exile - English Turkish Sentences
English Turkish
exile sürgün n.
  • The war could nonetheless perhaps be stopped if Saddam Hussein were to resign or go into exile.
  • Yine de Saddam Hüseyin'in istifa etmesi ya da sürgüne gitmesi halinde savaş belki durdurulabilir.
  • His Holiness the Dalai Lama left the country in 1959 and now lives, with his government-in-exile, in exile in India.
  • Kutsal Dalai Lama 1959'da ülkeyi terk etti ve şimdi sürgündeki hükümetiyle birlikte Hindistan'da sürgünde yaşıyor.
  • Everyone is born a king, and most people die in exile.
  • Herkes kral olarak doğar ve çoğu insan sürgünde ölür.
Show More (10)
exile sürgüne göndermek v.
  • If it were up to me, you would all be exiled.
  • Bana kalsaydı hepiniz sürgüne gönderilirdiniz.
  • If it were up to me, I'd have you all exiled.
  • Bana kalsaydı hepinizi sürgüne gönderirdim.
  • In 1902 he was arrested and exiled to Siberia.
  • O 1902 yılında tutuklandı ve Sibirya'ya sürgüne gönderildi.
Show More (0)
exile sürgün etmek v.
  • If it were up to me, I'd have you all exiled.
  • Bana kalsa hepinizi sürgün ettirirdim.
Show More (-2)