|
- He really got sick.
- Gerçekten hastalandı.
- Tom might get sick.
- Tom hastalanabilir.
- He got sick during the trip.
- Yolculuk sırasında hastalandı.
- Tom got sick and died.
- Tom hastalandı ve öldü.
- I didn't get sick.
- Ben hastalanmadım.
- I don't get sick.
- Ben hastalanmam.
- Tom often gets sick.
- Tom sık sık hastalanır.
- Everybody got sick.
- Herkes hastalandı.
- I hope Tom didn't get sick.
- Umarım Tom hastalanmamıştır.
- Tom can't be in the car more than ten minutes without getting sick.
- Tom hastalanmadan on dakikadan fazla arabada kalamaz.
- If you get sick, go to the doctor.
- Hastalanırsan doktora git.
- Take this medicine in case you get sick.
- Hastalanırsan bu ilacı al.
- Your only talent is getting sick at the wrong time.
- Senin tek yeteneğin yanlış zamanda hastalanman.
- I never want to see you get sick.
- Hastalandığını asla görmek istemiyorum.
- My grandmother got sick the other week.
- Büyükannem geçen hafta hastalandı.
- If you don't eat, you'll get sick.
- Yemezsen, hastalanırsın.
- He got sick from overwork.
- Çok çalışmaktan hastalandı.
- I got sick last year.
- Geçen sene hastalandım.
- I wanted to go, but I got sick.
- Ben gitmek istedim ama hastalandım.
- Tom got sick.
- Tom hastalandı.
- I don't want them to get sick.
- Onların hastalanmasını istemiyorum.
- I got sick from drinking too much.
- Çok içmekten hastalandım.
- If Tom hadn't gotten sick, he'd be here with us now.
- Tom hastalanmasaydı şimdi burada bizimle olurdu.
- Tom never seems to get sick.
- Tom hiç hastalanmıyor gibi görünüyor.
- Tom never gets sick.
- Tom asla hastalanmaz.
- If you eat so much, you'll get sick.
- Çok fazla yersen, hastalanırsın.
- She got sick this weekend.
- O bu hafta sonu hastalandı.
- Mother suddenly got sick and we sent for a doctor.
- Annem aniden hastalandı ve doktor çağırdık.
- I know why Tom got sick.
- Tom'un neden hastalandığını biliyorum.
- I don't get sick very often.
- Çok sık hastalanmam.
- The reason Tom got sick was because he overate.
- Tom'un hastalanmasının nedeni çok fazla yemesiydi.
- Tom rarely gets sick.
- Tom nadiren hastalanır.
- I got sick, and so couldn't come to school.
- Hastalandım ve okula gelemedim.
- Tom got sick because he ate too much.
- Tom çok yemek yediği için hastalandı.
- The boy got sick from anxiety.
- Çocuk, endişeden hastalandı.
- I don't have any friends or relatives to take care of me if I get sick.
- Hastalanırsam bana bakacak hiç arkadaşım ya da akrabam yok.
- It is easy for babies to get sick.
- Bebeklerin hastalanması kolaydır.
- I don't know why Tom got sick.
- Tom'un niçin hastalandığını bilmiyorum.
- I almost never get sick.
- Neredeyse hiç hastalanmam.
- He often gets sick.
- O sık sık hastalanır.
- Sami started to get sick.
- Sami hastalanmaya başladı.
- Our captain got sick, so I attended the meeting in his place.
- Kaptanımız hastalandı, ben de onun yerine toplantıya katıldım.
- Tom didn't get sick.
- Tom hastalanmadı.
- How often do you get sick?
- Ne sıklıkta hastalanıyorsun?
- I always thought doctors don't get sick.
- Hep doktorların hastalanmadığını düşünürdüm.
- Our captain got sick, so I attended the meeting in his place.
- Kaptanımız hastalandı, bu yüzden onun yerine toplantıya ben katıldım.
- Sami got sick.
- Sami hastalandı.
- I hardly ever get sick.
- Neredeyse hiç hastalanmıyorum.
- Tom almost never gets sick.
- Tom neredeyse hiç hastalanmaz.
- Making matters worse, she got sick.
- Daha da kötüsü, hastalandı.
- You never seem to get sick.
- Hiç hastalanmıyor gibisin.
- He almost never gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığına dikkat ettiği için neredeyse hiç hastalanmıyor.
- If you eat that much, you'll get sick.
- O kadar çok yersen hastalanırsın.
- I hope Tom doesn't get sick.
- Umarım Tom hastalanmaz.
- Mary worked so hard that she got sick.
- Mary o kadar çok çalıştı ki hastalandı.
- They ate salad on the cliff, but got sick on the hike back.
- Uçurumun üstünde salata yediler, ancak yürüyüş sırasında hastalandılar.
- Children in day care are more likely to get sick than ones who stay home.
- Kreşteki çocukların hastalanma olasılığı evde kalanlara göre daha yüksektir.
- I think I'm getting sick.
- Sanırım hastalanıyorum.
- Tom seldom gets sick.
- Tom nadiren hastalanır.
- Tom has gotten sick three times since he's moved to Boston.
- Tom Boston'a taşındığından beri üç kez hastalandı.
- After he had eaten it, he got sick.
- Yedikten sonra hastalandı.
- Tom doesn't get sick.
- Tom hastalanmaz.
- They never seem to get sick.
- Hiç hastalanmıyor gibi görünüyorlar.
- If you get sick, it'll ruin your vacation.
- Hastalanırsan tatilin berbat olur.
- Tom hardly ever gets sick.
- Tom neredeyse hiç hastalanmıyor.
- Tom can't be in the car more than ten minutes without getting sick.
- Tom hastalanmadan arabada on dakikadan fazla kalamaz.
- I got sick last week.
- Geçen hafta hastalandım.
- Tom suddenly got sick.
- Tom birdenbire hastalandı.
- My father has never gotten sick in his life.
- Babam hayatı boyunca hiç hastalanmadı.
- The reason Tom got sick was because he overate.
- Tom'un hastalanmasının sebebi aşırı yemesiydi.
- Old people get sick easily.
- Yaşlı insanlar kolayca hastalanır.
- Hopefully, no one will get sick.
- Umarım kimse hastalanmaz.
- I don't want him to get sick.
- Onun hastalanmasını istemiyorum.
- Tom got sick last weekend.
- Tom geçen hafta sonu hastalandı.
- He often gets sick.
- Sık sık hastalanır.
- Tom has gotten sick three times since he's moved to Boston.
- Tom, Boston'a taşındığından beri üç kez hastalandı.
- Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover.
- Robotlar iş yerinde harika, çünkü onların tuvalete ve yemek molalarına ihtiyacı yok, hastalanmazlar ya da işe bir içki mahmurluğu ile gelmezler.
- I always thought doctors don't get sick.
- Ben her zaman doktorların hastalanmadığını düşünürdüm.
- I don't want her to get sick.
- Onun hastalanmasını istemiyorum.
- I don't know why Tom got sick.
- Tom'un neden hastalandığını bilmiyorum.
- Sooner or later you'll get sick.
- Er ya da geç hastalanacaksın.
- I seldom get sick.
- Nadiren hastalanırım.
- I don't want Tom to get sick.
- Tom'un hastalanmasını istemiyorum.
- Did Thomas get sick?
- Thomas hastalandı mı?
- Tom could get sick.
- Tom hastalanabilir.
- He seldom gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
- I got sick last weekend.
- Geçen hafta sonu hastalandım.
- Tom suddenly got sick.
- Tom aniden hastalandı.
- I wanted to go, but I got sick.
- Gitmek istedim ama hastalandım.
- He seldom gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığına dikkat ettiği için nadiren hastalanıyor.
- Tom is afraid of getting sick again.
- Tom tekrar hastalanmaktan korkuyor.
- Wear warm clothes or you could get sick.
- Kalın giysiler giy yoksa hastalanabilirsin.
- I got sick from drinking too much.
- Çok içtiğim için hastalandım.
- Robots are great in the workplace, because they don't need toilet or meal breaks, don't get sick or come to work with a hangover.
- Robotlar işyerinde harikalar çünkü tuvalet ya da yemek molasına ihtiyaç duymuyorlar, hastalanmıyorlar ya da akşamdan kalma bir şekilde işe gelmiyorlar.
- I don't want to get sick.
- Hastalanmak istemiyorum.
- I got sick last year.
- Geçen sene hastalanmıştım.
- You do not realize how important health is until you get sick.
- Hastalanıncaya kadar sağlığın ne kadar önemli olduğunu fark etmiyorsun.
- He got sick during the trip.
- O, yolculuk sırasında hastalandı.
- They ate salad on the cliff, but got sick on the hike back.
- Uçurumda salata yediler ama dönüş yolunda hastalandılar.
- How often do you get sick?
- Ne sıklıkla hastalanırsın?
- He really got sick.
- O gerçekten hastalandı.
- No one got sick.
- Kimse hastalanmadı.
- The robots never get sick or complain and they can work 24 hours a day.
- Robotlar asla hastalanmıyor ya da şikayet etmiyor ve günde 24 saat çalışabiliyorlar.
- If Tom hadn't gotten sick, he'd be here with us now.
- Eğer Tom hastalanmasaydı, şimdi burada bizimle olacaktı.
- Being careful about his health, he seldom gets sick.
- Sağlığına dikkat ettiği için nadiren hastalanıyor.
- I hardly ever get sick.
- Ben hemen hemen hiç hastalanmıyorum.
- If you get sick, it'll ruin your vacation.
- Hastalanırsan, tatilin mahvolur.
- No one got sick.
- Hiç kimse hastalanmadı.
- Everyone in the building got sick.
- Binadaki herkes hastalandı.
- I really hope you don't get sick.
- Umarım hastalanmazsın.
- Hopefully I won't get sick!
- İnşallah hastalanmam!
- The reason Tom got sick was because he overate.
- Tom'un hastalanmasının nedeni aşırı yemesiydi.
- My grandmother got sick the other week.
- Diğer hafta büyükannem hastalandı.
- Hopefully I won't get sick!
- Umarım hastalanmam!
- Tom quite often gets sick.
- Tom çok sık hastalanır.
- What should I do if I get sick again?
- Tekrar hastalanırsam ne yapmalıyım?
- Tom quite often gets sick.
- Tom sık sık hastalanır.
- You do not realize how important health is until you get sick.
- Hastalanana kadar sağlığın değerini anlayamazsınız.
- What should I do if Tom gets sick again?
- Tom yine hastalanırsa ne yapmalıyım?
- Tom hardly ever gets sick.
- Tom neredeyse hiç hastalanmaz.
- Tom can't be in the car more than ten minutes or he gets sick.
- Tom arabada on dakikadan fazla kalamaz yoksa hastalanır.
- If you get sick, go to the doctor.
- Eğer hastalanırsan, doktora git.
- The reason Tom got sick was because he overate.
- Tom çok fazla yediği için hastalandı.
- I don't get sick.
- Hastalanmıyorum.
- My father has never gotten sick in his life.
- Babam hayatında hiç hastalanmadı.
- She's afraid of getting sick again.
- Tekrar hastalanmaktan korkuyor.
- Tom is afraid of getting sick again.
- Tom yine hastalanmaktan korkuyor.
- It looks like Tom got sick from eating the spoiled food.
- Görünüşe göre Tom bozuk yiyecekleri yediği için hastalanmış.
- Father has never gotten sick in his life.
- Babam hayatında hiç hastalanmadı.
- Old people get sick easily.
- Yaşlı insanlar kolay hastalanır.
- He got sick from overwork.
- O fazla çalışmaktan hastalandı.
- I got sick, and so couldn't come to school.
- Hastalandım ve bu yüzden okula gelemedim.
- Father has never gotten sick in his life.
- Babam hayatı boyunca hiç hastalanmadı.
- Everyone got sick.
- Herkes hastalandı.
Show More (132)
|
|
- The reason Tom got sick was because he overate.
- Tom'un hasta olmasının nedeni aşırı yemesiydi.
- It may not be clean, but you won't get sick from eating it.
- Temiz olmayabilir ama yersen hasta olmazsın.
- He almost never gets sick because he is careful about his health.
- O, sağlığı hakkında dikkatli olduğu için neredeyse hiç hasta olmaz.
- I seldom get sick.
- Ben nadiren hasta olurum.
- I don't want Tom to get sick.
- Tom'un hasta olmasını istemiyorum.
- You'll get sick if you touch your face.
- Yüzünüze dokunursanız hasta olursunuz.
- Tom never gets sick.
- Tom hiç hasta olmaz.
- Children in day care are more likely to get sick than ones who stay home.
- Kreşe giden çocukların hasta olma ihtimali evde duranlardan daha yüksektir.
- I don't want them to get sick.
- Onların hasta olmasını istemiyorum.
- Father has never gotten sick in his life.
- Babam hayatında hiç hasta olmadı.
- Tom didn't come because he got sick.
- Tom hasta olduğu için gelmedi.
- I don't get sick very often.
- Çok sık hasta olmam.
- Sami got sick.
- Sami hasta oldu.
- Tom often gets sick.
- Tom sık sık hasta olur.
- Tom rarely gets sick.
- Tom nadiren hasta olur.
- I don't want you to get sick.
- Hasta olmanı istemiyorum.
- Mother suddenly got sick and we sent for a doctor.
- Annem aniden hasta oldu ve bir doktor çağırdı.
- You'll get sick if you touch your face.
- Yüzüne dokunursan hasta olacaksın.
- I hope Tom doesn't get sick.
- Umarım Tom hasta olmaz.
- The robots never get sick or complain and they can work 24 hours a day.
- Robotlar asla hasta olmazlar ya da şikâyet etmezler ve günde 24 saat çalışabilirler.
- I can’t come because I got sick.
- Hasta olduğum için gelemiyorum.
- My son always gets sick when he rides a bus.
- Oğlum otobüse bindiğinde hep hasta olur.
- My father has never gotten sick in his life.
- Babam hayatında hiç hasta olmadı.
- Tom got sick because he ate too much.
- Tom aşırı yediği için hasta oldu.
- Hopefully, no one will get sick.
- Umarım, hiç kimse hasta olmaz.
- I don't want him to get sick.
- Onun hasta olmasını istemiyorum.
- I can't get sick now, my vacation starts tomorrow!
- Şimdi hasta olamam, tatilim yarın başlıyor!
- Tom seldom gets sick.
- Tom nadiren hasta oluyor.
- I don't want to get sick.
- Hasta olmak istemiyorum.
- Your only talent is getting sick at the wrong time.
- Tek yeteneğin yanlış zamanda hasta olmak.
- After he had eaten it, he got sick.
- Onu yedikten sonra hasta oldu.
- I'm afraid I'll get sick if I drink cold water.
- Soğuk su içersem hasta olacağımdan korkuyorum.
Show More (29)
|
