|
- We need to start by finding similarities in training and curricula.
- Eğitim ve müfredatta benzerlikler bulmakla işe başlamalıyız.
- Then I looked around the Chamber and realised that there would be no problem in finding seats for them in this House.
- Sonra Meclis'in etrafına baktım ve onlar için bu Meclis'te yer bulmakta hiçbir sorun olmayacağını fark ettim.
- It is therefore a question of finding a balance between efficiency and democracy.
- Dolayısıyla bu, verimlilik ve demokrasi arasında bir denge bulma meselesidir.
- This step is essential to finding a way out of a crisis that is still unfolding.
- Bu adım, halen devam etmekte olan bir krizden çıkış yolu bulmak için elzemdir.
- The solution involves finding a new balance of taxation between workers and capital.
- Çözüm, işçiler ve sermaye arasında yeni bir vergilendirme dengesi bulmaktan geçiyor.
- In the present situation, the time for finding negotiated solutions is running out.
- Mevcut durumda, müzakere edilmiş çözümler bulmak için zaman tükeniyor.
- They will be unstoppable in finding their new identity, but they need staying power and our support.
- Yeni kimliklerini bulma konusunda durdurulamaz olacaklar, ancak kalıcı güce ve bizim desteğimize ihtiyaçları var.
- We have to go this laborious way of finding the appropriate instrument for every problem that arises.
- Ortaya çıkan her sorun için uygun enstrümanı bulmak için bu zahmetli yoldan gitmek zorundayız.
- This presents you with the challenge of finding a common approach.
- Bu da ortak bir yaklaşım bulma zorluğunu beraberinde getirmektedir.
- This presents you with the challenge of finding a common approach.
- Bu da sizi ortak bir yaklaşım bulma zorluğuyla karşı karşıya bırakır.
- It is about finding the means, for that is how the way is also found.
- Bu, araçları bulmakla ilgilidir, çünkü yol da böyle bulunur.
- Europe has other assets and other creative ways of finding export markets.
- Avrupa'nın başka varlıkları ve ihracat pazarları bulmak için başka yaratıcı yolları var.
- Finding the right channels to do that is not very easy.
- Bunu yapmak için doğru kanalları bulmak çok kolay değil.
- In the present situation, the time for finding negotiated solutions is running out.
- Mevcut durumda müzakere edilmiş çözümler bulmak için zaman tükeniyor.
- I am not concerned here with apportioning blame to one side or another, but with finding solutions.
- Ben burada suçu bir tarafa ya da diğerine yüklemekle değil, çözüm bulmakla ilgileniyorum.
- Both sides are committed to finding a more legally secure solution in due course.
- Her iki taraf da zamanı geldiğinde yasal açıdan daha güvenli bir çözüm bulma konusunda kararlıdır.
- This is about saving human lives and finding the means of doing so as quickly as possible.
- Bu, insan hayatını kurtarmak ve bunu mümkün olan en kısa sürede yapmanın yollarını bulmakla ilgilidir.
- However, we also have to be more creative in finding innovative means of implementation and financing.
- Bununla birlikte, yenilikçi uygulama ve finansman yolları bulma konusunda da daha yaratıcı olmalıyız.
- Europe must commit to finding a solution to this pending cross-border issue.
- Avrupa, askıda olan bu sınır ötesi soruna bir çözüm bulma taahhüdünde bulunmalıdır.
- Finding long-term solutions has nevertheless been a very slow process in recent years.
- Bununla birlikte, uzun vadeli çözümler bulmak son yıllarda çok yavaş ilerleyen bir süreç olmuştur.
- They again fear finding themselves between the hammer and the anvil.
- Yine kendilerini çekiç ile örs arasında bulmaktan korkuyorlar.
- I am not concerned here with apportioning blame to one side or another, but with finding solutions.
- Ben burada bir tarafı ya da diğerini suçlamakla değil, çözüm bulmakla ilgileniyorum.
- They again fear finding themselves between the hammer and the anvil.
- Onlar yine kendilerini çekiç ve örs arasında bulmaktan korkuyorlar.
- We have opened discussions with the specific aim of finding solutions for technology-neutral electronic signature.
- Teknolojiden bağımsız elektronik imza için çözümler bulmak amacıyla özel görüşmeler başlattık.
- Because of this, finding friends is quite hard for him.
- Böyle olunca onun için arkadaş bulmak oldukça zor bir iştir.
- Now, since you're so good at finding things, find the exit.
- Şimdi, bir şeyleri bulmada bu kadar iyi olduğuna göre, çıkışı bul.
- Consider these three areas for finding a good office space.
- Bu yüzden iyi bir ofis ortamı bulmak için bu üç alanı göz önünde bulundurun.
- Now, since you're so good at finding things, find the exit.
- Evet, madem bir şeyleri bulmakta bu kadar iyisin, çıkışı bul.
- Consider these three areas for finding a good office space.
- İyi bir ofis ortamı bulmak için bu üç alanı göz önünde bulundurun.
- The Pythagoreans are credited with many mathematical discoveries, including finding the first irrational number, 2.
- Pisagorcular, ilk irrasyonel sayı olan 2'yi bulmak da dahil olmak üzere birçok matematiksel keşifle anılırlar.
- Families often have difficulty finding time to be with one another.
- Aileler genellikle birbirleriyle birlikte olmak için zaman bulmakta zorlanırlar.
- Now, since you're so good at finding things, find the exit.
- Şimdi madem bir şeyleri bulmakta iyisin, çıkışı da bul.
- Because of this, finding friends is quite hard for him.
- Bu nedenle arkadaş bulmak onun için oldukça zor.
- Because of this, finding friends is quite hard for him.
- Bu nedenle arkadaş bulmak onun için oldukça zordur.
- Father spoke about how important school will be for finding a job when I am older.
- Babam okulun ben büyüdüğümde iş bulmak için ne kadar önemli olduğundan bahsetti.
- Tom had trouble finding work.
- Tom'un iş bulmakta sorunu vardı.
- Finding Tom shouldn't be too difficult.
- Tom'u bulmak çok zor olmamalı.
- In London, the police are always worried about finding a bomb on the train or subway.
- Londra'da polis, her zaman trende veya metroda bir bomba bulmaktan endişe eder.
- Finding her office was easy.
- Onun ofisini bulmak kolaydı.
- He had difficulty in finding his way to the hotel.
- Otelin yolunu bulmakta zorlandı.
- I had some trouble in finding his house.
- Onun evini bulmada biraz sorun yaşadım.
- We had much difficulty in finding the bus stop.
- Otobüs durağını bulmakta çok zorlandık.
- Tom had trouble finding a public telephone.
- Tom halka açık bir telefon bulmakta zorluk yaşadı.
- We need your help finding Tom.
- Tom'u bulmak için yardımınıza ihtiyacımız var.
- They had trouble finding the place.
- Yeri bulmakta zorlandılar.
- Finding Fadil isn't hard.
- Fadıl'ı bulmak zor değil.
- Finding her office was easy.
- Ofisini bulmak kolaydı.
- I'm having trouble finding a place to live.
- Yaşayacak bir yer bulmakta zorlanıyorum.
- I need your help in finding Tom.
- Tom'u bulmak için yardımına ihtiyacım var.
- In this city finding a taxi is complicated.
- Bu şehirde taksi bulmak çok zor.
- The Indians had difficulty finding food.
- Kızılderililer yiyecek bulmakta zorlandılar.
- The rescuers searched the surroundings in hopes of finding the child.
- Kurtarma ekipleri çocuğu bulma umuduyla çevreyi aradılar.
- Tom had trouble finding his key.
- Tom anahtarını bulmakta zorlandı.
- I had trouble finding my way back to my hotel last night.
- Dün gece otele dönüş yolumu bulmada sıkıntı yaşadım.
- Tom had difficulty finding a job.
- Tom iş bulmakta zorlandı.
- We need your help finding him.
- Onu bulmak için yardımına ihtiyacımız var.
- Finding Yanni after all this time won't be easy.
- Bu kadar zamanın ardından Yanni'yi bulmak kolay olmayacak.
- Tom had a hard time finding a job.
- Tom iş bulmakta sıkıntı yaşadı.
- Finding a job is difficult.
- İş bulmak zordur.
- I had no difficulty finding your house.
- Evinizi bulmakta hiç zorlanmadım.
- Tom had no difficulty finding a job.
- Tom bir iş bulmakta zorlanmadı.
- Tom had trouble finding this place.
- Tom burayı bulmakta zorlandı.
- I had difficulty finding Tom's house.
- Ben Tom'un evini bulmakta zorlandım.
- The problem is finding Tom.
- Sorun Tom'u bulmak.
- Finding work wasn't easy.
- İş bulmak kolay değildi.
- The fast and effective solution for finding the job of your dreams!
- Hayallerinizdeki işi bulmak için hızlı ve etkili çözüm!
- Father spoke about how important school will be for finding a job when I am older.
- Babam ben büyüdüğümde iş bulmak için okulun ne kadar önemli olduğundan bahsetti.
- Tom had no difficulty finding a job.
- Tom iş bulmakta hiç zorlanmadı.
- Tom won't have any trouble finding someone to help.
- Tom yardım edecek birini bulmakta zorlanmayacaktır.
- Tom is good at finding good bargains.
- Tom iyi kelepirleri bulmada iyidir.
- Tom had a hard time finding work.
- Tom iş bulmakta zorlandı.
- Did you have any difficulty in finding my house?
- Evimi bulmada zorlandın mı?
- Finding work is difficult.
- İş bulmak zordur.
- Tom is having a lot of trouble finding a job.
- Tom iş bulmakta çok zorlanıyor.
- I'm having trouble finding a place to live.
- Yaşamak için bir yer bulmakta zorlanıyorum.
- We need your help finding him.
- Onu bulmada yardımına ihtiyacımız var.
- Did you have any trouble finding the place?
- Mekanı bulmakta zorlandın mı?
- Tom had trouble finding work.
- Tom iş bulmakta zorlandı.
- Finding love in the Internet age is complicated.
- İnternet çağında aşk bulmak zordur.
- Tom shouldn't have any trouble finding a place to live.
- Tom yaşayacak bir yer bulmakta zorlanmayacaktır.
- Tom was unsuccessful in finding a job.
- Tom iş bulma konusunda başarısız oldu.
- I had a hard time finding work.
- İş bulmakta zorlandım.
- Finding an apartment can be difficult.
- Bir apartman dairesi bulmak zor olabilir.
- I had trouble finding a place to live in Boston.
- Boston'da yaşamak için bir yer bulmakta zorlandım.
- The longer we wait, the less chance we have of finding Tom.
- Ne kadar çok beklersek o kadar az Tom'u bulma şansımız olur.
- Tom is having trouble finding a job.
- Tom bir iş bulmakta zorlanıyor.
- I had trouble finding a place to live.
- Yaşayacak bir yer bulmakta zorlandım.
- Tom had difficulty finding Mary.
- Tom, Mary'yi bulmakta zorlandı.
- Finding Fadil isn't hard.
- Fadıl'ı bulmak zor değildir.
- Finding a job can be difficult without the help of an employment agency.
- Bir iş bulmak, bir iş bulma kurumu olmadan zor olabilir.
- We had some difficulty finding his house.
- Onun evini bulmakta biraz zorluk çektik.
- Finding time to write a book is not easy.
- Kitap yazmak için zaman bulmak kolay değil.
- I had some trouble finding her house yesterday.
- Dün onun evini bulmada biraz sorun yaşadım.
- Finding a decent man is more difficult than winning a lottery.
- Düzgün bir adam bulmak piyango kazanmaktan daha zordur.
- We need your help finding her.
- Onu bulmada yardımına ihtiyacımız var.
- Finding Tom won't be easy.
- Tom'u bulmak kolay olmayacak.
- Tom had a little trouble finding Mary's house.
- Tom, Mary'nin evini bulmakta biraz zorlandı.
- We need your help finding Tom.
- Tom'u bulmak için yardımına ihtiyacımız var.
- I had trouble finding your house.
- Evinizi bulmakta zorlandım.
- In this city finding a taxi is complicated.
- Bu şehirde bir taksi bulmak zordur.
- Tom should have no difficulty finding a job.
- Tom iş bulmakta zorluk çekmeyecektir.
- I had trouble finding a place to park.
- Park edecek bir yer bulmakta zorlandım.
- Finding an optimal solution will take some time.
- En uygun çözümü bulmak biraz zaman alacak.
- Finding an apartment can be difficult.
- Bir daire bulmak zor olabilir.
- Did you have any trouble finding this place?
- Bu yeri bulmada hiç sıkıntı yaşadın mı?
- We're having difficulty finding someone who'll lend us the money we need.
- İhtiyacımız olan parayı bize ödünç verecek birini bulmakta güçlük çekiyoruz.
- Tom will have no difficulty finding a job.
- Tom iş bulmakta zorlanmayacaktır.
- I had some trouble in finding his house.
- Evini bulmakta biraz zorlandım.
- Finding an optimal solution isn't trivial.
- Optimal bir çözüm bulmak önemsiz değildir.
- I wish you luck in finding what you're looking for.
- Aradığın şeyi bulmada sana şans diliyorum.
- I had trouble finding Tom's house.
- Tom'un evini bulmakta zorlandım.
- I had some difficulty finding his house.
- Onun evini bulmakta biraz zorlandım.
- I'm sorry that you had trouble finding our house.
- Evimizi bulmakta zorlandığın için üzgünüm.
- Finding his office was easy.
- Onun ofisini bulmak kolaydı.
- He had trouble finding his way to the hotel.
- Otelin yolunu bulmakta zorlandı.
- Father spoke about how important school will be for finding a job when I am older.
- Babam, büyüdüğümde bir iş bulmak için okulun ne kadar da önemli olacağı hakkında konuştu.
- Tom had difficulty finding a job.
- Tom bir iş bulmakta zorlandı.
- He had no luck in finding work.
- Onun iş bulma şansı yoktu.
- Sami never had any trouble finding women or picking women up.
- Sami kadın bulmakta ya da kadın tavlamakta hiç zorlanmadı.
- I had no trouble finding Tom's house.
- Tom'un evini bulmakta hiç zorlanmadım.
- I had trouble finding my way back to my hotel last night.
- Dün gece otele dönüş yolunu bulmakta zorlandım.
- Tom and Mary never had trouble finding something to talk about.
- Tom ve Mary konuşacak bir şey bulmakta hiç zorlanmadılar.
- I'm having a very hard time finding parts for my car.
- Arabam için parça bulmakta çok zorlanıyorum.
- We need your help finding her.
- Onu bulmak için yardımına ihtiyacımız var.
- I had no trouble finding Tom's office.
- Tom'un ofisini bulmakta hiçbir sorun yaşamadım.
- Finding a place to park might be a problem.
- Park edecek bir yer bulmak sıkıntı olabilir.
- I had no trouble finding his office.
- Ofisini bulmakta hiç zorlanmadım.
- Finding Tom wasn't hard.
- Tom'u bulmak zor olmadı.
- Tom needs some help finding a place to live.
- Tom'un kalacak bir yer bulmak için yardıma ihtiyacı var.
- Tom will have no difficulty finding a job.
- Tom bir iş bulmakta zorlanmayacak.
- I had no difficulty in finding his office.
- Ofisini bulmakta hiç zorlanmadım.
- I'm having a very hard time finding a job.
- İş bulmakta çok zorlanıyorum.
- Finding a job is difficult.
- Bir iş bulmak zordur.
- I had a hard time finding his house.
- Onun evini bulmakta zorlandım.
- I didn't have any trouble finding Tom's house.
- Tom'un evini bulmakta hiç zorlanmadım.
- Tom had some trouble finding Mary's house.
- Tom, Mary'nin evini bulmakta biraz zorlandı.
- I had no trouble finding Tom's office.
- Tom'un ofisini bulmakta hiç zorlanmadım.
- Tom had some trouble finding Mary's house.
- Tom Mary'nin evini bulmakta biraz sorun yaşadı.
- Did you have any trouble finding the place?
- Yeri bulmakta herhangi bir sıkıntı çektin mi?
- Tom had a hard time finding a job.
- Tom iş bulmakta zorlandı.
- Tom is having a lot of trouble finding a job.
- Tom iş bulmakta çok sıkıntı yaşıyor.
- Finding an optimal solution will take some time.
- En uygun çözümü bulmak biraz zaman alacaktır.
- Finding Tom won't be difficult.
- Tom'u bulmak zor olmayacak.
- Finding Tom isn't going to be easy.
- Tom'u bulmak kolay olmayacak.
- I had some trouble finding her house yesterday.
- Dün evini bulmakta biraz zorlandım.
- Finding a place to park might be a problem.
- Park edecek bir yer bulmak sorun olabilir.
- Finding time to write a book is not easy.
- Bir kitap yazmak için zaman bulmak kolay değildir.
- Finding Yanni after all this time won't be easy.
- Bunca zaman sonra Yanni'yi bulmak kolay olmayacak.
- You won't have any trouble finding me.
- Beni bulmakta zorlanmayacaksın.
- Tom is good at finding good bargains.
- Tom pazarlıkla uygun fiyatlı mallar bulmada iyidir.
- Finding an optimal solution isn't trivial.
- En uygun çözümü bulmak önemsiz değildir.
- Tom is having trouble finding a job.
- Tom iş bulmakta zorlanıyor.
- You won't have any trouble finding a place to live.
- Yaşayacak bir yer bulmakta zorlanmayacaksın.
- We had some difficulty finding his house.
- Evini bulmakta biraz zorlandık.
- The longer we wait, the less chance we have of finding Tom.
- Ne kadar beklersek, Tom'u bulma şansımız o kadar azalır.
- We're having difficulty finding Tom.
- Tom'u bulmakta zorlanıyoruz.
- Finding his office was easy.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
- I had trouble finding a place to live in Boston.
- Boston'da yaşayacak bir yer bulmakta zorlandım.
- Tom had a hard time finding a taxi.
- Tom taksi bulmakta zorlandı.
- Finding her office was easy.
- Onun bürosunu bulmak kolaydı.
- Finding Tom wasn't easy.
- Tom'u bulmak kolay değildi.
- We had much difficulty in finding the bus stop.
- Otobüs durağını bulmakta çok zorluk çektik.
- Did you have any trouble finding this place?
- Burayı bulmakta zorlandın mı?
- He had difficulty in finding his way to the hotel.
- Otele giden yolu bulmakta zorlandı.
- I had no difficulty in finding his office.
- Onun ofisini bulmada zorluk çekmedim.
- Finding Tom wasn't easy.
- Tom'u bulmak kolay olmadı.
- We're having difficulty finding someone who'll lend us the money we need.
- İhtiyacımız olan parayı bize verecek birini bulmakta zorlanıyoruz.
- We're having difficulty finding Tom.
- Tom'u bulmakta güçlük çekiyoruz.
- I had a hard time finding his house.
- Evini bulmakta zorlandım.
- I'm sure Tom won't have any trouble finding us.
- Eminim Tom bizi bulmakta zorlanmayacaktır.
- Tom had trouble finding a public telephone.
- Tom umumi bir telefon bulmakta zorlandı.
- Tom is good at finding good bargains.
- Tom iyi pazarlıklar bulmakta iyidir.
- Finding a good place to live isn't easy.
- Yaşamak için iyi bir yer bulmak kolay değil.
- Did you have any difficulty in finding my house?
- Evimi bulmakta zorlandınız mı?
- Tom was unsuccessful in finding a job.
- Tom bir iş bulmakta başarısızdı.
- I had no difficulty finding your house.
- Evini bulmakta zorluk çekmedim.
- We had difficulty finding your hotel.
- Otelinizi bulmakta zorlandık.
- I didn't have any trouble finding Tom's house.
- Tom'un evini bulmakta herhangi bir sorun yaşamadım.
- I had some difficulty finding his house.
- Evini bulmakta biraz zorlandım.
- We need your help finding them.
- Onları bulmada yardımına ihtiyacımız var.
- We need your help finding them.
- Onları bulmak için yardımına ihtiyacımız var.
- Tom needs some help finding a place to live.
- Tom'un yaşayacak bir yer bulma konusunda yardıma ihtiyacı var.
- Finding a job can be difficult without the help of an employment agency.
- Bir iş bulma kurumunun yardımı olmadan iş bulmak zor olabilir.
- I still need your help finding my keys.
- Anahtarlarımı bulmak için hâlâ yardımına ihtiyacım var.
- He had no luck in finding work.
- İş bulma konusunda hiç şansı yoktu.
- Tom had trouble finding a job.
- Tom iş bulmakta sorun yaşadı.
- Tom had trouble finding a job.
- Tom iş bulmakta zorlandı.
Show More (184)
|