana güveniyoruz. We're counting on your help. Biz senin yardımına güveniyoruz. Tom is counting on me for financial help. Tom maddi yardım için bana güveniyor. When you're in trouble, you can count on me. Başınız belada olduğu zaman, bana güvenebilirsiniz. You can't count on him. Ona güvenemezsin. I'm counting on it. Ona güveniyorum. Tom is counting on us, isn't he? Tom bize güveniyor, değil mi? You can count on Jack. Jack'e güvenebilirsiniz. I thought you said I could count on you. Sana güvenebileceğimi söylediğini sanmıştım. We count on you. Sana güveniyoruz. I am counting on you to give the opening address. Açılış konuşması için sana güveniyorum. We are counting on you for financial help. Mali yardım için size güveniyoruz. Can we count on Tom to do that for us? Tom'un bunu bizim için yapacağına güvenebilir miyiz? Can I count on Tom to do that? Tom'un bunu yapacağına güvenebilir miyim? We counted on Tom, but he let us down. Tom'a güvenmiştik ama bizi hayal kırıklığına uğrattı. You can count on her. Ona güvenebilirsiniz. I'm counting on you to help me out. Bana yardım etmen için sana güveniyorum. Can I count on your support? Desteğinize güvenebilir miyim? Tom is still someone we can count on. Tom hâlâ güvenebileceğimiz birisidir. You can always count on him. Ona her zaman güvenebilirsin. I'm not counting on it. Buna güvenmiyorum. Don't count on Tom's help. Tom'un yardımına güvenme. You can count on her. Ona güvenebilirsin. We could always count on Tom. Tom'a her zaman güvenebilirdik. Tom knew he could count on Mary. Tom Mary'ye güvenebileceğini biliyordu. I wouldn't count on it. Ben olsam güvenmezdim. Let's not count on that happening. Bunun olacağına güvenmeyelim. We can count on him for financial help. Maddi yardım için ona güvenebiliriz. Can I count on you tomorrow morning? Yarın sabah size güvenebilir miyim? We count on them. Biz onlara güveniriz. I can't count on it. Ona güvenemiyorum. I'm counting on you to do that. Bunu yapacağına güveniyorum. I was counting on you. Sana güveniyordum. I count on Tom. Tom'a güvenirim. I know that I can count on Tom. Tom'a güvenebileceğimi biliyorum. Can we count on you to do that? Onu yapmana güvenebilir miyiz? I can't count on you. Sana güvenemem. I count on her. Ona güveniyorum. You can always count on me. Bana her zaman güvenebilirsiniz. I'm counting on that. Buna güveniyorum. I'll be counting on you to bring a salad. Bir salata getireceğinize güveniyor olacağım. People are counting on us. İnsanlar bize güveniyor. I knew we could count on him. Ona güvenebileceğimizi biliyordum. I am counting on you. Sana güveniyorum. We're counting on you to wake us up in time, so don't fall asleep. Bizi zamanında uyandıracağına güveniyoruz, bu yüzden uyuma. Count on it. Buna güven. Tom never counts on my help. Tom asla benim yardımıma güvenmez. Tom still has one person he can always count on. Tom'un hala her zaman güvenebileceği bir kişi var. I'm sure that's what Tom is counting on. Tom'un buna güvendiğinden eminim. You know you can count on me. Bana güvenebileceğini biliyorsun. Tom knows that he can count on us. Tom, bize güvenebileceğini biliyor. I wouldn't count on that happening. Ben olsam buna güvenmezdim. Tom counted on Mary's help. Tom, Mary'nin yardımına güvendi. I'll be counting on you to bring a salad. Salata getirmen için sana güveniyor olacağım. Can I count on Tom to do that? Tom'un onu yapmasına güvenebilir miyim? I'm very busy so don't count on me. Çok yoğunum, o yüzden bana güvenmeyin. Are you sure we can count on Tom? Tom'a güvenebileceğimizden emin misin? Everybody is counting on you, Tom. Herkes sana güveniyor, Tom. Tom doesn't count on me. Tom bana güvenmiyor. Tom is counting on you. Tom sana güveniyor. You can count on Tom. Tom'a güvenebilirsin. I know that I can count on you. Sana güvenebileceğimi biliyorum. Can I count on your help? Yardımına güvenebilir miyim? I need to know I can count on you. Sana güvenebileceğimi bilmem gerek. We can count on him for financial help. Mali yardım için ona güvenebiliriz. Tom knows he can always count on Mary. Tom, Mary'ye her zaman güvenebileceğini biliyor. Tom can count on Mary. Tom Mary'ye güvenebilir. I'm counting on you to do that. Bunu yapmak için sana güveniyorum. You're the only person I can count on. Güvenebileceğim tek kişi sensin. Don't count on them. Onlara güvenmeyin. Don't count on him. Ona güvenme. Don't count on him to lend you any money. Onun sana borç vereceğine güvenme. Can we count on you? Sana güvenebilir miyiz? You can always count on Holmes in any emergency. Acil bir durumda Holmes'a her zaman güvenebilirsiniz. I wish I could count on your help. Keşke yardımına güvenebilsem. You shouldn't count on others for help. Yardım için başkalarına güvenmemelisin. I'm counting on that. Ben ona güveniyorum. Tom counts on Mary's help. Tom, Mary'nin yardımına güveniyor. You can't count on him for financial help. Mali yardım için ona güvenemezsin. Tom counts on Mary to help him. Tom, Mary'nin yardımına güveniyor. What do we count on now? Şimdi neye güveniyoruz? I can't count on Tom. Tom'a güvenemem. I count on your help. Sizin yardımınıza güveniyorum. I'm counting on you not to let our secret leak out. Sırrımızın dışarı sızmasına izin vermeyeceğine güveniyorum. Tom is counting on me for financial help. Tom mali yardım için bana güveniyor. You can't count on her help. Onun yardımına güvenemezsin. Tom knows that he can count on Mary. Tom, Mary'ye güvenebileceğini biliyor. I can't count on you. Ben sana güvenemem. Tom counts on Mary's help. Tom Mary'nin yardımına güveniyor. We had to count on our strength only. Yalnızca gücümüze güvenmeliydik. That's what I'm counting on. Buna güveniyorum. You can count on me for a one thousand dollar donation. Bin dolarlık bir bağış için bana güvenebilirsin. I'll be counting on you. Sana güveniyor olacağım. Tom doesn't count on me. Tom bana güvenmez. We're counting on you for financial help. Mali yardım konusunda sana güveniyoruz. I knew we could count on them. Onlara güvenebileceğimizi biliyordum. He's a man of his word, so you can count on him. O sözünün eri bir adamdır, bu yüzden ona güvenebilirsiniz. You can count on him. Ona güvenebilirsin. He never counts on my help. O, asla yardımıma güvenmez. I'm counting on you to join us. Bize katılacağına güveniyorum. Don't count on them. Onlara güvenme. You cannot count on her because she's too irresponsible. Ona güvenemezsiniz çünkü çok sorumsuz. Don't count on her. Ona güvenme. Tom is counting on us. Tom bize güveniyor. We can count on Tom. Tom'a güvenebiliriz. I'm counting on you to help next Tuesday morning. Gelecek Salı sabahı yardım edeceğine güveniyorum. Tom is counting on your help. Tom senin yardımına güveniyor. Tom knows that he can count on us. Tom bize güvenebileceğini biliyor. Tom never counts on my help. Tom asla yardımıma güvenmez. Tom knows he can count on us. Tom bize güvenebileceğini biliyor. I'm counting on you to keep an eye on Tom. Tom'a göz kulak olman için sana güveniyorum. Show More (301)
2	count on	bel bağlamak	v.
	We're counting on your help. Yardımınıza bel bağlıyoruz. We had to count on our strength only. Sadece gücümüze bel bağlamalıydık. You can't count on their help. Onların yardımına bel bağlayamazsın. I never counted on his being rich. Onun zengin oluşuna asla bel bağlamadım. What do we count on now? Şimdi neye bel bağlıyoruz? Don't count on his assistance. Onun yardımına bel bağlamayın. You can't count on her help. Onun yardımına bel bağlayamazsın. Don't count on his help. Onun yardımına bel bağlamayın. Show More (5)
3	count on	beklemek	v.
	The citizens concerned are counting on the Commission to take practical action. İlgili vatandaşlar Komisyon'un pratik adımlar atmasını bekliyor. We are counting on an end to this situation and from that point of view this new paper really is most welcome. Bu duruma bir son verilmesini bekliyoruz ve bu açıdan bakıldığında bu yeni makale gerçekten memnuniyet verici. You'd better not count on a raise. Zam beklemesen iyi olur. Let's not count on that happening. Onun olmasını beklemeyelim. Show More (1)
4	count on	hesaba katmak	v.
	Tom hadn't counted on this. Tom bunu hesaba katmamıştı. I never counted on it. Bunu hiç hesaba katmamıştım. I wasn't counting on that. Bunu hesaba katmamıştım. Show More (0)