|
- There is toxic dust, and toxic vapours are emerging from the lava.
- Zehirli tozlar var ve lavlardan zehirli buharlar çıkıyor.
- There is toxic dust, and toxic vapours are emerging from the lava.
- Ortada zehirli bir toz var ve lavlardan zehirli buharlar çıkıyor.
- Meanwhile, many victims who have inhaled asbestos dust have died from it.
- Bu arada, asbest tozunu soluyan birçok mağdur bu nedenle hayatını kaybetmiştir.
- Meanwhile, many victims who have inhaled asbestos dust have died from it.
- Bu arada asbest tozunu soluyan birçok mağdur bu nedenle hayatını kaybetmiştir.
- The books are covered in dust.
- Kitaplar toz içinde.
- The pillow is crawling with dust mites.
- Yastığın toz akarı kaynıyor.
- A nebula is an interstellar cloud of dust, hydrogen, helium and other ionized gases.
- Nebula, toz, hidrojen, helyum ve diğer iyonize gazlardan oluşan yıldızlararası bir buluttur.
- The goggles protect your eyes from dust.
- Gözlükler gözünüzü tozdan korurlar.
- There's a ton of dust on top of the fan blades.
- Vantilatör pervanelerinin üzerinde bir ton toz var.
- We need to sweep up the dust.
- Tozu süpürmemiz gerekiyor.
- Probably you are allergic to pollen or dust.
- Muhtemelen polen veya toza alerjiniz var.
- He is allergic to dust.
- Toza karşı alerjisi var.
- Dust was blowing in the wind.
- Rüzgarda tozlar savruluyordu.
- Don't you ever dust this place?
- Buranın tozunu hiç almaz mısın?
- Jack brushed the dust off his coat.
- Jack, paltosundaki tozu fırçaladı.
- Tom is allergic to dust.
- Tom'un toza karşı alerjisi var.
- There's dust on the table.
- Masanın üzerinde toz var.
- An irregular galaxy has an undefined shape and is full of young stars, dust, and gas.
- Düzensiz bir galaksi, belirsiz bir şekle sahiptir ve genç yıldızlar, toz ve de gazla doludur.
- Wait until the dust clears.
- Toz temizlenene kadar bekleyin.
- Don't create dust!
- Toz yaratmayın!
- Tom hadn't cleaned his keyboard for months, and it was clogged with dust, food particles, and God knows what else.
- Tom klavyesini aylardır temizlememişti ve klavyesi toz, yemek parçacıkları ve Tanrı bilir daha nelerle tıkalıydı.
- The car left a trail of dust.
- Araba tozdan bir iz bırakmış.
- The furniture was covered in dust.
- Mobilyalar toz içindeydi.
- Now clean up any residual dust.
- Şimdi kalan tozu temizleyin.
- Your bed is crawling with dust mites.
- Yatağın toz akarı kaynıyor.
- The empty house was full of dust.
- Boş ev, toz doluydu.
- The goggles protect your eyes from dust.
- Gözlükler gözlerinizi tozdan korur.
- Clean the dust off the shelf.
- Rafın tozunu temizleyin.
- The pillow is full of dust mites.
- Yastık, toz akarları ile dolu.
- Space dust may not sound very dangerous, but when even a tiny object is moving many times faster than a bullet, it can cause injury.
- Uzay tozu çok tehlikeli gelmeyebilir ama minik bir nesne bile bir mermiden bir kaç kez daha hızlı hareket ettiğinde yaralanmaya neden olabilir.
- Wait until the dust clears.
- Toz kalkana kadar bekleyin.
- The furniture was covered in dust.
- Mobilya toz kaplıydı.
- Now clean up any residual dust.
- Şimdi kalan tozları temizleyin.
- Dust had accumulated on the desk.
- Masanın üstünde toz birikmiş.
- The horses make dust as they run.
- Atlar koşarken toz çıkarıyor.
- The Sahara is the largest source of dust in the world.
- Sahara dünyada en büyük toz kaynağı.
- Tom is allergic to dust.
- Tom'un toza alerjisi var.
- There's dust on the table.
- Masada toz var.
- The plane was coated with dust.
- Uçak toz ile kaplanmıştı.
- The rings around Saturn are made up of dust and ice.
- Satürn'ün etrafındaki halkalar toz ve buzdan oluşurlar.
- The pillow is crawling with dust mites.
- Yastık toz akarlarıyla dolu.
- Dust had accumulated in the attic.
- Tavan arasında toz birikmişti.
- Dust was blowing everywhere Monday.
- Pazartesi günü her yer toz içindeydi.
- There's a lot of dust in the attic.
- Tavan arasında çok toz var.
- I'm allergic to dust.
- Toza alerjim var.
- She brushed away the dust.
- Tozları fırçaladı.
- The Sahara is the largest source of dust in the world.
- Sahra, dünyadaki en büyük toz kaynağıdır.
- We need to sweep up the dust.
- Tozu süpürmemiz gerekir.
- You must keep this machine free from dust.
- Bu makineyi tozdan uzak tutmalısınız.
- Is there any home remedy for dust mites?
- Toz akarları için hiç ev çözümü var mı?
- There's a ton of dust on top of the fan blades.
- Vantilatör kanatlarının üstünde bir ton toz var.
- He is allergic to dust.
- Onun toza karşı allerjisi var.
- This dust is impossible to filter from the air.
- Bu tozun havadan filtre edilmesi imkansızdır.
- The rings around Saturn are made up of dust and ice.
- Satürn'ün etrafındaki halkalar toz ve buzdan oluşur.
- The horses make dust as they run.
- Atlar, koşarken toz yapar.
- Dust had accumulated in the attic.
- Toz tavan arasında birikmişti.
- Jack brushed the dust off his coat.
- Jack, paltosunun tozunu fırçaladı.
- She used a damp rag to wipe off the dust.
- Tozu silmek için nemli bir bez kullandı.
- It's dry as dust.
- Toz gibi kuru.
- Dust was blowing in the wind.
- Rüzgarda toz esiyordu.
- An irregular galaxy has an undefined shape and is full of young stars, dust, and gas.
- Düzensiz bir galaksi tanımlanmamış bir şekle sahiptir ve genç yıldızlar, toz ve gazla doludur.
- Your bed is crawling with dust mites.
- Yatağın toz akarlarıyla dolu.
- The desk was covered in dust.
- Masa toz içinde kalmıştı.
- Probably you are allergic to pollen or dust.
- Muhtemelen polen veya toza alerjin var.
- Dust got into one of my eyes.
- Gözlerimden birine toz kaçtı.
- The car left a trail of dust.
- Araba, bir toz izi bıraktı.
- Brush off the dust from your shoes.
- Ayakkabılarınızın tozunu fırçalayın.
- Dust had accumulated on the desk.
- Masanın üzerinde toz birikmiş.
- The pillow is full of dust mites.
- Yastık toz akarlarıyla dolu.
- Dust got into one of my eyes.
- Gözlerimden birine toz girdi.
- The ladder was covered with dust and rust.
- Merdiven toz ve pas ile kaplıydı.
- Is there any home remedy for dust mites?
- Toz akarları için evde yapılabilecek bir çare var mı?
- Clean the dust off the shelf.
- Raftaki tozu temizle.
- Space dust may not sound very dangerous, but when even a tiny object is moving many times faster than a bullet, it can cause injury.
- Uzay tozu kulağa çok tehlikeli gelmeyebilir, ancak küçük bir nesne bile bir mermiden kat kat hızlı hareket ettiğinde yaralanmalara neden olabilir.
- Dust was blowing everywhere Monday.
- Pazartesi her yerde toz püskürüyordu.
- The ladder was covered with dust and rust.
- Merdiven toz ve pas içindeydi.
Show More (73)
|
|
- The maid spent the whole day cleaning, she dusted everything.
- Hizmetçi bütün gün temizlik yaptı, her şeyin tozunu aldı.
- The maid spent the whole day cleaning, she dusted everything.
- Hizmetçi tüm gün temizlik yaptı, her şeyin tozunu aldı.
- The maid spent the whole day cleaning, she dusted everything.
- Hizmetçi bütün gününü temizlik yaparak geçirdi, her şeyin tozunu aldı.
- Don't you ever dust this place?
- Bu yerin hiç tozunu almıyor musun?
- I dusted myself off.
- Üzerimin tozunu aldım.
- Tom dusted himself off.
- Tom tozunu aldı.
- We need to dust the desk.
- Masanın tozunu almalıyız.
- We need to dust the desk.
- Masanın tozunu almamız gerekir.
- Tom is dusting.
- Tom toz alıyor.
Show More (6)
|
