extinguish - English Turkish Sentences
English Turkish
extinguish söndürmek v.
  • How can we extinguish the fires of conflict and civil war in these developing countries?
  • Gelişmekte olan bu ülkelerdeki çatışma ve iç savaş ateşini nasıl söndürebiliriz?
  • Life is a flame that death extinguishes.
  • Hayat, ölümün söndürdüğü bir alevdir.
  • Don't forget to extinguish your cigarette.
  • Sigaranı söndürmeyi unutma.
Show More (10)
extinguish ateş söndürmek v.
  • Have you extinguished fire with sand?
  • Hiç kum ile ateş söndürdünüz mü?
  • He extinguished the fire.
  • Ateşi söndürdü.
  • Fadil and Layla wanted to extinguish the smoldering fire in their relationship.
  • Fadıl ve Leyla ilişkilerindeki için için yanan ateşi söndürmek istediler.
Show More (2)
extinguish ortadan kaldırmak v.
  • They want to extinguish the personal and collective rights and democratic freedoms that workers have fought for.
  • İşçilerin uğruna mücadele ettiği kişisel ve kolektif hakları ve demokratik özgürlükleri ortadan kaldırmak istiyorlar.
  • If you've been struggling with smoking, check out these alternative ways to extinguish your bad habit.
  • Sigarayla mücadele ediyorsanız, kötü alışkanlığınızı ortadan kaldırmanın bu alternatif yollarına göz atın.
Show More (-1)