|
- Looking at the priorities, it is funny to see that some eleven remain of the original eighteen guidelines.
- Önceliklere baktığımızda orijinal on sekiz kılavuz ilkeden geriye on bir tanesinin kaldığını görmek komik.
- Looking at the priorities, it is funny to see that some eleven remain of the original eighteen guidelines.
- Önceliklere baktığımızda, orijinal on sekiz kılavuz ilkeden geriye on bir tanesinin kaldığını görmek komik.
- So my kid said the funniest thing today.
- Çocuğum bugün aşırı komik bir şey dedi.
- That's such a funny reason for him to like them.
- Bu onları sevmesi için çok komik bir neden.
- It's hard to make a talking bear funny.
- Konuşan bir ayıyı komik hale getirmek zordur.
- And, I mean, funny things like this happen.
- Ve demek istediğim, bunun gibi komik şeyler oluyor.
- So my kid said the funniest thing today.
- Çocuğum bugün çok komik bir şey söyledi.
- Tom isn't funny.
- Tom komik değil.
- You want to hear something funny?
- Komik bir şey duymak ister misin?
- I think it would be funny.
- Bence bu komik olurdu.
- Tom thought it would be funny to put an egg on Mary's chair.
- Tom, Mary'nin sandalyesine yumurta koymanın komik olacağını düşündü.
- Isn't Tom funny?
- Tom komik değil mi?
- Tom said something funny and we all laughed.
- Tom komik bir şey söyledi ve hepimiz güldük.
- This was not funny.
- Bu komik değildi.
- I found it funny.
- Komik buldum.
- That would be really funny.
- O gerçekten komik olurdu.
- Tom thinks it's funny.
- Tom bunun komik olduğunu düşünüyor.
- Tom won't think that's funny.
- Tom bunun komik olduğunu düşünmeyecek.
- They are funny.
- Onlar komik.
- That sounds funny to me.
- Bu bana komik geliyor.
- You're real funny.
- Sen gerçekten komiksin.
- The movie wasn't as funny as the book.
- Film, kitap kadar komik değildi.
- It would be funny, if it wasn't so sad.
- Çok trajik olmasaydı çok komik olurdu.
- This isn't funny anymore.
- Bu artık komik değil.
- It was fairly funny.
- Oldukça komikti.
- Tom has a funny way of laughing.
- Tom'un komik bir gülme şekli vardır.
- Some words are inherently funny.
- Bazı sözler doğal olarak komiktir.
- That's what's funny.
- Komik olan budur.
- That's not funny.
- Hiç komik değil.
- Tom was funny.
- Tom komikti.
- Tom is a funny guy, isn't he?
- Tom komik bir çocuk, değil mi?
- What's so funny about that?
- Bunda komik olan ne?
- It's a funny market.
- Komik bir pazar.
- Tom laughed at all of Mary's jokes, even the ones he didn't think were funny.
- Tom Mary'nin fıkralarının hepsine güldü, komik olduğunu düşünmediklerine bile.
- This is funny.
- Bu çok komik.
- I thought you were trying to be funny.
- Komik olmaya çalıştığını düşündüm.
- She has a funny face.
- Komik bir yüzü var.
- Tom sent me a funny text message.
- Tom bana komik bir mesaj gönderdi.
- He's charming, funny and intelligent.
- Çekici, komik ve zeki biri.
- What's not funny?
- Komik olmayan ne?
- This story is interesting, funny and even moving.
- Bu hikaye ilginç, komik ve hatta dokunaklı.
- Keli’s child is funny.
- Keli'nin çocuğu çok komik.
- Do you want to see something funny?
- Komik bir şey görmek ister misin?
- Tom's jokes aren't funny.
- Tom'un esprileri komik değil.
- Tom is quite funny.
- Tom oldukça komik.
- I'm not trying to be funny.
- Komik olmaya çalışmıyorum.
- Do you think I'm funny?
- Komik olduğumu mu düşünüyorsun?
- Tom has a funny way of laughing, doesn't he?
- Tom'un komik bir gülme şekli var, değil mi?
- This is really funny.
- Bu gerçekten komik.
- The clown made a funny face.
- Palyaço komik bir yüz yaptı.
- It's funny because it's true.
- Doğru olduğu için komiktir.
- You aren't funny.
- Komik değilsin.
- Is this supposed to be funny?
- Bunun komik olması mı gerekiyordu?
- I think the audience thought I was funny.
- Sanırım seyirciler komik olduğumu düşündü.
- I still don't think it's funny.
- Hala komik olduğunu düşünmüyorum.
- The vaccination left a funny little mark on my arm.
- Aşı kolumda komik bir iz bıraktı.
- I hope this movie is really funny.
- Bu flmin gerçekten komik olduğunu umuyorum.
- Grownups are funny sometimes.
- Yetişkinler bazen komik oluyor.
- This is no time to be funny.
- Komik olmanın zamanı değil.
- The vaccination left a funny little mark on my arm.
- Aşı kolumda komik küçük bir iz bıraktı.
- Why do you think this is funny?
- Sence bu neden komik?
- It would be funny, if it wasn't so tragic.
- Çok trajik olmasaydı, komik olurdu.
- I need to think of something funny to say.
- Söyleyecek komik bir şey düşünmem gerek.
- What a funny little animal!
- Ne komik küçük hayvan!
- That's not funny!
- Bu hiç komik değil!
- Tom isn't funny either.
- Tom da komik değil.
- Ambiguous phrases often beget funny interpretations.
- Muğlak ifadeler genellikle komik yorumlara yol açar.
- Don't try anything funny.
- Komik bir şey deneme.
- You sound funny.
- Sesin komik geliyor.
- Tom said he thought my jokes were funny.
- Tom benim şakalarımın komik olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Don't try anything funny.
- Komik bir şey yapmaya çalışma.
- He's so smart and funny.
- Öyle zeki ve komik biri ki.
- Tom may not think this is funny.
- Tom bunun komik olduğunu düşünmüyor olabilir.
- It was so funny, we couldn't stop laughing.
- O kadar komikti ki gülmeden duramadık.
- It's pretty funny.
- Oldukça komik.
- He amused us with a funny story.
- Komik bir hikayeyle bizi eğlendirdi.
- It was extremely funny.
- Son derece komikti.
- It was kind of funny.
- Biraz komikti.
- This guy isn't funny at all.
- Bu adam hiç komik değil.
- That was pretty funny.
- O oldukça komikti.
- That's really not funny.
- Bu gerçekten komik değil.
- This is an interesting, funny and even moving story.
- Bu ilginç, komik ve hatta etkileyici bir hikaye.
- Now, that's funny.
- İşte bu komik.
- Funny, I don't remember that.
- Komik, onu hatırlamıyorum.
- What's so funny?
- Bu kadar komik olan ne?
- Are you trying to be funny?
- Komik olmaya mı çalışıyorsun?
- Maybe it just isn't funny.
- Belki de hiç komik değildir.
- This situation is funny.
- Bu durum komik.
- What was so funny?
- Bu kadar komik olan neydi?
- Tom said he thought I was funny.
- Tom komik olduğumu düşündüğünü söyledi.
- Tom says I'm not very funny.
- Tom pek komik olmadığımı söylüyor.
- Isn't it funny?
- Komik değil mi?
- Remember when Tom was funny?
- Tom'un komik olduğu zamanları hatırlıyor musun?
- Do you think you're funny?
- Komik olduğunu düşünüyor musun?
- It seems that something funny is going on.
- Görünüşe göre komik bir şeyler oluyor.
- Tom doesn't find this as funny as Mary does.
- Tom bunu Mary'nin bulduğu kadar komik bulmuyor.
- You have a funny laugh.
- Komik bir kahkahan var.
- Tom doesn't think it's funny.
- Tom bunun komik olduğunu düşünmüyor.
- That was a funny movie.
- O komik bir filmdi.
- Were you a funny kid?
- Komik bir çocuk muydun?
- He's funny and cool.
- Komik ve havalı biri.
- That's not even funny.
- Komik bile değil.
- Benjamin Franklin then told a funny little story.
- Benjamin Franklin daha sonra komik bir hikâye anlattı.
- Do you find it funny that I feel this way?
- Benim bu şekilde hissetmemi komik buluyor musunuz?
- Do you think this is funny?
- Sence bu komik mi?
- His jokes are not funny.
- Onun esprileri komik değildir.
- It was quite funny.
- Oldukça komikti.
- He amused us with funny stories.
- Komik hikayelerle bizi eğlendirdi.
- He was a funny president.
- O, komik bir başkandı.
- I think this is funny.
- Bence bu komik.
- One was beautiful, intelligent and funny, and the other ugly, stupid and depressing.
- Biri güzel, akıllı ve komikti, diğeri çirkin, aptal ve iç karartıcıydı.
- Tom thought it was funny.
- Tom komik olduğunu düşündü.
- That just sounds funny.
- Kulağa komik geliyor.
- That's funny stuff.
- Bu komik şey.
- I think Tom is funny.
- Bence Tom komik.
- Do you find that funny?
- Onu komik mi buluyorsun?
- Tom is terribly funny.
- Tom çok komik.
- The jokes weren't funny.
- Şakalar komik değildi.
- Tom didn't find Mary funny.
- Tom, Mary'yi komik bulmadı.
- Does he think he's funny?
- Komik olduğunu mu düşünüyor?
- So you think this is funny?
- Yani bunun komik olduğunu mu düşünüyorsun?
- I find that funny.
- Onu komik buluyorum.
- Here's the funny part.
- İşte komik kısmı.
- Fun isn't always funny.
- Eğlence her zaman komik değildir.
- It'll be funny.
- Komik olacak.
- Mary is both cute and funny.
- Mary hem sevimli hem de komik.
- That was pretty funny.
- Oldukça komikti.
- Do you think that was funny?
- Bunun komik olduğunu düşünüyor musun?
- Is that supposed to be funny?
- Bunun komik olması mı gerekiyor?
- You two are funny.
- Siz ikiniz komiksiniz.
- Why is that so funny?
- Neden bu kadar komik?
- It was pretty funny.
- O oldukça komikti.
- Your story is funny.
- Hikayen komik.
- Alcoholism is not funny.
- Alkolizm komik değildir.
- Don't get any funny ideas.
- Aklına komik fikirler gelmesin.
- It wasn't that funny.
- O kadar da komik değildi.
- He's so cute and funny.
- O çok sevimli ve komik.
- I said I thought it was funny.
- Onun komik olduğunu düşündüğümü söylemiştim.
- Tom didn't know Mary was so funny.
- Tom, Mary'nin bu kadar komik olduğunu bilmiyordu.
- Sami sent Layla a funny picture.
- Sami Leyla'ya komik bir resim attı.
- Tom is really funny.
- Tom gerçekten komik.
- I don't think you're funny.
- Komik olduğunu sanmıyorum.
- I don't find that funny.
- Onu komik bulmuyorum.
- Sami sent Layla a funny picture.
- Sami Leyla'ya komik bir resim yolladı.
- Sentence mixing is funny.
- Cümleleri karıştırmak komik.
- Is that supposed to be funny?
- Komik olması mı gerekiyor?
- Do you think you're funny?
- Komik olduğunu mu düşünüyorsun?
- You're not very funny.
- Hiç komik değilsin.
- I thought it was funny, too.
- Ben de komik olduğunu düşünmüştüm.
- Don't try anything funny.
- Sakın komik bir şey yapma.
- Please stop trying to be funny.
- Komik olmaya çalışma lütfen.
- Tom said that he thought that I was funny.
- Tom komik olduğumu düşündüğünü söyledi.
- That wasn't funny.
- O komik değildi.
- He told us such a funny story that we all laughed.
- Bize öyle komik bir hikaye anlattı ki hepimiz güldük.
- It wasn't all that funny.
- O kadar komik değildi.
- Tom thought Mary was funny.
- Tom, Mary'nin komik olduğunu düşünüyordu.
- Tom said he thought my jokes were funny.
- Tom şakalarımın komik olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Some words are inherently funny.
- Bazı kelimeler doğası gereği komiktir.
- I think Tom is funny.
- Tom'un komik olduğunu düşünüyorum.
- Sami sent Layla a funny picture.
- Sami Layla'ya komik bir resim gönderdi.
- That isn't funny.
- Bu komik değil.
- His jokes are not funny.
- Onun esprileri komik değil.
- Tom didn't know Mary was so funny.
- Tom Mary'nin o kadar komik olduğunu bilmiyordu.
- That's funny, you know.
- O komik, biliyorsun.
- It's funny because it's true.
- Komik çünkü gerçek.
- Tom told Mary a funny story.
- Tom, Mary'ye komik bir hikaye anlattı.
- Have you ever seen something this funny before?
- Daha önce hiç bu kadar komik bir şey görmüş müydün?
- Tom wasn't trying to be funny.
- Tom komik olmaya çalışmıyordu.
- I don't think Tom's jokes are particularly funny.
- Tom'un şakalarının özellikle komik olduğunu düşünmüyorum.
- He laughs because the film is funny.
- O, film komik olduğu için güler.
- Something funny's going on.
- Komik bir şeyler oluyor.
- It is not funny!
- Hiç komik değil!
- Why do you think this is funny?
- Neden bunun komik olduğunu düşünüyorsun?
- I think that's pretty funny.
- Bence bu oldukça komik.
- He told a funny story.
- Komik bir hikaye anlattı.
- He's a funny and nice boy.
- O komik ve iyi bir çocuk.
- You're not funny.
- Komik değilsin.
- Tom doesn't find this as funny as Mary does.
- Tom bunu Mary kadar komik bulmuyor.
- She told some jokes and sang some funny songs at a patient's beside.
- Bir hastanın yanında bazı şakalar yaptı ve komik şarkılar söyledi.
- I ate something funny when I was in China.
- Çin'deyken komik bir şey yemiştim.
- That isn't funny.
- O komik değil.
- Does she think she's funny?
- Komik olduğunu mu düşünüyor?
- It would be funny, if it wasn't so tragic.
- Bu kadar trajik olmasaydı komik olurdu.
- Mary is smart and funny.
- Mary zeki ve komik.
- It's really funny.
- Gerçekten komik.
- That's funny stuff.
- Bu komik bir şey.
- They tell us funny stories.
- Onlar bize komik hikayeler anlatır.
- What's your favorite funny song?
- En sevdiğiniz komik şarkı nedir?
- It's actually funny.
- Bu aslında komik.
- I had a funny dream last night.
- Dün gece komik bir rüya gördüm.
- Tom told us some funny stories.
- Tom bize bazı komik hikayeler anlattı.
- Was this supposed to be funny?
- Bunun komik olması mı gerekiyordu?
- Tom's jokes aren't always funny.
- Tom'un şakaları her zaman komik olmuyor.
- I thought it was funny.
- Komik olduğunu düşündüm.
- Tom thought that was funny.
- Tom bunun komik olduğunu düşündü.
- You think you're funny, don't you?
- Komik olduğunu düşünüyorsun, değil mi?
- Normally this would be funny.
- Normalde bu komik olurdu.
- Tom didn't find it funny.
- Tom bunu komik bulmadı.
- This sounds funny, but there's a lot of truth in it.
- Kulağa komik geliyor ama içinde çok fazla gerçek var.
- It would be funny, if it wasn't so sad.
- Bu kadar üzücü olmasaydı, komik olurdu.
- That's really funny.
- Bu gerçekten komik.
- I think that's pretty funny.
- Ben bunun oldukça komik olduğunu düşünüyorum.
- It seemed funny to me.
- Bana komik geldi.
- This really isn't funny.
- Bu gerçekten komik değil.
- His story was so funny that everyone could not help laughing.
- Hikayesi o kadar komikti ki herkes gülmekten kendini alamadı.
- That will be funny.
- Bu komik olacak.
- Tom isn't trying to be funny.
- Tom komik olmaya çalışmıyor.
- It's kind of funny.
- O az çok komik.
- He was a funny president.
- O, komik bir devlet başkanıydı.
- She did not find it funny.
- O da komik bulmadı.
- You're real funny.
- Gerçekten komiksin.
- He was a funny president.
- Komik bir başkandı.
- That really isn't funny.
- Bu hiç komik değil.
- Jazz isn't dead, it just smells funny.
- Caz ölmedi, sadece komik kokuyor.
- Tom didn't think Mary's joke was funny at all.
- Tom, Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmedi.
- This is an interesting, funny and even moving story.
- Bu ilginç, komik ve hatta hareketli bir hikaye.
- Not all clowns are funny.
- Tüm palyaçolar komik değildir.
- People are funny.
- İnsanlar komik.
- He did not find it funny.
- Komik bulmadı.
- So you think this is funny?
- Bunun komik olduğunu mu düşünüyorsun?
- It was almost funny.
- Neredeyse komikti.
- His jokes aren't funny.
- Esprileri komik değil.
- It will be funny.
- Komik olacak.
- Your joke is funny no matter how many times I hear it.
- Kaç kere duyarsam duyayım, şakanız komik.
- I don't think Tom's jokes are particularly funny.
- Tom'un fıkralarının özellikle komik olduklarını sanmıyorum.
- Tom is just as funny as Mary is.
- Tom da Mary kadar komik.
- That was a funny joke.
- Bu komik bir şakaydı.
- Tom wasn't funny either.
- Tom da komik değildi.
- I saw some funny people today.
- Bugün bazı komik insanlar gördüm.
- You can pretend to be serious, but you can't pretend to be funny.
- Ciddiymiş gibi davranabilirsin ama komikmiş gibi davranamazsın.
- Tom said he thought that I was funny.
- Tom komik olduğumu düşündüğünü söyledi.
- It's really kind of funny.
- Gerçekten çok komik.
- He's handsome and funny.
- O, yakışıklı ve komiktir.
- I thought it was funny.
- Komik olduğunu düşünmüştüm.
- Tom should've laughed at Mary's jokes, even though they weren't funny.
- Tom komik olmamasına rağmen Mary'nin esprilerine gülmeliydi.
- Tom looked so funny that I couldn't help laughing.
- Tom o kadar komik görünüyordu ki gülmekten kendimi alamadım.
- Tom asked Mary to tell a funny story.
- Tom Mary'den komik bir hikaye anlatmasını istedi.
- Is that funny to you?
- Bu sana komik mi geliyor?
- He's laughing because the film is funny.
- Film komik olduğu için gülüyor.
- I didn't think Tom would be so funny.
- Tom'un bu kadar komik olacağını düşünmemiştim.
- We thought it was funny.
- Onun komik olduğunu düşündük.
- He amused us with a funny story.
- O, komik bir hikaye ile bizi neşelendirdi.
- He's a funny man.
- Komik bir adam.
- Tom's jokes aren't funny.
- Tom'un şakaları komik değil.
- I didn't find it funny at all.
- Bunu hiç komik bulmadım.
- Tom is a funny guy.
- Tom komik bir adamdır.
- There's nothing funny going on.
- Komik bir şey olduğu yok.
- I don't think it's funny.
- Komik olduğunu sanmıyorum.
- What was so funny?
- Komik olan neydi?
- I don't think this is as funny as you think it is.
- Bunun sandığın kadar komik olduğunu düşünmüyorum.
- That joke was funny.
- O şaka komikti.
- You're not as funny as you think.
- Zannettiğin kadar komik değilsin.
- Tom thought Mary was funny.
- Tom Mary'nin komik olduğunu düşündü.
- Mary is smart and funny.
- Mary akıllı ve komik.
- He amused us with funny stories.
- O, komik hikayelerle bizi eğlendirdi.
- It's funny you should say so.
- Bunu söylemen komik.
- I want to know what's funny.
- Neyin komik olduğunu bilmek istiyorum.
- Tom said it wasn't funny.
- Tom komik olmadığını söyledi.
- Let me tell you a funny story.
- Sana komik bir hikaye anlatayım.
- It's funny you should mention that.
- Ondan bahsetmen komik.
- At least Tom was funny.
- En azından Tom komikti.
- Why are you talking so funny?
- Neden bu kadar komik konuşuyorsun?
- That's not even funny.
- O komik bile değil.
- Do you think Tom is funny?
- Sence Tom komik mi?
- That would be funny.
- Bu komik olurdu.
- He was in a funny mood today.
- Bugün komik bir ruh hali içindeydi.
- Funny, isn't it?
- Komik, değil mi?
- It's a funny movie.
- Komik bir film.
- I think the audience thought I was funny.
- Bence izleyiciler komik olduğumu düşündüler.
- You aren't very funny.
- Pek komik değilsin.
- You're not as funny as you think.
- Sandığın kadar komik değilsin.
- What's not funny?
- Ne komik değil?
- Tom is really funny, isn't he?
- Tom gerçekten komik değil mi?
- He is terribly funny.
- O çok komik.
- Tom has never been this funny before.
- Tom daha önce hiç bu kadar komik olmamıştı.
- It wasn't funny at all.
- Hiç komik değildi.
- I wasn't trying to be funny.
- Komik olmaya çalışmıyordum.
- Isn't that funny?
- Komik değil mi?
- Tom wasn't very funny.
- Tom pek komik değildi.
- Tom didn't find Mary's jokes funny at all.
- Tom, Mary'nin şakalarını hiç komik bulmadı.
- Tom said it was funny.
- Tom bunun komik olduğunu söyledi.
- I knew something funny might happen.
- Komik bir şeyler olabileceğini biliyordum.
- I don't find that funny.
- Komik bulmuyorum.
- Funny, we all have diarrhea.
- Komik, hepimizin ishali var.
- It is not funny!
- Komik değil!
- Tom didn't think it was funny.
- Tom onun komik olduğunu düşünmüyordu.
- Sami was making funny faces.
- Sami komik yüzler yapıyordu.
- Tom is terribly funny.
- Tom son derece komik.
- She sent me a funny text message.
- Bana komik bir mesaj atmış.
- Tom said something funny and Mary laughed.
- Tom komik bir şey söyledi ve Mary güldü.
- Tom is a funny little fellow.
- Tom komik küçük bir adam.
- That's funny, you know.
- Çok komik, biliyorsun.
- She sent me a funny text message.
- Bana komik bir mesaj gönderdi.
- I always thought Tom was funny.
- Tom'un hep komik olduğunu düşünmüşümdür.
- My jokes are not funny.
- Benim şakalarım komik değildir.
- Tom laughed at some of Mary's jokes, but he thought some of them weren't very funny.
- Tom, Mary'nin bazı şakalarına güldü ama bazılarının pek komik olmadığını düşündü.
- Coming face to face with a dinosaur was a funny experience.
- Bir dinozorla yüz yüze gelmek komik bir deneyimdi.
- Don't you think it's funny?
- Sence bu komik değil mi?
- Sami was making funny faces.
- Sami komik suratlar yapıyordu.
- Hey, what's so funny?
- Hey, bu kadar komik olan ne?
- Was this supposed to be funny?
- Komik olması mı gerekiyordu?
- You're funny!
- Çok komiksin!
- The teacher told us a funny story.
- Öğretmen bize komik bir hikaye anlattı.
- I don't find that very funny.
- Bunu hiç komik bulmuyorum.
- I said I thought it was funny.
- Komik olduğunu düşündüğümü söyledim.
- That would be really funny.
- Bu gerçekten komik olurdu.
- I don't think that's funny.
- Bunun komik olduğunu düşünmüyorum.
- I knew something funny might happen.
- Komik bir şey olabileceğini biliyordum.
- I think you're funny.
- Bence komiksin.
- What's your favorite funny quote?
- Favori komik alıntın nedir?
- What's so funny?
- O kadar komik olan nedir?
- Are you trying to be funny again?
- Tekrar komik olmaya mı çalışıyorsun?
- That's what's funny.
- Komik olan bu.
- What's so funny about this?
- Bunun neresi komik?
- You're a funny gal.
- Sen komik bir kızsın.
- Tom should've laughed at Mary's jokes, even though they weren't funny.
- Tom, komik olmasalar bile Mary'nin şakalarına gülmeliydi.
- Keli’s child is funny.
- Keli'nin çocuğu komik.
- How is that funny?
- Bunun neresi komik?
- That was a funny movie.
- Komik bir filmdi.
- Do you want to hear something funny?
- Komik bir şey duymak ister misin?
- We thought it was funny.
- Komik olduğunu düşündük.
- I thought it was funny, too.
- Ben de onun komik olduğunu düşündüm.
- Tom said he didn't find it funny.
- Tom bunu komik bulmadığını söyledi.
- It was really funny.
- Gerçekten komikti.
- Tom wasn't funny.
- Tom komik değildi.
- Ermanno told a funny story.
- Ermanno komik bir hikâye anlattı.
- Is this supposed to be funny?
- Komik mi bu şimdi?
- Tom was trying to be funny.
- Tom komik olmaya çalışıyordu.
- That isn't funny at all.
- O hiç komik değil.
- Tom laughed at all of Mary's jokes, even the ones he didn't think were funny.
- Tom Mary'nin tüm şakalarına güldü, komik bulmadıklarına bile.
- Grownups are funny sometimes.
- Yetişkinler bazen komiktirler.
- Sami heard all kinds of funny stories about Layla.
- Sami, Layla hakkında bir sürü komik hikâye duydu.
- Tom talks funny.
- Tom komik konuşuyor.
- I didn't think Tom's joke was funny.
- Tom'un şakasını komik bulmadım.
- This is not funny.
- Bu komik değil.
- He's funny and charming.
- O, komik ve sevimli.
- Do you find that funny?
- Bunu komik mi buluyorsun?
- That's not funny at all anymore.
- Bu artık hiç komik değil.
- I just think it's funny.
- Komik olduğunu düşünüyorum.
- It seems that something funny is going on.
- Komik bir şey oluyor gibi görünüyor.
- It's a funny market.
- Çok komik bir market.
- I don't think it's funny at all.
- Bence hiç komik değil.
- That joke wasn't funny.
- Bu şaka komik değildi.
- She has a funny face.
- Onun komik bir yüzü var.
- I wonder if Tom is still funny.
- Acaba Tom hala komik mi?
- He was so funny at the party that I simply couldn't restrain my laughter.
- O, partide o kadar komikti ki gerçekten gülmeme engel olamadım.
- It's almost funny.
- Neredeyse komik.
- That's a funny one.
- Bu komik olan.
- This isn't funny.
- Bu hiç komik değil.
- The movie was less funny than the book.
- Film kitaptan daha az komikti.
- This isn't funny.
- Bu komik değil.
- He's charming, funny and intelligent.
- O, çekici, komik ve zekidir.
- I feel funny.
- Komik hissediyorum.
- Sami sent Layla a funny picture.
- Sami Leyla'ya komik bir resim gönderdi.
- He has a funny name.
- Onun komik bir adı var.
- Tom made a funny face.
- Tom komik bir surat yaptı.
- I didn't think that was funny.
- Bunun komik olduğunu düşünmemiştim.
- This is a funny sentence.
- Bu komik bir cümle.
- Tom thought Mary wasn't very funny.
- Tom, Mary'nin pek komik olmadığını düşündü.
- That's funny and horrifying at the same time.
- Aynı anda hem komik hem de korkunç.
- Now that's funny.
- İşte bu komik.
- Tom isn't going to think that's funny.
- Tom bunun komik olduğunu düşünmeyecek.
- That joke isn't funny.
- Bu fıkra komik değil.
- Why is that funny?
- O neden komik?
- This is not funny.
- Bu hiç komik değil.
- That was funny.
- O komikti.
- This comedian isn't funny at all.
- Bu komedyen hiç komik değil.
- Tom said something funny and Mary laughed.
- Tom komik bir şeyler söyledi ve Mary güldü.
- He didn't think it was funny.
- Komik olduğunu düşünmedi.
- Tell me if you don't think this is funny.
- Bunun komik olduğunu düşünmüyorsan bana söyle.
- I don't think that's funny at all.
- Bence bu hiç komik değil.
- He told a funny story.
- O komik bir hikaye anlattı.
- It's not funny anymore.
- Artık komik gelmiyor.
- His jokes are not funny at all.
- Onun esprileri hiç de komik değil.
- I hope this movie is really funny.
- Umarım bu film gerçekten komiktir.
- I don't think Tom is funny.
- Tom'un komik olduğunu düşünmüyorum.
- Tom said he thought that I was funny.
- Tom benim komik olduğumu düşündüğünü söyledi.
- There's nothing funny about that.
- Bunda komik bir şey yok.
- Remember when Tom was funny?
- Tom'un ne zaman komik olduğunu hatırlıyor musun?
- You're a funny girl.
- Sen komik bir kızsın.
- You're not as funny as you think you are.
- Sandığın kadar komik değilsin.
- I saw a funny comedy last night.
- Dün gece komik bir komedi izledim.
- That's not a very funny story.
- Bu pek komik bir hikaye değil.
- His jokes are not funny at all.
- Onun şakaları hiç komik değil.
- She didn't think it was funny.
- O komik olduğunu düşünmedi.
- That joke wasn't funny.
- Fıkra komik değildi.
- She told some jokes and sang some funny songs at a patient's beside.
- O bir hastanın yanında bazı fıkralar anlattı ve bazı komik şarkılar söyledi.
- Do you think it's funny?
- Sence bu komik mi?
- He's handsome and funny.
- Yakışıklı ve komik biri.
- I saw a funny clown with a big red nose.
- Büyük kırmızı burunlu komik bir palyaço gördüm.
- He was in a funny mood today.
- O bugün komik bir ruh hali içindeydi.
- The clown made a funny face.
- Palyaço komik bir surat yaptı.
- Tom told me that he thought Mary was funny.
- Tom bana Mary'nin komik olduğunu düşündüğünü söyledi.
- Something funny happened to me on my way home.
- Eve giderken benim için komik bir şey oldu.
- Why is this funny?
- Bu neden komik?
- It's almost funny.
- Bu neredeyse komik.
- He was so funny at the party that I simply couldn't restrain my laughter.
- Partide o kadar komikti ki kahkahalarımı tutamadım.
- I don't think it's funny.
- Komik değil bence.
- Tom said it wasn't funny.
- Tom onun komik olmadığını söyledi.
- That joke was funny.
- Bu şaka komikti.
- That sounds funny to me.
- O bana komik görünüyor.
- Tom has never been this funny before.
- Tom daha önce hiç böyle komik olmamıştı.
- It's actually funny.
- Aslında komik.
- Nothing was funny.
- Hiçbir şey komik değildi.
- I was just trying to be funny.
- Ben komik olmaya çalışıyordum.
- I want to know what's so funny.
- Bu kadar komik olan ne bilmek istiyorum.
- Did you really think that movie was funny?
- Filmin komik olduğunu gerçekten düşündün mü?
- Do you think this is funny?
- Bunu komik olduğunu düşünüyor musun?
- I was just trying to be funny.
- Komik olmaya çalışıyordum.
- Have you ever seen something this funny before?
- Daha önce hiç bu kadar komik bir şey gördün mü?
- I don't see what's so funny.
- Neyin bu kadar komik olduğunu anlamıyorum.
- You're not nearly as funny as you seem to think.
- Sandığın kadar komik değilsin.
- Don't try anything funny.
- Komik bir şey yapma.
- Tom and Mary are funny.
- Tom ve Mary çok komik.
- I think it's funny.
- Bence komik.
- We saw a funny movie last Sunday.
- Geçen Pazar komik bir film izledik.
- That joke isn't funny.
- Bu şaka hiç komik değil.
- Tom isn't as funny as he used to be.
- Tom eskisi kadar komik değil.
- It's kind of funny.
- Biraz komik.
- That's not funny!
- Bu komik değil!
- Are you trying to be funny again?
- Yine komik olmaya mı çalışıyorsun?
- This story is interesting, funny and even exciting.
- Bu hikaye ilginç, komik ve hatta heyecan verici.
- Tom is real funny.
- Tom gerçekten komik.
- Tom entertained us by telling us some funny stories.
- Tom bize komik hikayeler anlatarak bizi eğlendirdi.
- He's funny and charming.
- Komik ve çekici biri.
- This joke is not funny.
- Bu şaka komik değil.
- You're not as funny as you think.
- Düşündüğün kadar komik değilsin.
- This was not funny.
- Hiç komik değildi.
- You have a funny laugh.
- Komik bir gülüşün var.
- You must think this is funny.
- Bunun komik olduğunu düşünmelisin.
- He thinks that gays are funny people.
- O, eşcinsellerin komik insanlar olduğunu düşünüyor.
- It's funny, you know.
- Komik, biliyorsun.
- I thought Tom was funny as well.
- Tom'un da komik olduğunu düşünmüştüm.
- I told you it was funny.
- Sana komik olduğunu söylemiştim.
- Why do you think this is funny?
- Bunun neden komik olduğunu düşünüyorsun?
- Tom isn't very funny, is he?
- Tom pek komik değil, değil mi?
- I need to think of something funny to say.
- Söyleyecek komik bir şey bulmam lazım.
- Tom thought Mary wasn't funny.
- Tom, Mary'nin komik olmadığını düşündü.
- It wasn't at all funny.
- Hiç komik değildi.
- Tom's speech was really funny.
- Tom'un konuşması gerçekten komikti.
- Tom told us a funny story.
- Tom bize komik bir hikaye anlattı.
- I want to know what's so funny.
- Neyin bu kadar komik ne olduğunu bilmek istiyorum.
- You are not funny.
- Hiç komik değilsin.
- I just don't think this is funny.
- Bunun komik olduğunu düşünmüyorum.
- He's a funny man.
- O komik bir adam.
- That's pretty funny.
- Bu oldukça komik.
- You're acting funny.
- Komik davranıyorsun.
- It wasn't all that funny.
- O kadar da komik değildi.
- It wasn't funny.
- Komik değildi.
- Layla thought Sami was funny.
- Layla Sami'nin komik olduğunu düşünüyordu.
- This situation is funny.
- Bu durum çok komik.
- You're really funny.
- Sen gerçekten komiksin.
- My jokes are not funny.
- Esprilerim komik değil.
- His jokes aren't funny.
- Onun şakaları komik değildir.
- One was beautiful, intelligent and funny, and the other ugly, stupid and depressing.
- Biri güzel, zeki ve komikti, diğeri ise çirkin, aptal ve iç karartıcıydı.
- You can't really think this is funny.
- Bunun gerçekten komik olduğunu düşünemezsin.
- Now that's funny.
- Bak bu komikti.
- Tom thought this was funny.
- Tom bunun komik olduğunu düşündü.
- Was it funny?
- Komik miydi?
- Do you think that was funny?
- Sence bu komik miydi?
- Tom asked Mary to tell a funny story.
- Tom, Mary'den komik bir hikaye anlatmasını istedi.
- Your story is funny.
- Hikayen çok komik.
- Why is that funny?
- Bu neden komik?
- I don't think that's funny.
- Bunun komik olduğunu sanmıyorum.
- Mary and Tom are a funny pair.
- Mary ve Tom komik bir çift.
- It's a little bit funny.
- Bu biraz komik.
- You think this is funny, don't you?
- Bunun komik olduğunu düşünüyorsun, değil mi?
- What a funny man!
- Ne komik bir adam!
- I thought what Tom said was funny.
- Tom'un söylediği şeyin komik olduğunu düşündüm.
- Tom is extremely funny.
- Tom son derece komik.
- Tom told me a really funny joke this morning.
- Tom bu sabah bana gerçekten komik bir fıkra anlattı.
- Did you really think that movie was funny?
- Gerçekten o filmin komik olduğunu mu düşündün?
- You sound funny.
- Komik görünüyorsun.
- He laughs because the film is funny.
- Film komik olduğu için gülüyor.
- Tom is funny and charming.
- Tom komik ve çekici biri.
- I used to think your jokes were funny.
- Eskiden şakalarının komik olduğunu düşünürdüm.
- Tom didn't think it was funny.
- Tom bunun komik olduğunu düşünmedi.
- It's a funny story.
- Komik bir hikaye.
- That joke wasn't funny.
- Bu şaka/fıkra komik değildi.
- What's funny about that?
- Bunun nesi komik?
- It's funny you should mention that.
- Bundan bahsetmen çok komik.
- Tom is a funny man.
- Tom komik bir adam.
- Tom is looking at me funny.
- Tom bana komik görünüyor.
- This sentence is funny.
- Bu cümle komik.
- It wasn't that funny.
- O kadar komik değildi.
- Now that's funny.
- Komikmiş.
- Tom laughed at Mary's jokes, even though they weren't funny.
- Tom, komik olmamalarına rağmen Mary'nin şakalarına güldü.
- That's pretty funny.
- Çok komik.
- You're a funny girl.
- Sen de komik bir kızsın.
- It's not even funny.
- Komik bile değil.
- That was a funny joke.
- Komik bir şakaydı.
- That's funny and horrifying at the same time.
- O komik ve aynı zamanda korkunç.
- Tom is funny, isn't he?
- Tom komik, değil mi?
- You're really funny.
- Gerçekten komiksin.
- Sami sent Layla a funny picture.
- Sami, Layla'ya komik bir resim gönderdi.
- Tom told me a really funny joke this morning.
- Tom bu sabah bana çok komik bir fıkra anlattı.
- Tom told Mary a joke, but she didn't think it was funny.
- Tom Mary'ye bir fıkra anlattı ama Mary bunu komik bulmadı.
- Do you really think Tom is funny?
- Tom'un gerçekten komik olduğunu mu düşünüyorsun?
- That isn't funny at all.
- Bu hiç komik değil.
- That sounds pretty funny.
- Kulağa oldukça komik geliyor.
- Is this supposed to be funny?
- Bunun komik olması mı gerekiyor?
- They tell us funny stories.
- Onlar bize komik hikayeler anlatırlar.
- He didn't think it was funny.
- O bunun komik olduğunu düşünmedi.
- It's a funny story.
- Bu komik bir hikaye.
- It was a funny moment.
- Komik bir andı.
- I thought what Tom said was funny.
- Tom'un söylediğinin komik olduğunu düşündüm.
- She did not find him funny.
- Onu komik bulmadı.
- Do you find it funny that I feel this way?
- Böyle hissetmemi komik mi buluyorsun?
- Tom laughed at Mary's jokes, even though they weren't funny.
- Tom komik olmamasına rağmen Mary'nin esprilerine güldü.
- I thought Tom was funny as well.
- Tom'un da komik olduğunu düşündüm.
- Is this supposed to be funny?
- Komik mi bu?
- Layla thought Sami was funny.
- Leyla, Sami'nin komik olduğunu düşündü.
- Tom has a funny way of laughing.
- Tom'un komik bir gülme şekli var.
- Tom isn't funny.
- Tom komik değildir.
- I don't think I'm very funny.
- Pek komik olduğumu sanmıyorum.
- He's laughing because the film is funny.
- O, film komik olduğu için gülüyor.
- I didn't think that was funny.
- Onun komik olduğunu düşünmedim.
- Do you think Tom is funny?
- Tom'un komik olduğunu mu düşünüyorsun?
- A funny thing happened to me today!
- Bugün başıma komik bir şey geldi!
- Were you a funny kid?
- Sen komik bir çocuk muydun?
- He looked so funny that I couldn't help laughing.
- O kadar komik görünüyordu ki gülmekten kendimi alamadım.
- You think you're pretty funny, don't you?
- Çok komik olduğunu düşünüyorsun, değil mi?
- I wonder if Tom is still funny.
- Tom'un hâlâ komik olup olmadığını merak ediyorum.
- Do you think that's funny?
- Sence bu komik mi?
- Tom, you're not funny.
- Tom, komik değilsin.
- I still think it's funny.
- Ben hala komik olduğunu düşünüyorum.
- You're a funny guy.
- Komik bir adamsın.
- We just thought it was funny.
- Komik olduğunu düşündük işte.
- I don't think that's so funny.
- Bunun o kadar komik olduğunu sanmıyorum.
- Thanks a lot for this funny and interesting lesson, my teacher!
- Bu komik ve ilginç ders için çok teşekkürler öğretmenim!
- Tom is a funny guy, isn't he?
- Tom komik bir adam, değil mi?
- I always thought Tom was funny.
- Ben her zaman Tom'un komik olduğunu düşündüm.
- They are funny.
- Çok komikler.
- Funny, I don't remember that.
- Komik, bunu hatırlamıyorum.
- It was kind of funny.
- O az çok komikti.
- Don't you think that's funny?
- Bunun komik olduğunu düşünmüyor musun?
- I saw some funny people today.
- Bugün birtakım komik insanlar gördüm.
- Tom thinks he's funny.
- Tom komik olduğunu düşünüyor.
- That's funny.
- O çok komik.
- You're a funny guy.
- Sen komik bir adamsın.
- Don't you think that's funny?
- Sence de komik değil mi?
- Don't you think it's funny?
- Bunun komik olduğunu düşünmüyor musun?
- Tom won't think that's funny.
- Tom bunun komik olduğunu düşünmez.
- He has a funny name.
- Komik bir ismi var.
- Tom is trying to be funny.
- Tom komik olmaya çalışıyor.
- Tom is a funny guy.
- Tom komik bir adam.
- It's not even funny!
- Komik bile değil!
- Something funny happened to me on my way home.
- Eve dönerken başıma komik bir şey geldi.
- Funny, we all have diarrhea.
- Komik, hepimiz ishal olduk.
- Tom is really funny, isn't he?
- Tom gerçekten komik, değil mi?
- My jokes are not funny.
- Şakalarım komik değil.
- This is no longer funny.
- Bu artık komik değil.
- He thinks that gays are funny people.
- Eşcinsellerin komik insanlar olduğunu düşünüyor.
- This one's really funny.
- Bu gerçekten komik.
- He's a funny guy.
- O komik bir adam.
- I don't think this is funny.
- Bunun komik olduğunu düşünmüyorum.
- Tom didn't think Mary's joke was funny at all.
- Tom Mary'nin şakasının komik olduğunu hiç düşünmüyordu.
- Your jokes aren't funny.
- Şakaların komik değil.
- You're not funny.
- Sen komik değilsin.
- Sami is the funniest person.
- Sami çok komik biri.
- Don't you think it's funny?
- Sence de komik değil mi?
- I don't know why that's funny.
- Bunun neden komik olduğunu bilmiyorum.
- He's so cute and funny.
- Çok sevimli ve komik.
- It was pretty funny.
- Çok komikti.
- You aren't funny.
- Komik değilsiniz.
- Tell me if you don't think this is funny.
- Bunun komik olduğunu düşünmüyorsan söyle.
- Tom, you're not funny.
- Tom, hiç komik değilsin.
- It was awfully funny.
- Son derece komikti.
- You're not nearly as funny as you seem to think.
- Sen hiç de düşündüğün kadar komik değilsin.
- I didn't think it wasn't so funny.
- O kadar da komik olmadığını düşünmemiştim.
- What's so funny about this?
- Bunun nesi komik?
- We saw a funny program on TV.
- Televizyonda komik bir program izledik.
- Alcoholism is not funny.
- Alkolizm komik değil.
- That wasn't funny.
- Komik değildi.
- Does Tom think it's funny?
- Tom bunun komik olduğunu mu düşünüyor?
- Please stop trying to be funny.
- Lütfen komik olmaya çalışmayı bırak.
- My son tried to become a teller of funny stories.
- Oğlum komik hikayeler anlatmaya çalıştı.
- What's your favorite funny quote?
- En sevdiğiniz komik alıntı nedir?
- I don't think you're funny.
- Bence komik değilsin.
- I was trying to be funny.
- Komik olmaya çalışıyordum.
- Was Tom funny?
- Tom komik miydi?
- Tom isn't very funny.
- Tom pek komik değil.
- Tom thought that was funny.
- Tom onun komik olduğunu düşündü.
- Tom is looking at me funny.
- Tom bana komik bakıyor.
- You know it's going to be funny.
- Komik olacağını biliyorsun.
- You must think this is funny.
- Bunun komik olduğunu düşünüyor olmalısın.
- Are you funny?
- Komik misin?
- Not all clowns are funny.
- Bütün palyaçolar komik değildir.
- Do you think that's funny?
- Onu komik mi buluyorsun?
- Tom said that he thought that I was funny.
- Tom benim komik olduğumu düşündüğünü söyledi.
- Tom's jokes aren't always funny.
- Tom'un şakaları her zaman komik değildir.
- Tom said something funny and we all laughed.
- Tom komik şeyler söyledi ve hepimiz güldük.
- That's not very funny.
- Bu pek komik değil.
- I find that funny.
- Bunu komik buluyorum.
- Tom is a funny little fellow.
- Tom küçük, komik bir adam.
Show More (602)
|
