|
- Whether or not these consumers are right in having doubts about GMOs, the customer is ultimately always right.
- Bu tüketiciler GDO'larla ilgili şüphelerinde haklı olsunlar ya da olmasınlar, sonuçta müşteri her zaman haklıdır.
- A single domestic customer will have to compete with big industrial consumers to get a fair price.
- Tek bir evsel müşteri adil bir fiyat alabilmek için büyük endüstriyel tüketicilerle rekabet etmek zorunda kalacaktır.
- I am a loyal customer of question time, I therefore prepare my questions.
- Ben soru zamanının sadık bir müşterisiyim, bu nedenle sorularımı hazırlıyorum.
- Indeed, if they were accepted they would deprive the customer of the basic information requirements.
- Nitekim kabul edilmeleri halinde müşteriyi temel bilgi gerekliliklerinden mahrum bırakacaklardır.
- At all events, comparability must be preserved here, in the interests of the customer.
- Her halükarda burada müşterinin menfaatleri açısından karşılaştırılabilirlik korunmalıdır.
- If you don't want to be our customer, that is fine.
- Müşterimiz olmak istemiyorsanız, sorun değil.
- First, we must know and understand your customer.
- Öncelikle müşterinizi tanımamız ve anlamamız gerekiyor.
- The customer should make no more than two clicks to check out a product.
- Müşteri bir ürünü incelemek için en fazla iki tıklama yapmalıdır.
- Does the customer have his receipt?
- Müşterinin fişi var mı?
- The customer did not come.
- Müşteri gelmedi.
- I would like to get a feel for your rapport with the customer.
- Müşteriyle olan uyumunuz hakkında bir fikir edinmek istiyorum.
- Sami spoke to another customer.
- Sami başka bir müşteriyle konuştu.
- A customer wanted to know who the head honcho was.
- Bir müşteri patronun kim olduğunu bilmek istedi.
- I'm going to attend to the customer.
- Ben müşteriyle ilgileneceğim.
- I would like to get a feel for your rapport with the customer.
- Müşteri ile olan uyumunuz hakkında bir fikir edinmek istiyorum.
- Does the customer have his receipt?
- Müşterinin fişi yanında mı?
- Tom is a hard-nosed, tough customer.
- Tom sert bir müşteridir.
- Tom is the only customer in the bar.
- Tom bardaki tek müşteri.
- You are a good customer.
- Sen iyi bir müşterisin.
- Tom is a very good customer.
- Tom çok iyi bir müşteridir.
- The cashier bagged the customer's groceries.
- Kasiyer müşterinin yiyeceklerini poşetledi.
- He sent an angry customer to the manager.
- Kızgın bir müşteriyi müdüre gönderdi.
- She was the last customer.
- O son müşteriydi.
- She handed the parcel to the customer.
- Paketi müşteriye teslim etti.
- You're a good customer, so I'll do what I can.
- Sen iyi bir müşterisin, bu yüzden elimden geleni yapacağım.
- Sami charged a drunk customer three times.
- Sami sarhoş bir müşteriden üç kez para aldı.
- I'm going to meet a customer in his office today.
- Bugün ofisinde bir müşteriyle buluşacağım.
- Tom is a regular customer.
- Tom düzenli bir müşteridir.
- Tom is busy helping a customer.
- Tom bir müşteriye yardımcı olmakla meşgul.
- She handed the parcel to the customer.
- Paketi müşteriye uzattı.
- Tom is a good customer.
- Tom iyi bir müşteridir.
- I'm with a customer.
- Ben bir müşteriyim.
- The customer rejected everything that I showed her.
- Müşteri, ona gösterdiğim her şeyi reddetti.
- If you treat a customer well, he'll be a customer for life.
- Bir müşteriye iyi davranırsan, ömürlük bir müşteri olur.
- She misled a customer.
- Bir müşteriyi yanlış yönlendirdi.
- She wipes the bar after every customer.
- Her müşteriden sonra barı temizler.
- Tom has been a really good customer.
- Tom gerçekten iyi bir müşteriydi.
- If you treat a customer well, he'll be a customer for life.
- Bir müşteriye iyi muamele ederseniz, ömür boyu bir müşteri olacaktır.
- I'm expecting a customer today.
- Bugün bir müşteri bekliyorum.
- You're my best customer.
- Sen benim en iyi müşterimsin.
- You are our one millionth customer.
- Sen bizim bir milyonuncu müşterimizsin.
- Gosh, what a dirty customer!
- Tanrım, ne pis bir müşteri!
- I emailed customer support about the problem.
- Sorun için müşteri hizmetlerine e-posta attım.
- You're a good customer.
- Sen iyi bir müşterisin.
- That customer over there has been here since we opened.
- Oradaki şu müşteri biz açtığımızdan beri burada.
- The customer agrees.
- Müşteri kabul etti.
- She misled a customer.
- O bir müşteriyi yanlış yönlendirdi.
- She suggested that the customer buy a blue tie.
- Müşterinin mavi bir kravat almasını önerdi.
- The customer wanted her fish cooked without any salt.
- Müşteri balığının tuzsuz pişirilmesini istedi.
- Sami spent an hour with a customer and he didn't buy anything.
- Sami bir müşteriyle bir saat geçirdi ve hiçbir şey almadı.
- I am only a customer.
- Ben sadece bir müşteriyim.
- The customer's always right, even when they're not.
- Müşteri her zaman haklıdır, haklı olmasa bile.
- I'm with a customer.
- Bir müşteriyle birlikteyim.
- When the last customer leaves, we close the doors.
- Son müşteri çıktığında kapıları kapatıyoruz.
- Tom isn't a regular customer.
- Tom düzenli bir müşteri değil.
- I'm only a customer.
- Ben sadece bir müşteriyim.
- The customer agrees.
- Müşteri kabul eder.
- Tom is a hard-nosed, tough customer.
- Tom inatçı, zorlu bir müşteridir.
- He is a tough customer.
- Zor bir müşteri.
- Tom is busy helping a customer.
- Tom bir müşteriye yardım etmekle meşgul.
- I'm going to meet a customer in his office today.
- Bugün bir müşteriyle onun ofisinde buluşacağım.
- Tom is with a customer.
- Tom bir müşteriyle birlikte.
- She wipes the bar after every customer.
- Her müşteriden sonra barı siliyor.
- The customer's always right, even when they're not.
- Haklı olmasalar bile müşteriler her zaman haklıdırlar.
- The customer is always right.
- Müşteri her zaman haklıdır.
- A customer wanted to know who the head honcho was.
- Bir müşteri patronun kim olduğunu öğrenmek istedi.
- You're my best customer.
- Siz benim en iyi müşterimsiniz.
- He sent an angry customer to the manager.
- O, müdüre kızgın bir müşteri gönderdi.
- The customer is not always right.
- Müşteri her zaman haklı değildir.
- The customer rejected everything that I showed her.
- Müşteri, gösterdiğim her şeyi reddetti.
- When the last customer leaves, we close the doors.
- Son müşteri ayrıldığında biz kapıları kapatırız.
- That customer over there has been here since we opened.
- Şuradaki müşteri açıldığımızdan beri burada.
- You are our one millionth customer.
- Siz bizim milyonuncu müşterimizsiniz.
- She suggested that the customer buy a blue tie.
- Müşteriye mavi bir kravat almasını önerdi.
- The customer's complaint was about a sensitive issue.
- Müşterinin şikayeti hassas bir konuyla ilgiliydi.
- Tom is the only customer in the bar.
- Tom bardaki tek müşteridir.
- Due to his impolite behavior toward a customer, Tom was immediately fired.
- Bir müşteriye karşı kaba davranışı nedeniyle Tom hemen kovuldu.
- Tom is a very good customer.
- Tom çok iyi bir müşteri.
- This is the first time I've ever accepted a gift from a customer.
- İlk defa bir müşteriden hediye kabul ediyorum.
- The customer isn't always right.
- Müşteri her zaman haklı değildir.
- Tom is talking to a customer right now.
- Tom şu anda bir müşteriyle konuşuyor.
- I emailed customer support about the problem.
- Sorun hakkında müşteri desteğini e-postayla gönderdim.
Show More (79)
|
