|
- Grandmothers can chat online with their grandchildren – I am an expert at it.
- Büyükanneler torunlarıyla online sohbet edebilirler, ki ben bu konuda uzmanım.
- The results obtained from the models are critically evaluated, using expert judgement.
- Modellerden elde edilen sonuçlar uzman görüşü kullanılarak eleştirel bir şekilde değerlendirilmektedir.
- It does not take an expert on budgets to work out that the Council is submitting a proposal to cut down on posts.
- Konseyin kadroların azaltılması için bir teklif sunduğunu anlamak için bütçe uzmanı olmaya gerek yok.
- Increased expert assistance might be considered.
- Artırılmış uzman yardımı düşünülebilir.
- There the patent is granted when one expert has given their opinion.
- Orada bir uzman görüş bildirdiğinde patent veriliyor.
- I am not an expert in political science.
- Siyaset bilimi uzmanı değilim.
- In fact, the Commission's representation in The Hague has been waiting for a legal expert to be appointed for years.
- Aslında Komisyon'un Lahey'deki temsilciliği yıllardır bir hukuk uzmanının atanmasını beklemektedir.
- This decision also covers expert knowledge and the consultation of interested parties.
- Bu karar aynı zamanda uzman bilgisi ve ilgili taraflara danışılmasını da kapsamaktadır.
- The follow-up communication also provides for the setting up of an expert group.
- Takip bildirisi ayrıca bir uzman grubunun kurulmasını da öngörmektedir.
- How many off-the-shelf shops offer expert advice?
- Kaç tane hazır mağaza uzman tavsiyesi sunuyor?
- We need more formal meetings at official and expert level, and a much more focused relationship.
- Resmi ve uzman düzeyinde daha resmi toplantılara ve çok daha odaklı bir ilişkiye ihtiyacımız var.
- Mr Nisticò is a well-known expert in the field, but it has been quite a challenge for me and my services.
- Bay Nisticò alanında tanınmış bir uzmandır ancak bu benim ve hizmetlerim için oldukça zorlu bir süreç oldu.
- The follow-up communication also provides for the setting up of an expert group.
- Takip tebliği ayrıca bir uzman grubunun kurulmasını da öngörmektedir.
- Citizens and companies are lost without expert help.
- Vatandaşlar ve şirketler uzman yardımı olmadan ne yapacaklarını bilemezler.
- Preparations for the meeting are currently under way at expert level.
- Toplantı için hazırlıklar şu anda uzman düzeyinde devam etmektedir.
- Earlier this year, in the very shadow of this building, I toured the local food markets with a food safety expert.
- Bu yılın başlarında, bu binanın gölgesinde, bir gıda güvenliği uzmanıyla birlikte yerel gıda pazarlarını gezdim.
- Expert advice on selling, marketing, shipping, and navigating.
- Satış, pazarlama, nakliye ve navigasyon konularında uzman tavsiyesi.
- And more importantly, he's an expert in black market intelligence.
- Ve daha da önemlisi, karaborsa istihbaratında uzmandır.
- My dad is consulting as a black-market art expert.
- Babam karaborsa sanat uzmanı olarak danışmanlık yapıyor.
- As I stated in my first post, I am not an expert.
- İlk yazımda da belirttiğim gibi uzman değilim.
- An expert confirmed that these were indeed human bones.
- Bir uzman bunların gerçekten de insan kemikleri olduğunu doğruladı.
- Expert advice on selling, marketing, shipping, and navigating.
- Satış, pazarlama, nakliye ve gezinme konusunda uzman tavsiyesi.
- As I stated in my first post, I am not an expert.
- İlk yazımda da belirttiğim gibi, ben bir uzman değilim.
- Expert advice on selling, marketing, shipping, and navigating.
- Satış, pazarlama, nakliye ve navigasyon konusunda uzman tavsiyesi.
- They tell me you're a real expert!
- Onlar bana senin gerçek bir uzman olduğunu söylüyorlar!
- Learn how to keep things in control from our expert.
- Uzmanımızdan işleri nasıl kontrol altında tutacağını öğren.
- Tom is an expert driver.
- Tom uzman bir şofördür.
- Tom isn't exactly an expert.
- Tom tam olarak uzman değil.
- Layla was an expert at robbing banks.
- Leyla banka soyma konusunda bir uzmandı.
- He's an expert at throwing knives.
- Bıçak fırlatma konusunda uzmandır.
- For someone who's supposed to be an expert, you don't seem to know much.
- Uzman olması gereken birine göre, pek bir şey biliyor gibi görünmüyorsun.
- You're the expert.
- Uzman sensin.
- We need an expert mechanic for this job.
- Bu iş için uzman bir tamirciye ihtiyacımız var.
- I need some expert advice.
- Uzman tavsiyesine ihtiyacım var.
- Tom is an expert pilot with thousands of hours of flying time.
- Tom binlerce saatlik uçuş zamanı olan uzman bir pilottur.
- Look, I'm not an expert.
- Bak, ben bir uzman değilim.
- They asked a medical expert to do more research.
- Onlar daha fazla araştırma yapmak için bir tıp uzmanı istedi.
- You're the expert.
- Sen uzmansın.
- Tom is a karate expert.
- Tom bir karate uzmanıdır.
- I'm a financial expert.
- Ben bir mali uzmanım.
- An expert was called for advice.
- Bir uzman tavsiye için çağrıldı.
- Tom is an expert on the topic.
- Tom konunun uzmanı.
- Tom's a real expert.
- Tom gerçek bir uzman.
- Tom is an expert when it comes to cooking.
- Pişirmeye gelince Tom bir uzmandır.
- Our teacher is a martial arts expert.
- Öğretmenimiz dövüş sanatları uzmanıdır.
- Tom is a leading expert in his field.
- Tom kendi alanında önde gelen bir uzmandır.
- Tom is an expert at solving mysteries.
- Tom gizemleri çözme konusunda uzmandır.
- Tom claimed to be an expert in finance.
- Tom finans alanında bir uzman olduğunu iddia etti.
- I'm not an expert in this field.
- Bu alanda bir uzman değilim.
- He is an expert at fishing.
- Balık tutma konusunda uzmandır.
- Tom is a computer expert.
- Tom bir bilgisayar uzmanı.
- She is an expert.
- O bir uzmandır.
- He's an expert on the subject.
- O, konunun bir uzmanı.
- He is an expert in sustainable development.
- O, sürdürülebilir kalkınma konusunda bir uzmandır.
- They told me you're a real expert!
- Bana senin gerçek bir uzman olduğunu söylediler!
- Tom is a cybersecurity expert.
- Tom bir siber güvenlik uzmanıdır.
- I'm the expert.
- Ben uzmanım.
- Sami is a child development expert.
- Sami bir çocuk gelişimi uzmanıdır.
- Kissinger was an expert on foreign relations.
- Kissinger dış ilişkiler konusunda bir uzmandı.
- Mary is the country's foremost expert on the conflict in Syria.
- Mary ülkenin Suriye'deki çatışma konusundaki en önde gelen uzmanıdır.
- The best thing to do is to ask an expert to repair it.
- Yapılacak en iyi şey bir uzmandan tamir etmesini istemektir.
- Michael Jackson was a whisky expert.
- Michael Jackson bir viski uzmanıydı.
- Tom is an expert.
- Tom bir uzmandır.
- He is an expert in astronomy.
- O, astronomide bir uzmandır.
- You're the expert here, Tom.
- Burada uzman sensin, Tom.
- The boy seems to be an expert on plants.
- Çocuk bitkiler konusunda uzman gibi görünüyor.
- He is something of an expert on oriental art.
- Doğu sanatları konusunda uzman sayılır.
- Our teacher is a martial arts expert.
- Öğretmenimiz bir dövüş sanatları uzmanıdır.
- Dan was an expert at psychological warfare.
- Dan bir psikolojik savaş uzmanıydı.
- I'm not an expert either.
- Ben de bir uzman değilim.
- Michael Jackson was a whisky expert.
- Michael Jackson viski uzmanıydı.
- Tom's the real expert.
- Tom gerçek uzman.
- Tom's the real expert.
- Tom gerçek bir uzman.
- You are an expert lawyer.
- Sen uzman bir avukatsın.
- He is an expert in economics.
- Ekonomi konusunda uzmandır.
- I'm not the expert.
- Ben uzman değilim.
- He is an expert in economics.
- Ekonomide uzmandır.
- She is an expert at it.
- Onda uzmandır.
- Let's check with an expert.
- Bir uzmana danışalım.
- I'm an expert at doing that.
- Bunu yapmakta uzmanım.
- It is delightful to be praised by an expert in the field.
- Alandaki bir uzman tarafından takdir edilmek hoş.
- He is an expert at fishing.
- O, balık tutmada uzmandır.
- I will prove to the world that you are a very stupid expert.
- Dünyaya senin çok aptal bir uzman olduğunu kanıtlayacağım.
- I think she is an expert on dance.
- Bence dans konusunda uzman.
- He's an expert on the subject.
- Kendisi bu konuda uzmandır.
- He is an expert at solving such problems.
- O, böyle problemleri çözmede uzmandır.
- He's really an expert in his field.
- O gerçekten kendi alanında bir uzman.
- I was told you were an expert.
- Bana bir uzman olduğun söylendi.
- He is an expert lawyer.
- O uzman bir avukat.
- Tom is a firearms expert.
- Tom bir ateşli silahlar uzmanı.
- Susannah is an expert in American history.
- Susannah Amerikan tarihi konusunda uzmandır.
- He was trained by an expert.
- O, bir uzman tarafından eğitildi.
- Even expert drivers can make mistakes.
- Uzman sürücüler bile hata yapabilir.
- I'm practically an expert now.
- Artık bir uzman sayılırım.
- She is an expert in mathematics.
- O, matematikte bir uzmandır.
- You are the expert.
- Uzman olan sensin.
- Tom was an expert in domestic abuse.
- Tom aile içi şiddet konusunda uzmandı.
- Tom is an expert skier.
- Tom uzman bir kayakçı.
- Tom is no expert.
- Tom bir uzman değil.
- You're the expert, Tom.
- Uzman sensin, Tom.
- It is delightful to be praised by an expert in the field.
- Alanında uzman biri tarafından övülmek çok keyifli.
- Tom is more expert than me.
- Tom benden daha uzman.
- Tom is considered an expert in his field.
- Tom kendi alanında uzman sayılır.
- An expert is someone who knows some of the worst mistakes that can be made in his field, and how to avoid them.
- Bir uzman, kendi alanında yapılabilecek en kötü hatalardan bazılarını ve bunlardan nasıl kaçınılacağını bilen kişidir.
- Tom is an expert on this subject.
- Tom bu konuda uzmandır.
- I need some expert advice.
- Biraz uzman tavsiyesine ihtiyacım var.
- She is an expert at telling lies.
- Yalan söyleme konusunda uzmandır.
- I'm not an expert.
- Ben bir uzman değilim.
- According to an expert, neither mountaineering nor skiing is dangerous.
- Bir uzmana göre, ne dağcılık ne de kayakçılık tehlikelidir.
- Susannah is an expert in American history.
- Susannah, Amerikan tarihinde bir uzmandır.
- You're not an expert at this job any more than I am.
- Bu işte benden daha uzman değilsin.
- Tom is no expert.
- Tom uzman değil.
- They told me you're a real expert!
- Onlar bana senin gerçek bir uzman olduğunu söylediler!
- He is an expert driver.
- Uzman bir sürücüdür.
- Tom said he's no expert.
- Tom uzman olmadığını söyledi.
- The aviation expert analyzed the statistics in detail.
- Havacılık uzmanı, istatistikleri detaylı bir şekilde analiz etti.
- He is an expert in economics.
- O, ekonomide uzmandır.
- He is an expert in economics.
- O, ekonomi uzmanıdır.
- She is an expert at telling lies.
- O yalan söylemede uzmandır.
- Mary is a home staging expert.
- Mary bir ev düzenleme uzmanı.
- She is an expert at it.
- O bu konuda bir uzman.
- Tom called in an expert.
- Tom bir uzman çağırdı.
- Kissinger was an expert on foreign relations.
- Kissinger dış ilişkiler uzmanıydı.
- Tom is more expert than me.
- Tom benden daha uzmandır.
- An expert was called for advice.
- Tavsiye için bir uzman çağrıldı.
- A doctor is an expert in medicine.
- Bir doktor tıp alanında uzmandır.
- I'm not an expert of psychology.
- Psikoloji uzmanı değilim.
- Tom is an expert at solving mysteries.
- Tom gizemleri çözmede uzman.
- Mary is the world’s leading expert on squirrels.
- Mary, sincaplar konusunda dünyanın önde gelen uzmanıdır.
- Dan was an expert at psychological warfare.
- Dan psikolojik savaş konusunda uzmandı.
- You're the computer expert.
- Bilgisayar uzmanı sensin.
- Tom's an expert.
- Tom bir uzman.
- Tom is the expert.
- Tom uzmandır.
- Even an expert driver can make a mistake.
- Uzman bir şoför bile hata yapabilir.
- Tom is a martial arts expert.
- Tom bir dövüş sanatları uzmanı.
- She's the real expert.
- O gerçek bir uzman.
- Tom is an expert with a slingshot.
- Tom sapan konusunda uzmandır.
- Tom is an expert watchmaker.
- Tom uzman bir saatçi.
- I'm an expert at doing that.
- Onu yapmakta bir uzmanım.
- I'm practically an expert now.
- Ben artık neredeyse bir uzmanım.
- He is an expert in astronomy.
- Astronomi konusunda uzmandır.
- I'm not really an expert.
- Ben pek uzman sayılmam.
- He speaks as if he were an expert.
- O, sanki bir uzmanmış gibi konuşuyor.
- Sami is a child development expert.
- Sami bir çocuk gelişim uzmanı.
- Ask an expert.
- Bir uzmana sor.
- Tom isn't exactly an expert.
- Tom tam olarak bir uzman değil.
- Tom is considered an expert in his field.
- Tom, alanında bir uzman olarak kabul edilir.
- A doctor is an expert in medicine.
- Bir doktor tıpta uzmandır.
- For someone who's supposed to be an expert, you don't seem to know much.
- Uzman olması gereken biri için çok şey biliyor gibi görünmüyorsun.
- He has become expert in hiding his true feeling.
- Gerçek duygusunu saklamada uzman oldu.
- Tom is a cybersecurity expert.
- Tom bir siber güvenlik uzmanı.
- I'm not really an expert.
- Gerçekten bir uzman değilim.
- He speaks as if he were an expert.
- Sanki bir uzmanmış gibi konuşuyor.
- Tom is an expert at throwing knives.
- Tom bıçak atma konusunda uzmandır.
- Tom is an expert, isn't he?
- Tom bir uzman, değil mi?
- I suppose you're not an expert in these matters.
- Sanırım siz bu konularda uzman değilsiniz.
- Tom is an expert at that.
- Tom bu konuda uzmandır.
- Even an expert driver can make a mistake.
- Uzman bir sürücü bile hata yapabilir.
- They tell me you're a real expert!
- Bana senin gerçek bir uzman olduğunu söylediler!
- Tom is an expert in this field.
- Tom bu alanda bir uzman.
- I'm not an expert in this field.
- Bu alanda uzman değilim.
- I will prove to the world that you are a very stupid expert.
- Senin çok aptal bir uzman olduğunu dünyaya ispat edeceğim.
- Tom said he's no expert.
- Tom bir uzman olmadığını söyledi.
- I'm an expert at programming.
- Programlama konusunda uzmanım.
- Tom claimed to be an expert in finance.
- Tom finans konusunda uzman olduğunu iddia etti.
- Tom isn't really an expert.
- Tom gerçekten bir uzman değil.
- He's a real expert.
- O gerçek bir uzman.
- I'm not an expert of psychology.
- Ben psikoloji uzmanı değilim.
- According to an expert, neither mountaineering nor skiing is dangerous.
- Bir uzmana göre, ne dağcılık ne de kayak tehlikeli.
- Mary is the country's foremost expert on the conflict in Syria.
- Mary, Suriye'deki çatışma konusunda ülkenin en önde gelen uzmanı.
- In order to be a skeptic, maybe you should not be an expert.
- Şüpheci olmak için belki de uzman olmamak gerekir.
- Tom is quite an expert.
- Tom tam bir uzman.
- Tom is an expert on the topic.
- Tom bu konuda uzman.
- The aviation expert analyzed the statistics in detail.
- Havacılık uzmanı, istatistikleri ayrıntılı olarak analiz etti.
- Tom had the painting appraised by an expert before he bought it.
- Tom tabloyu satın almadan önce bir uzmana değer biçtirdi.
- Tom is an expert clockmaker.
- Tom uzman bir saatçidir.
- I need to talk to an expert.
- Bir uzmanla görüşmem gerekiyor.
- We need an expert in green technology.
- Çevre dostu teknolojide bir uzmana ihtiyacımız var.
- Tom is an expert driver.
- Tom uzman bir sürücüdür.
- I'm not exactly an expert.
- Ben tam olarak uzman değilim.
- You're the expert, so you tell me.
- Uzman olan sensin, o yüzden sen söyle.
- You are the expert.
- Sen uzmansın.
- I suppose you're not an expert in these matters.
- Sanırım bu konularda uzman değilsiniz.
- Tom is an expert at that.
- Tom o konuda uzman.
- You're an expert in the field.
- Sen bu alanda uzmansın.
- You're not an expert at this job any more than I am.
- Bu işte benden daha fazla uzman değilsin.
- You are an expert lawyer.
- Sen de uzman bir avukatsın.
- Tom is a karate expert.
- Tom bir karate uzmanı.
- Tom is an expert at doing that.
- Tom bu konuda uzmandır.
- She is an expert typist.
- O bir uzman daktilocu.
- He is a computer expert.
- O bir bilgisayar uzmanıdır.
- Mary is the world’s leading expert on squirrels.
- Mary sincaplar konusunda dünyanın önde gelen uzmanıdır.
- I need to talk to an expert.
- Bir uzmanla konuşmam lazım.
- I'm not as expert as you are.
- Ben senin kadar uzman değilim.
- I'm not as expert as you are.
- Senin kadar uzman değilim.
- Jane Goodall is a primatologist and an expert on chimpanzees.
- Jane Goodall bir primatolog ve şempanzeler konusunda uzmandır.
- He's really an expert in his field.
- Alanında gerçekten bir uzman.
- She's a real expert.
- O gerçek bir uzman.
- Learn how to keep things in control from our expert.
- İşleri nasıl kontrol altında tutacağınızı uzmanımızdan öğrenin.
- I'm no expert.
- Ben uzman değilim.
- He is a computer expert.
- O bir bilgisayar uzmanı.
- Tom is a leading expert in his field.
- Tom, alanında önde gelen bir uzmandır.
- My husband is an expert when it comes to cooking Chinese food.
- Çin yemekleri pişirmeye gelince kocam bir uzman.
- My father is an expert surgeon.
- Babam uzman bir cerrahtır.
- Tom isn't an expert.
- Tom bir uzman değil.
- Mary's a real expert.
- Mary gerçek bir uzman.
- He is an expert at solving such problems.
- Bu tür sorunları çözme konusunda uzmandır.
- He should consult an expert.
- Bir uzmana danışmalı.
- Tom is the expert on this.
- Tom bu konuda uzman.
- When it comes to fishing, he's an expert.
- Balık tutmaya gelince, o bir uzmandır.
- When it comes to fishing, he's an expert.
- İş balık tutmaya gelince, o bir uzmandır.
- Tom is the expert on this.
- Tom bunda uzmandır.
- Professor Suzuki is an expert historian.
- Profesör Suzuki uzman bir tarihçidir.
- I'm not exactly an expert.
- Tam olarak bir uzman değilim.
- We need an expert in green technology.
- Yeşil teknoloji konusunda bir uzmana ihtiyacımız var.
- My husband is an expert when it comes to cooking Chinese food.
- Kocam Çin yemeği pişirme konusunda uzmandır.
- I'm the local expert.
- Ben yerel uzmanım.
- Look, I'm not an expert.
- Bak, ben uzman değilim.
- You're the expert, so you tell me.
- Sen uzmansın, bu yüzden sen bana söyle.
- Tom is an expert at throwing knives.
- Tom bıçak fırlatmada bir uzmandır.
- Tom is an expert with a slingshot.
- Tom sapan atmada bir uzmandır.
- Tom was hired as an expert witness.
- Tom uzman tanık olarak işe alındı.
- Tom is an expert pilot with thousands of hours of flying time.
- Tom binlerce saatlik uçuşu olan uzman bir pilot.
- I'm not an expert, so my answer to your question is just an educated guess.
- Ben bir uzman değilim, bu yüzden sorunuza cevabım bilgiye dayalı bir tahmin olur ancak.
- Tom is an expert at all kinds of games.
- Tom her türlü oyunda uzmandır.
- She is an expert typist.
- Uzman bir daktilocu.
- They asked a medical expert to do more research.
- Bir tıp uzmanından daha fazla araştırma yapmasını istediler.
- Tom should consult an expert.
- Tom bir uzmana danışmalı.
- He's an expert at throwing knives.
- O, bıçak fırlatma konusunda bir uzmandır.
- Mary is a home staging expert.
- Mary bir ev evreleme uzmanıdır.
- Only an expert can tell them apart.
- Sadece bir uzman onları ayırabilir.
- Dan is a firearms expert.
- Dan bir ateşli silahlar uzmanı.
- Tom is a martial arts expert.
- Tom dövüş sanatları uzmanıdır.
- An expert analyzed the fabric found in the car.
- Bir uzman arabada bulunan kumaşı analiz etti.
- Tom is an expert at doing that.
- Tom bunu yapmakta uzman.
- I was told you were an expert.
- Bana uzman olduğun söylenmişti.
- I think she is an expert on dance.
- Sanırım o, dans konusunda bir uzman.
- I'm the expert.
- Uzman benim.
- Tom is an expert.
- Tom bir uzman.
- Tom is an expert when it comes to cooking.
- Tom yemek yapma konusunda bir uzman.
- Sami is an expert in the field of taxidermy.
- Sami tahnitçilik alanında bir uzmandır.
- Layla was an expert at robbing banks.
- Layla banka soyma konusunda uzmandı.
- Only an expert can tell them apart.
- Onları sadece bir uzman ayırt edebilir.
- I'm an expert.
- Ben bir uzmanım.
- She is recognized to be an expert on linguistics.
- Dilbilim konusunda uzman olduğu biliniyor.
- I'm not an expert either.
- Bir uzman da değilim.
- He is an expert in sustainable development.
- Sürdürülebilir kalkınma konusunda uzmandır.
- Dan is a firearms expert.
- Dan bir ateşli silah uzmanıdır.
- He was trained by an expert.
- Bir uzman tarafından eğitildi.
- She is an expert in mathematics.
- Matematikte uzmandır.
- Tom is an expert on this subject.
- Tom bu konuda bir uzman.
- He's an expert kisser.
- O bir öpüşme uzmanı.
- Your propaganda is so amateur, as I'm an expert in psychology.
- Propagandanız çok amatör, çünkü ben psikoloji uzmanıyım.
- I'm not an expert.
- Ben uzman değilim.
- She is an expert.
- O bir uzman.
Show More (252)
|