|
- The war could nonetheless perhaps be stopped if Saddam Hussein were to resign or go into exile.
- Yine de Saddam Hüseyin'in istifa etmesi ya da sürgüne gitmesi halinde savaş belki durdurulabilir.
- His Holiness the Dalai Lama left the country in 1959 and now lives, with his government-in-exile, in exile in India.
- Kutsal Dalai Lama 1959'da ülkeyi terk etti ve şimdi sürgündeki hükümetiyle birlikte Hindistan'da sürgünde yaşıyor.
- Everyone is born a king, and most people die in exile.
- Herkes kral olarak doğar ve çoğu insan sürgünde ölür.
- Besides that, nothing, except for a long exile to my room.
- Bunun dışında, odama uzun bir sürgün dışında hiçbir şey.
- Besides that, nothing, except for a long exile to my room.
- Bunun dışında, hiçbir şey, odamda geçireceğim uzun sürgün haricinde.
- Besides that, nothing, except for a long exile to my room.
- Bunun dışında odama uzun bir sürgün dışında hiçbir şey olmadı.
- This sad story was written at a time when Tom was in exile.
- Bu üzücü hikaye Tom sürgünde olduğu zaman yazıldı.
- Life is an exile.
- Hayat bir sürgündür.
- This sad story was written at a time when Tom was in exile.
- Bu hüzünlü hikaye Tom'un sürgünde olduğu bir zamanda yazıldı.
- The exile yearned for his home.
- Sürgündeki adam evini özlüyordu.
- Life is an exile.
- Yaşam bir sürgündür.
- Most of the exiles were killed or captured.
- Sürgünlerin çoğu öldürüldü ya da esir alındı.
- Most of the exiles were killed or captured.
- Sürgünlerin çoğu öldürüldü veya esir alındı .
Show More (10)
|