dispel - English Turkish Sentences
English Turkish
dispel gidermek v.
  • This is vital, because we must dispel people's anxiety.
  • Bu hayati önem taşımaktadır, çünkü insanların endişelerini gidermeliyiz.
  • Her smooth entry into the ranks of the royal family will help to dispel these fears.
  • Onun kraliyet ailesinin saflarına düzgün girişi bu korkuların giderilmesine yardımcı olacaktır.
Show More (-1)