|
- Enlargement is a process of continuous assessment, not a one-off exam.
- Genişleme, tek seferlik bir sınav değil, sürekli bir değerlendirme sürecidir.
- Applications were submitted in July 1999, and the exam will take place in autumn 1999.
- Başvurular Temmuz 1999'da yapılmıştır ve sınav 1999 sonbaharında yapılacaktır.
- I want to stay here and check out this unorthodox exam.
- Burada kalıp bu sıradışı sınavı incelemek isterim.
- The students protested against the unfair exam.
- Öğrenciler adil olmayan sınavı protesto etti.
- The exam was particularly difficult because of its many essay questions.
- Sınav özellikle çok sayıda kompozisyon sorusu içerdiği için zordu.
- This exam is not so difficult.
- Bu sınav o kadar da zor değil.
- Tom handed in an empty sheet of paper for the exam.
- Tom sınav için boş bir kağıt verdi.
- He was caught cheating in the exam.
- Sınavda kopya çekerken yakalandı.
- Our professor postponed the exam until next week.
- Profesörümüz sınavı gelecek haftaya erteledi.
- He failed the exam due to a lack of preparation.
- Hazırlık eksikliği yüzünden sınavda başarısız oldu.
- Don't worry about the results of the exam.
- Sınav sonuçları için endişelenmeyin.
- It was a hard exam.
- Zor bir sınavdı.
- The exam included mathematics, physics and chemistry.
- Sınav matematik, fizik ve kimyayı içeriyordu.
- When did you pass the exam?
- Sınavı ne zaman geçtin?
- We have heard of your success in the exam.
- Sınavdaki başarını işittik.
- The teacher caught a student cheating in the exam.
- Öğretmen sınavda kopya çeken bir öğrenciyi yakaladı.
- Tom and I both failed the exam.
- Hem Tom hem de ben sınavdan zayıf not aldık.
- What time does the exam start?
- Sınav ne zaman başlar?
- At the end of every subject I have an exam.
- Her konunun sonunda bir sınavım var.
- And thus he failed the exam.
- Ve nitekim sınavı kaybetti.
- I forgot to write my name on the exam.
- Ben sınavda adımı yazmayı unuttum.
- Both Tom and I failed the exam.
- Tom ve ben sınavda başarısız olduk.
- I missed three questions on the exam.
- Sınavda üç soru kaçırdım.
- The first exam is done!
- İlk sınav bitti!
- In my opinion, you should take the exam again.
- Bence sınava bir daha girmelisiniz.
- He was admitted to that school without taking the exam.
- Sınava girmeden o okula alındı.
- I scored 20 on the maths exam.
- Ben matematik sınavından 20 aldım.
- He was admitted to that school without taking the exam.
- Sınavsız o okula alındı.
- Tom barely passed the exam.
- Tom sınavı zar zor geçti.
- The exam was divided into two parts.
- Sınav iki bölüme ayrılmıştı.
- Do you know anybody who passed this exam?
- Bu sınavı geçen birini biliyor musun?
- He was admitted to that school without taking the exam.
- Sınavsız o okula kabul edildi.
- I have to resit an English exam next week.
- Önümüzdeki hafta tekrar İngilizce sınavına girmek zorundayım.
- Our teacher announced an exam for next week.
- Öğretmenimiz önümüzdeki hafta için bir sınav duyurdu.
- I forgot to write my name on the exam.
- Sınava adımı yazmayı unuttum.
- Tom breezed through the exam.
- Tom sınavı çok rahat geçti.
- There are 10 weeks of preparation for the exam.
- Sınava hazırlanmak için 10 hafta var.
- I scored 20 on the maths exam.
- Matematik sınavından 20 aldım.
- I could have helped you with your exam, but you didn't want me to.
- Sınavında sana yardım edebilirdim ama sen istemedin.
- I failed my exam.
- Sınavda başarısız oldum.
- If only I had studied harder for the exam.
- Keşke sınava daha çok çalışsaydım.
- Is the exam today?
- Sınav bugün mü?
- She'll pass the exam for sure.
- Sınavı kesin geçecek.
- She seemed to be satisfied with the result of the exam.
- Sınav sonucundan memnun görünüyordu.
- Bill is nervous about the exam.
- Bill sınav konusunda gergin.
- I have an exam tomorrow.
- Yarın bir sınavım var.
- Bill signed up for the exam.
- Bill sınava kaydoldu.
- The fact is that he didn't even take the exam.
- Gerçek şu ki, sınava bile girmedi.
- I hope that the exam is easy.
- Umarım sınav kolaydır.
- I'm studying for my exam.
- Sınavıma çalışıyorum.
- I scored 100 on the maths exam.
- Ben matematik sınavından 100 aldım.
- Do you know somebody who passed the last year's exam?
- Geçen seneki sınavı geçen birini tanıyor musunuz?
- In spite of all his efforts, he failed the exam.
- Tüm çabalarına rağmen sınavda başarısız oldu.
- Did she mention the results of the exam?
- Sınav sonuçlarından bahsetti mi?
- He is concerned about the result of the exam.
- Sınavın sonucu hakkında endişeli.
- I am busy preparing for the next exam.
- Bir sonraki sınav için hazırlanmakla meşgulüm.
- Are you ready for today's exam?
- Bugünkü sınav için hazır mısın?
- He failed the exam because he didn't study.
- Çalışmadığı için sınavda başarısız oldu.
- Bill signed up for the exam.
- Bill, sınav için kaydını yaptırdı.
- In my opinion, you should take the exam again.
- Bence tekrar sınava girmelisin.
- You can use a dictionary for this exam.
- Bu sınav için bir sözlük kullanabilirsin.
- What do you think, how long has Tom been preparing for the exam?
- Ne düşünüyorsun, Tom ne kadar süredir sınav için hazırlanıyor?
- Tom got caught cheating on an exam.
- Tom sınavda kopya çekerken yakalandı.
- I did so bad in the exam!
- Sınavda çok kötüydüm!
- The teacher lets students use a calculator on the exam.
- Öğretmen öğrencilerin sınavda hesap makinesi kullanmasına izin veriyor.
- I missed three questions on the exam.
- Sınavda üç soruyu bilemedim.
- I have an exam tomorrow, but I haven't studied at all.
- Yarın sınavım var ama hiç çalışmadım.
- What do you think, how long has Tom been preparing for the exam?
- Ne düşünüyorsun, Tom sınava ne kadar zamandır hazırlanıyor?
- The exam was three hours long.
- Sınav üç saat sürdü.
- Whoever first solves the problem, he is freed from the exam.
- Sorunu ilk kim çözerse, sınavdan kurtulur.
- Tom was caught cheating on an exam.
- Tom sınavda kopya çekerken yakalandı.
- Both Tom and I failed the exam.
- Tom da ben de sınavdan kırık not aldık.
- I caught him cheating on the exam.
- Onu sınavda kopya çekerken yakaladım.
- I need them for an exam.
- Bir sınav için onlara ihtiyacım var.
- Yes, this exam is quite tough.
- Evet, bu sınav oldukça zor.
- I barely passed the exam.
- Ben sınavı güçlükle geçtim.
- Tom did pretty well on the exam.
- Tom sınavda oldukça iyiydi.
- Tom was caught cheating on the exam and was expelled from school.
- Tom sınavda kopya çekerken yakalandı ve okuldan atıldı.
- I'm dreading the exam.
- Sınavdan korkuyorum.
- Don't use a pencil to write the exam.
- Sınavda yazmak için kalem kullanmayın.
- During the exam, Tom cheated off Mary.
- Sınav sırasında Tom, Mary'den kopya çekti.
- Mary used her time machine to cheat on the exam.
- Mary sınavda hile yapmak için zaman makinesini kullandı.
- I have to study for the exam.
- Sınav için çalışmak zorundayım.
- He is concerned about the result of the exam.
- O, sınav sonucu hakkında endişeli.
- Good luck on your exam.
- Sınavında başarılar.
- I took the exam without studying for it.
- Sınava çalışmdan girdim.
- Tom passed his French exam.
- Tom Fransızca sınavını geçti.
- I have an exam tomorrow.
- Yarın sınavım var.
- We have to study for our exam.
- Sınavımıza çalışmalıyız.
- I failed the exam because I didn't study.
- Çalışmadığım için sınavda başarısız oldum.
- Do you know anybody who passed this exam?
- Bu sınavı geçen birini tanıyor musunuz?
- The date of the festival coincides with that of the exam.
- Festivalin tarihi sınavınki ile çakışmaktadır.
- He was well prepared for the exam.
- Sınava iyi hazırlanmıştı.
- He was caught cheating on the exam and was expelled from school.
- Sınavda kopya çekerken yakalanıp okuldan atıldı.
- Did she mention the results of the exam?
- O, sınavın sonuçlarından söz etti mi?
- Have you ever cheated on an exam?
- Bir sınavda hiç kopya çektin mi?
- He was caught cheating on the exam and got called on the carpet.
- Sınavda kopya çekerken yakalandı ve fırçayı yedi.
- If you are to succeed in the exam, you must study hard.
- Sınavda başarılı olmak istiyorsan, çok çalışmalısın.
- This time, the exam was not just difficult, but also, the questions were ambiguous.
- Bu sefer sınav sadece zor değildi, aynı zamanda sorular da muğlaktı.
- I have to resit an English exam next week.
- Gelecek hafta bir İngilizce sınavına tekrar girmem gerekiyor.
- I heard you did well on the exam.
- Sınavda başarılı olduğunu duydum.
- She seemed to be satisfied with the result of the exam.
- O, sınav sonucundan tatmin olmuş gibi görünüyordu.
- The student read the book the night before the exam.
- Öğrenci sınavdan önceki gece kitabı okudu.
- I wish you good luck in the exam!
- Sınavda iyi şanslar dilerim!
- He was caught cheating on the exam and got called on the carpet.
- O, sınavda kopya çekerken yakalandı ve ona fırça atıldı.
- I think I did OK on the exam.
- Sanırım sınavda iyiydim.
- Have you ever cheated on an exam?
- Hiç sınavda kopya çektiniz mi?
- I don't think I'm prepared for the exam.
- Sınava hazır olduğumu sanmıyorum.
- When does the exam start?
- Sınav ne zaman başlar?
- If you’ve only slept for three hours, you certainly won’t do well in the exam.
- Sadece üç saat uyuduysan, kesinlikle sınavda iyi iş çıkaramazsın.
- I only made three mistakes on the exam.
- Sınavda sadece üç hata yaptım.
- You should try the exam again.
- Sınavı tekrar denemelisiniz.
- Good luck with your exam.
- Sınavınızda başarılar.
- You should try the exam again.
- Sınavı tekrar denemelisin.
- I took the exam without studying for it.
- Çalışmadan sınava girdim.
- He was very anxious on the eve of the exam.
- Sınav arifesinde çok endişeliydi.
- Ken didn't work hard enough, so he failed the exam.
- Ken yeterince sıkı çalışmadı, bu yüzden sınavda başarısız oldu.
- My friend scored 95 on the maths exam.
- Arkadaşım matematik sınavında 95 puan aldı.
- At the end of every subject I have an exam.
- Her dersin sonunda bir sınavım var.
- Tom hasn't even started studying for the exam yet.
- Tom henüz sınav için çalışmaya başlamadı bile.
- I pulled an all-nighter preparing for the exam.
- Sınava hazırlanmak için bütün gece çalıştım.
- I hope that the exam will be easy.
- Sınavın kolay olacağını umuyorum.
- He was admitted to that school without taking the exam.
- O okula sınavsız alındı.
- Good luck on your exam.
- Sınavında iyi şanslar.
- Tom and I both failed the exam.
- Tom da ben de sınavdan kırık not aldık.
- Tom aced the exam.
- Tom sınavdan tam puan aldı.
- This exam is very easy.
- Bu sınav çok kolay.
- Wish you good luck on the exam.
- Sınavda iyi şanslar dilerim.
- He's at home resting and preparing for the exam.
- O, evde dinleniyor ve sınav için hazırlanıyor.
- We have heard of your success in the exam.
- Sınavdaki başarınızı duyduk.
- I didn't do very well on today's exam.
- Bugünkü sınavda pek iyi değildim.
- The exam was difficult.
- Sınav zordu.
- The practical exam is the day after tomorrow.
- Pratik sınav yarından sonraki gün.
- I have an exam tomorrow, but I haven't studied at all.
- Yarın sınav var ama hiç çalışmadım.
- He failed the exam, but he doesn't care too much.
- Sınavda başarısız oldu ama çok da umurunda değil.
- Tom did really well on the exam.
- Tom sınavda gerçekten iyiydi.
- In Japan, only women are entitled to take the national obstetrics exam.
- Japonya'da sadece kadınların ulusal doğum sınavına girme hakkı var.
- I have to study for tomorrow's French exam.
- Yarının Fransızca sınavı için ders çalışmam lazım.
- The exam was two and a half hours long.
- Sınav iki buçuk saat sürdü.
- Have you started studying for the exam?
- Sınav için çalışmaya başladın mı?
- The exam was very difficult.
- Sınav çok zordu.
- She's at home resting and preparing for the exam.
- Evde dinleniyor ve sınava hazırlanıyor.
- He's at home resting and preparing for the exam.
- Evde dinleniyor ve sınava hazırlanıyor.
- What will you do if you fail the exam?
- Sınavdan başarısız olursan ne yapacaksın?
- Are calculators banned from the math exam?
- Hesap makineleri matematik sınavında yasaklandı mı?
- This is a very difficult exam.
- Bu çok zor bir sınav.
- Don't use a pencil to write the exam.
- Sınavı yazmak için bir kurşunkalem kullanmayın.
- He got the highest grade on the exam.
- Sınavda en yüksek notu aldı.
- Wish you good luck on the exam.
- Size sınavda iyi şans dilerim.
- Don't worry about the results of the exam.
- Sınav sonuçları hakkında endişelenmeyin.
- I wish that I hadn't been late for the exam.
- Keşke sınava geç kalmasaydım.
- Good luck with your exam.
- Sınavında iyi şanslar.
- It was a tough exam.
- Sıkı bir sınavdı.
- The smart student finished the exam.
- Akıllı öğrenci sınavı bitirdi.
- What time does the exam start?
- Sınav ne zaman başlıyor?
- The student received a perfect score on the exam.
- Öğrenci sınavdan tam puan aldı.
- How did you do in your exam?
- Sınavın nasıl geçti?
- I felt like singing loudly when the exam was over.
- Sınav bittiğinde içimden avaz avaz şarkı söylemek geldi.
- He scored 85 on the exam.
- O, sınavda 85 puan aldı.
- He cheated on the biology exam.
- Biyoloji sınavında kopya çekti.
- They failed the exam.
- Sınavda başarısız oldular.
- Do you know somebody who passed the last year's exam?
- Geçen yılın sınavını geçen birini biliyor musun?
- You'll certainly pass the coming exam.
- Gelecek sınavı kesinlikle geçeceksin.
- Did Tom study for today's exam?
- Tom bugünkü sınava çalıştı mı?
- I'll never forget taking the exam.
- Sınava girdiğimi asla unutmayacağım.
- Ready or not, the exam begins in ten minutes.
- Hazır ya da değil, sınav on dakika içinde başlıyor.
- Our professor postponed the exam until next week.
- Bizim profesör gelecek haftaya kadar sınavı erteledi.
- I hope that the exam isn't too difficult.
- Umarım sınav çok zor değildir.
- Tom got an A on the exam.
- Tom sınavda A aldı.
- He attributed his failure in the exam to illness.
- Sınavdaki başarısızlığını hastalığına bağladı.
- The date of the festival coincides with that of the exam.
- Festival tarihi sınav tarihiyle çakışıyor.
- How did the exam go?
- Sınav nasıl geçti?
- Tom got an A on the exam.
- Tom sınavdan A aldı.
- The teacher warned us that the exam would probably be complicated.
- Öğretmen sınavın muhtemelen karmaşık olacağı konusunda bizi uyardı.
- If you don't study, you will fail the exam.
- Eğer çalışmazsan, sınavda başarısız olursun.
- Tom handed in an empty sheet of paper for the exam.
- Tom sınav için boş bir kağıt uzattı.
- In spite of all his efforts, he failed the exam.
- Bütün çabalarına rağmen sınavda başarısız oldu.
- If you’ve only slept for three hours, you certainly won’t do well in the exam.
- Eğer sadece üç saat uyuduysanız, sınavda kesinlikle başarılı olamazsınız.
- The fact is that he didn't even take the exam.
- Aslında sınava bile girmedi.
- It will take me no less than 10 hours to prepare for the exam.
- Sınava hazırlanmam en az 10 saatimi alacak.
- The exam was easy.
- Sınav basitti.
- Whoever first solves the problem, he is freed from the exam.
- Kim önce sorunu çözerse, sınavdan kurtulur.
- Tom cheated on the exam.
- Tom sınavda kopya çekti.
- The students were ill at ease before the exam.
- Öğrenciler sınavdan önce endişeliydi.
- The boy was accused of cheating during the exam.
- Çocuk sınavda kopya çekmekle suçlandı.
- Tom was well prepared for the exam.
- Tom sınav için iyi hazırlandı.
- Ken didn't work hard enough, so he failed the exam.
- Ken yeterince çalışmadı, bu yüzden sınavda başarısız oldu.
- Tom cheated on today's exam.
- Tom bugünkü sınavda kopya çekti.
- Tom might be able to help you study for your exam.
- Tom sınavın için çalışmana yardım edebilir.
- As many as ten students failed the exam.
- On kadar öğrenci sınavda başarısız oldu.
- How hard was the exam?
- Sınav ne kadar zordu?
- The boy was accused of cheating during the exam.
- Oğlan, sınav esnasında kopya çekmekle suçlandı.
- Did Tom study for today's exam?
- Tom bugünkü sınav için çalıştı mı?
- You can use a dictionary for this exam.
- Bu sınav için bir sözlük kullanabilirsiniz.
- I should be studying for tomorrow's exam.
- Yarınki sınava çalışmalıyım.
- She's at home resting and preparing for the exam.
- O, evde dinleniyor ve sınav için hazırlanıyor.
- He failed the exam.
- Sınavda başarısız oldu.
- I aced the exam!
- Ben sınavda başarılı oldum!
- I should be studying for tomorrow's exam.
- Yarınki sınav için çalışıyor olmalıyım.
- The teacher warned us that the exam would probably be complicated.
- Öğretmen, sınavın muhtemelen karmaşık olacağı konusunda bizi uyardı.
- He scored 85 on the exam.
- Sınavdan 85 puan aldı.
- I failed my exam.
- Sınavımda başarısız oldum.
- Have you ever failed an exam?
- Hiç bir sınavda başarısız oldun mu?
- I'm studying for my exam.
- Sınavıma hazırlanıyorum.
- Tom cheated on the history exam.
- Tom Tarih sınavında kopya çekti.
- The theoretical exam is tomorrow.
- Teorik sınav yarın.
- It will take me no less than 10 hours to prepare for the exam.
- Bu sınava hazırlanmak en az 10 saatimi alacaktır.
- Tom knew Mary would probably be studying for the exam.
- Tom Mary'nin muhtemelen sınav için çalışacağını biliyordu.
- Tom did very well on the exam.
- Tom sınavda çok başarılı oldu.
- Tom breezed through the exam.
- Tom'un sınavı kolay geçti.
- Did Tom do well on the exam?
- Tom sınavda başarılı oldu mu?
- I felt like singing loudly when the exam was over.
- Sınav bittiğinde yüksek sesle şarkı söylemek istedim.
- I wish you good luck in the exam!
- Size sınavda iyi şans diliyorum.
- I failed the exam.
- Sınavda başarısız oldum.
- Ready or not, the exam begins in ten minutes.
- Hazır olsan da ya da olmasan da, sınav on dakika içinde başlar.
- How was your biology exam?
- Biyoloji sınavın nasıldı?
- The student read the book the night before the exam.
- Öğrenci kitabı sınavdan önceki gece okudu.
- I don't think I'm prepared for the exam.
- Sınava hazırlıklı olduğumu sanmıyorum.
- The teacher lets students use a calculator on the exam.
- Hoca sınavda hesap makinesi kullanmaya izin veriyor.
- I need them for an exam.
- Sınav için lazım.
- Our teacher announced an exam for next week.
- Öğretmenimiz gelecek hafta için bir sınav açıkladı.
- Don't use a pencil to write the exam.
- Sınav sırasında yazmak için bir kalem kullanmayın.
- After the exam, I forgot everything.
- Sınavdan sonra her şeyi unuttum.
- I scored 100 on the maths exam.
- Matematik sınavından 100 aldım.
- How was your biology exam?
- Biyoloji sınavın nasıl geçti?
- Don't forget to spend a little time looking over your notes before the exam.
- Sınavdan önce notlarınızı gözden geçirmek için biraz zaman ayırmayı unutmayın.
- It was a difficult exam.
- Zor bir sınavdı.
- I aced the exam!
- Sınavı kazandım!
- She's passed an English exam.
- İngilizce sınavını geçti.
- You sure guessed the critical points of that teacher's exam.
- O öğretmenin sınavının kritik noktaları emin olarak tahmin ettin.
- When does the exam start?
- Sınav ne zaman başlıyor?
- If only I had studied harder for the exam.
- Keşke sınav için daha sıkı çalışsaydım.
- Tom and Mary both failed the exam.
- Tom ve Mary sınavda başarısız oldular.
- The smart student finished the exam.
- Zeki öğrenci sınavı bitirdi.
- The teacher caught a student cheating in the exam.
- Öğretmen sınavda bir öğrenciyi kopya çekerken yakaladı.
- Tom might be able to help you study for your exam.
- Tom sınavına çalışman için sana yardım edebilir.
- How was your exam?
- Sınavın nasıl geçti?
- He was admitted to that school without taking the exam.
- Sınava girmeden o okula kabul edildi.
- How difficult was the exam?
- Sınav ne kadar zordu?
- He cheated on the biology exam.
- O biyoloji sınavında kopya çekti.
- Will we be the only students taking the exam tomorrow?
- Yarınki sınava sadece biz mi gireceğiz?
- I have to study for tomorrow's French exam.
- Yarınki Fransızca sınavına çalışmam gerekiyor.
- If you flunk this exam, you'll have to repeat the course.
- Bu sınavda başarısız olursan, kursu tekrar etmek zorunda kalacaksın.
- The exam was too difficult for me.
- Sınav benim için çok zordu.
- Mary used her time machine to cheat on the exam.
- Mary sınavda kopya çekmek için zaman makinesini kullandı.
- I've got an exam in a few minutes, and I'm going to fail for sure.
- Birkaç dakika sonra sınavım var ve kesinlikle kalacağım.
- It was a difficult exam.
- Güç bir sınavdı.
- I'm concerned about the result of the exam.
- Sınavın sonucu hakkında endişeliyim.
- Tom failed the exam.
- Tom sınavda başarısız oldu.
- I have an exam on Monday.
- Pazartesi bir sınavım var.
- Tom and Mary both failed the exam.
- Hem Tom hem de Mary sınavda başarısız oldu.
- Tom attributed his failure in the exam to illness.
- Tom, sınavdaki başarısızlığını hastalığına bağladı.
- He was caught cheating on the exam and was expelled from school.
- Sınavda kopya çekerken yakalandı ve okuldan atıldı.
- If you don't study, you will fail the exam.
- Çalışmazsan, sınavda başarısız olursun.
- Tom attributed his failure in the exam to illness.
- Tom, sınavdaki başarısızlığını hastalığa bağladı.
- I could help you with your exam if you want.
- İstersen sınavında sana yardım edebilirim.
- He failed to take the exam.
- Sınava girmeyi başaramamış.
- He will without doubt succeed in the exam.
- Sınavda başarılı olacağına şüphe yok.
- Dan went to his first exam unprepared.
- Dan ilk sınavına hazırlıksız gitti.
- Tom always has trouble sleeping the night before a big exam.
- Tom büyük bir sınavdan önceki gece uyumakta hep zorlanır.
- The smart student finished the exam.
- Akıllı öğrenci sınavı tamamladı.
- When did you take the exam?
- Sınava ne zaman girdin?
- The exam was very easy.
- Sınav çok kolaydı.
- It seems Tanaka passed her exam.
- Tanaka sınavını geçmiş gibi görünüyor.
- I made several mistakes in the exam.
- Sınavda birkaç hata yaptım.
- It seems Tanaka passed her exam.
- Görünüşe göre Tanaka sınavı geçmiş.
- If he had failed the exam, what would he have done?
- Sınavda başarısız olsaydı, ne yapardı?
- I've got an exam in a few minutes, and I'm going to fail for sure.
- Birkaç dakika içinde bir sınavım var, kesin başarısız olacağım.
- He was admitted to that school without taking the exam.
- O okula sınavsız kabul edildi.
- Tom was well prepared for the exam.
- Tom sınav için iyi hazırlanmıştı.
- He failed to take the exam.
- Sınava giremedi.
- Tom is revising for his exam of tomorrow.
- Tom yarınki sınavı için tekrar yapıyor.
- Your exam today will be very significant for your future.
- Bugünkü sınavınız geleceğiniz için çok önemli olacak.
- My friend scored 95 on the maths exam.
- Arkadaşım matematik sınavından 95 aldı.
- Are you well prepared for today's exam?
- Bugünkü sınav için iyi hazırlandın mı?
- It was a tough exam.
- Zorlu bir sınavdı.
- He was very anxious on the eve of the exam.
- O, sınav arifesinde çok kaygılıydı.
- I pulled an all-nighter preparing for the exam.
- Sınav için hazırlanarak bütün gece çalıştım.
- Tom cheated on the geology exam.
- Tom jeoloji sınavında kopya çekti.
- She'll pass the exam for sure.
- O, sınavı kesinlikle geçecek.
- The exam was easy.
- Sınav kolaydı.
- Are calculators banned from the math exam?
- Hesap makineleri matematik sınavında yasaklı mı?
- Tom knew Mary would probably be studying for the exam.
- Tom, Mary'nin muhtemelen sınava çalışacağını biliyordu.
- I have to study for the exam.
- Sınava çalışmam lazım.
- How was your exam?
- Sınavın nasıldı?
- He was well prepared for the exam.
- Sınav için iyi hazırlanmıştı.
- I have an exam on Monday.
- Pazartesi günü bir sınavım var.
- You sure guessed the critical points of that teacher's exam.
- Öğretmenin sınavının kritik noktalarını kesinlikle tahmin ettin.
- I hope that the exam is easy.
- Umarım sınav kolay olur.
- Tom aced the exam.
- Tom sınavı tam puanla geçti.
- Failing the exam was a blow to his ego.
- Sınavında başarısız olmak onun egosuna bir darbeydi.
- He will without doubt succeed in the exam.
- Şüphesiz o, sınavda başarılı olacak.
- The students were ill at ease before the exam.
- Öğrenciler sınav öncesi huzursuzdu.
- If it hadn't been for her help, I would never have passed the exam.
- Eğer onun yardımı olmasaydı, sınavı asla geçemezdim.
- The exam was real hard.
- Sınav gerçekten zordu.
- He failed the exam because he had not studied enough.
- Sınavda başarısız oldu çünkü yeterince çalışmamıştı.
- The chemistry exam was a doddle.
- Kimya sınavı çok kolaydı.
- He was happy that he passed that exam.
- Sınavı geçtiği için mutluydu.
- I think I did OK on the exam.
- Sanırım sınavda başarılı oldum.
- She's passed an English exam.
- O, bir İngilizce sınavını geçti.
- Even Tom failed today's exam.
- Tom bile bugünkü sınavda başarısız oldu.
- Are you well prepared for today's exam?
- Bugünkü sınava iyi hazırlandınız mı?
- If it hadn't been for her help, I would never have passed the exam.
- Yardımı olmamış olsaydı sınavdan asla geçemezdim.
- He failed the exam.
- O, sınavda başarısız oldu.
- She's practising for her piano exam.
- Piyano sınavı için pratik yapıyor.
- He was admitted without taking the exam.
- Sınava girmeden kabul edildi.
- Are you ready for today's exam?
- Bugünkü sınava hazır mısın?
- I hope that the exam will be easy.
- Umarım sınav kolay olur.
- Tom did well on the exam.
- Tom sınavda başarılı oldu.
- This exam is not so difficult.
- Bu sınav o kadar zor değil.
- Both Tom and I failed the exam.
- Hem Tom hem de ben sınavdan zayıf not aldık.
- Don't forget to spend a little time looking over your notes before the exam.
- Sınavda önce notlarını gözden geçirmek için biraz zaman harcamayı unutma.
- Let me know about the result of the exam.
- Sınav sonucunu bana bildirin.
- He failed the exam due to a lack of preparation.
- Hazırlık eksikliği nedeniyle sınavda başarısız oldu.
- He is studying English for the next exam.
- Bir sonraki sınav için İngilizce çalışıyor.
- Tom passed the exam with flying colors.
- Tom sınavdan yüksek not aldı.
- Ready or not, the exam begins in ten minutes.
- Hazır olun ya da olmayın, sınav on dakika içinde başlıyor.
- I barely passed the exam.
- Sınavı zar zor geçtim.
- She's practising for her piano exam.
- O piyano sınavı için pratik yapıyor.
Show More (316)
|
