facility - English Turkish Sentences
English Turkish
facility tesis (özel bir hizmet için yapılmış) n.
  • The hotel we booked has an excellent wellness facility.
  • Rezervasyon yaptırdığımız otelde harika bir sağlıklı yaşam tesisi var.
  • The sooner the structural facility becomes operational, the better.
  • Yapısal tesis ne kadar erken faaliyete geçerse o kadar iyi olur.
  • It is more like a facility.
  • Daha çok bir tesis gibi.
Show More (8)
facility yetenek n.
  • She has a surprising facility for winter sports.
  • Kadının kış sporları konusunda şaşırtıcı bir yeteneği var.
  • Meg has a facility for languages.
  • Meg'in diller konusunda bir yeteneği var.
  • Tom has a facility for acquiring foreign languages.
  • Tom'un yabancı dil öğrenme yeteneği var.
Show More (0)
facility imkan n.
  • However, no non-member country has made use of this facility to date.
  • Ancak bugüne kadar üye olmayan hiçbir ülke bu imkandan yararlanmamıştır.
  • None of them have availed themselves of this facility.
  • Hiçbiri bu imkandan yararlanmadı.
  • Current regulations already provide the facility for reprogramming.
  • Mevcut düzenlemeler halihazırda yeniden programlama imkanı sağlamaktadır.
Show More (0)
facility özellik n.
  • Use the search facility to find a specific word in a document.
  • Bir belgede belirli bir kelimeyi bulmak için arama özelliğini kullanın.
Show More (-2)
facility hesap n.
  • A good overdraft facility at the bank is needed if money from the Social Fund is to be received.
  • Sosyal Fon'dan para alınabilmesi için bankada iyi bir kredili mevduat hesabına ihtiyaç vardır.
Show More (-2)