|
- We shall try to do better next time.
- Bir dahaki sefere daha iyisini yapmaya çalışacağız.
- It is necessary to remember the past in order to do better in the future.
- Gelecekte daha iyisini yapabilmek için geçmişi hatırlamak gerekir.
- So, we have reached about twice the figure we had in the second half of the 1990's but we have to do better still.
- 1990'ların ikinci yarısında sahip olduğumuz rakamın yaklaşık iki katına ulaştık, ancak daha iyi yapmamız gerekiyor.
- It should be seen as a friend who could do better.
- Daha iyisini yapabilecek bir arkadaş olarak görülmelidir.
- Yet the Commission's communication and this Parliament's conviction is based on the principle that we can do better.
- Yine de Komisyonun bildirisi ve bu Parlamentonun inancı, daha iyisini yapabileceğimiz ilkesine dayanmaktadır.
- We can probably do better in the future.
- Gelecekte muhtemelen daha iyisini yapabiliriz.
- The Member States do not necessarily do this well, and could do better, but this is a good start.
- Üye Devletlerin bunu iyi yapmaları gerekmez ve daha iyisini yapabilirler, ancak bu iyi bir başlangıçtır.
- I only wish we could do better in terms of time.
- Keşke zaman açısından daha iyisini yapabilseydik.
- A humanitarian EU must be able to do better.
- İnsani bir AB daha iyisini yapabilmelidir.
- Too little progress has been made and Turkey must do better.
- Çok az ilerleme kaydedilmiştir ve Türkiye daha iyisini yapmalıdır.
- Yet the Commission's communication and this Parliament's conviction is based on the principle that we can do better.
- Yine de Komisyon'un bildirisi ve bu Parlamento'nun inancı, daha iyisini yapabileceğimiz ilkesine dayanmaktadır.
- It is not a crime to want to do better in life.
- Hayatta daha iyisini yapmak istemek suç değildir.
- I think I could've done better.
- Sanırım daha iyisini yapabilirdim.
- I knew you could do better.
- Daha iyisini yapabileceğini biliyordum.
- We've got to do better.
- Daha iyisini yapmalıyız.
- Which can you do better, play tennis or play soccer?
- Hangisini daha iyi yaparsın, tenis mi yoksa futbol mu?
- I think I can do better.
- Sanırım daha iyisini yapabilirim.
- I couldn't have done better myself.
- Kendim daha iyisini yapamazdım.
- I'm sure I can do better.
- Daha iyisini yapabileceğime eminim.
- I bet I can do better than her.
- Bahse girerim ondan daha iyisini yapabilirim.
- What's the competition doing better?
- Rakipler neyi daha iyi yapıyor?
- I know I could've done better.
- Daha iyisini yapabileceğimi biliyorum.
- Tom can do better.
- Tom daha iyisini yapabilir.
- Tom wants to do better.
- Tom daha iyisini yapmak istiyor.
- Tom could do better.
- Tom daha iyisini yapabilirdi.
- You'll have to do better than that.
- Bundan daha iyisini yapmanız gerekecek.
- They could've done better.
- Daha iyisini yapabilirlerdi.
- You're going to have to do better than that, aren't you?
- Bundan daha iyisini yapman gerekecek, değil mi?
- You'll do better next time.
- Bir dahaki sefere daha iyisini yaparsınız.
- We have to do better next time.
- Bir dahaki sefere daha iyisini yapmalıyız.
- Which can you do better, ski or swim?
- Hangisini daha iyi yapabilirsin, kayak mı yoksa yüzme mi?
- We're going to do better than that.
- Bundan daha iyisini yapacağız.
- I'll do better.
- Daha iyisini yapacağım.
- Tom has to do better on the next test or he'll fail my class.
- Tom bir sonraki sınavda daha iyi yapmak zorunda yoksa sınıfta kalacak.
- Tom will have to do better than that.
- Tom'un bundan daha iyisini yapması gerekecek.
- You've got to do better.
- Daha iyisini yapmalısın.
- Tom did better than I did.
- Tom benden daha iyisini yaptı.
- Tom did better than I expected him to do.
- Tom onun yapmasını beklediğimden daha iyisini yaptı.
- I don't think anyone could have done better than you did.
- Herhangi birinin senin yaptığından daha iyisini yapmış olabileceğini sanmıyorum.
- I can do better than that.
- Bundan daha iyisini yapabilirim.
- Don't you think you could do better?
- Daha iyisini yapabileceğini düşünmüyor musun?
- You can do better than that.
- Bundan daha iyisini yapabilirsin.
- We can do better.
- Daha iyisini yapabiliriz.
- I bet I can do better than Tom.
- Tom'dan daha iyisini yapabileceğime bahse girerim.
- Admitting his lack of experience, I still think that he ought to do better.
- Deneyimsizliğini kabul etmekle birlikte, yine de daha iyisini yapması gerektiğini düşünüyorum.
- Tom has done better than Mary.
- Tom, Mary'den daha iyisini yaptı.
- I know you can do better.
- Daha iyisini yapabileceğinizi biliyorum.
- You've done better than that.
- Bundan daha iyisini yaptın.
- You've got to do better next time.
- Bir dahaki sefere daha iyisini yapmalısın.
- We have to do better.
- Daha iyisini yapmak zorundayız.
- Let's do better than that.
- Bundan daha iyisini yapalım.
- We've got to do better than that.
- Bundan daha iyisini yapmalıyız.
- I really want to do better.
- Gerçekten daha iyisini yapmak istiyorum.
- I think we'll do better next time.
- Bence bir dahaki sefere daha iyisini yaparız.
- Tom can do better, I think.
- Tom daha iyisini yapabilir, bence.
- We know we have to do better.
- Daha iyisini yapmamız gerektiğini biliyoruz.
- We all can do better.
- Hepimiz daha iyisini yapabiliriz.
- We hope to do better than last time.
- Geçen seferkinden daha iyisini yapmayı umuyoruz.
- I feel I could've done better.
- Daha iyisini yapabileceğimi hissediyorum.
- We can surely do better.
- Biz kesinlikle daha iyisini yapabiliriz.
- We'll have to do better from now on.
- Bundan sonra daha iyisini yapmak zorundayız.
- You're going to have to do better than that, aren't you?
- Bundan daha iyi yapmak zorunda kalacaksın, değil mi?
- No matter what I do, she says I can do better.
- Ne yaparsam yapayım, daha iyisini yaparım diyor.
- I think we could do better.
- Bence daha iyisini yapabilirdik.
- Tom is going to have to do better than that.
- Tom bundan daha iyisini yapmak zorunda.
- Can they do better?
- Daha iyisini yapabilirler mi?
- Tom will have to do better than that.
- Tom bundan daha iyisini yapmak zorunda kalacak.
- We can do better than that.
- Biz ondan daha iyisini yapabiliriz.
- You could do better.
- Daha iyisini yapabilirdin.
- I'd like to see someone do better.
- Birinin daha iyisini yaptığını görmek isterdim.
- We could've done better.
- Daha iyisini yapabilirdik.
- You're going to have to do better to convince me of that.
- Beni buna ikna etmek için daha iyisini yapman gerekecek.
- Try and do better next time.
- Bir dahaki sefere daha iyisini yapmaya çalış.
- What can I do better?
- Neyi daha iyi yapabilirim?
- I thought we could do better.
- Daha iyisini yapabileceğimizi düşünmüştüm.
- Tom wanted to do better.
- Tom daha iyisini yapmak istedi.
- I think you can do better.
- Bence daha iyisini yapabilirsin.
- There's nothing Tom can do that I can't do better.
- Tom'un yapıp da benim daha iyi yapamayacağım hiçbir şey yok.
- I bet I can do better than them.
- Bahse girerim onlardan daha iyisini yapabilirim.
- Let's hope Tom can do better this time.
- Tom'un bu sefer daha iyisini yapabileceğini umalım.
- Which can you do better, ski or swim?
- Hangisini daha iyi yaparsın, kayak mı yüzme mi?
- I'm sure you can do better.
- Eminim daha iyisini yapabilirsin.
- I think we can do better.
- Sanırım daha iyisini yapabiliriz.
- We need to do better than that.
- Bundan daha iyisini yapmalıyız.
- I did better than I expected I'd be able to.
- Beklediğimden daha iyisini yaptım.
- We should do better.
- Daha iyisini yapmalıyız.
- I know I can do better next time.
- Bir dahaki sefere daha iyisini yapabileceğimi biliyorum.
- Tom can do better than that, I think.
- Bence Tom bundan daha iyisini yapabilir.
- I think I can do better than that.
- Sanırım bundan daha iyisini yapabilirim.
- You'll both have to do better than that.
- İkiniz de bundan daha iyisini yapmak zorundasınız.
- We're committed to doing better.
- Daha iyisini yapmaya kararlıyız.
- I could've done better, I think.
- Daha iyisini yapabilirdim, sanırım.
- No matter what I do, she says I can do better.
- Ne yaparsam yapayım, daha iyisini yapabileceğimi söylüyor.
- I can do better.
- Daha iyisini yapabilirim.
- You'll have to do better than that.
- Bundan daha iyisini yapmak zorunda kalacaksın.
- Do you think you can do better?
- Daha iyisini yapabileceğini düşünüyor musun?
- You've got to do better than that next time.
- Bir dahaki sefere bundan daha iyisini yapmalısın.
- Everyone can do better if they try.
- Herkes denerse daha iyisini yapabilir.
- We can do better than that.
- Bundan daha iyisini yapabiliriz.
- You can do better than this.
- Bundan daha iyisini yapabilirsin.
Show More (97)
|