effort - English Turkish Sentences
English Turkish
effort çaba n.
  • Given the wide area and the many variations in the different countries, it is a valiant and successful effort.
  • Geniş alan ve farklı ülkelerdeki birçok varyasyon göz önüne alındığında, bu cesur ve başarılı bir çabadır.
  • This concerted effort will make it possible to take decisive steps forward.
  • Bu ortak çaba ileriye doğru kararlı adımlar atılmasını mümkün kılacaktır.
  • I am grateful for the effort made to strike the right balance and I believe that you have broadly succeeded.
  • Doğru dengeyi kurmak için gösterdiğiniz çaba için minnettarım ve büyük ölçüde başarılı olduğunuza inanıyorum.
Show More (96)
effort gayret n.
  • In spite of recent efforts, quality and health controls remain inadequate.
  • Son zamanlardaki gayretlere rağmen, kalite ve sağlık denetimleri yetersiz olmaya devam etmektedir.
Show More (-2)