|
- That can only be said when discussions have gone well and been concluded.
- Bu ancak görüşmeler iyi gittiğinde ve sonuçlandığında söylenebilir.
- We therefore hope things will go well, but we have major doubts.
- Bu nedenle işlerin iyi gideceğini umuyoruz, ancak büyük şüphelerimiz var.
- Things are going well, in fact much better, and that is something we can only be pleased about.
- İşler iyi gidiyor, hatta çok daha iyi gidiyor ve bu sadece memnun olabileceğimiz bir şey.
- Let us hope that this is a good sign that our work is going well.
- Bunun çalışmalarımızın iyi gittiğine dair iyi bir işaret olduğunu umalım.
- This time it has all gone well, we all got through it satisfactorily, but we have put things off till the future.
- Bu sefer her şey iyi gitti, hepimiz tatmin edici bir şekilde atlattık, ancak bazı şeyleri geleceğe erteledik.
- We have been told that things are not going well in Europe.
- Bize Avrupa'da işlerin iyi gitmediği söylendi.
- Media freedom and independence do not go well with accumulated economic power, not to mention monopolies.
- Medya özgürlüğü ve bağımsızlığı, tekellerden bahsetmiyorum bile, birikmiş ekonomik güçle iyi gitmiyor.
- It has to be said that the negotiations have gone well from the EU's point of view.
- Müzakerelerin AB açısından iyi gittiği söylenmelidir.
- The development of medicines is not going well either.
- İlaçların geliştirilmesi de iyi gitmiyor.
- People don't abandon space stations because things are going well.
- İnsanlar işler iyi gidiyor diye uzay istasyonlarını terk etmiyorlar.
- People don't abandon space stations because things are going well.
- İnsanlar uzay istasyonlarını işler iyi gidiyor diye terk etmezler.
- And they go well with these, too.
- Ve bunlarla da iyi giderler.
- People don't abandon space stations because things are going well.
- İnsanlar uzay istasyonlarını işler iyi gittiği için terk etmezler.
- Things didn't go well.
- İşler iyi gitmedi.
- Is the tour going well?
- Turne iyi gidiyor mu?
- Work is going well.
- İş iyi gidiyor.
- That went well.
- Bu iyi gitti.
- That seemed to go well.
- İyi gitmiş gibi görünüyordu.
- Is it going well?
- İyi gidiyor mu?
- Is the tour going well?
- Tur iyi gidiyor mu?
- So far as he was concerned, things were going well.
- Ona göre işler iyi gidiyordu.
- Training is going well.
- Eğitim iyi gidiyor.
- The project isn't going well.
- Proje iyi gitmiyor.
- I think my first name goes well with your last name!
- Sanırım benim adım senin soyadınla iyi gidiyor!
- This time it went well.
- Bu defa iyi gitti.
- Things were going well for Tom.
- Tom için işler iyi gidiyordu.
- That really went well.
- O gerçekten iyi gitti.
- Things aren't going well at all, any more.
- Artık işler hiç de iyi gitmiyor.
- As far as he was concerned, things were going well.
- Ona kalırsa, işler iyi gidiyordu.
- It seems to be going well.
- İyi gidiyor gibi görünüyor.
- Things are going well from my perspective.
- Benim bakış açımdan işler iyi gidiyor.
- Everything went well with him.
- Her şey onunla iyi gitti.
- I hope things have been going well for you.
- Umarım işler senin için iyi gidiyordur.
- He is very glad that his school life is going well.
- Okul hayatının iyi gitmesinden çok memnun.
- The surgery went well.
- Ameliyat iyi gitti.
- As far as I'm concerned, things are going well.
- Bana kalırsa işler iyi gidiyor.
- I hope it goes well.
- Bunun iyi gideceğini umuyorum.
- Tom knows this isn't going to go well.
- Tom bunun iyi gitmeyeceğini bilir.
- Green does not go well with purple.
- Yeşil, mor ile iyi gitmez.
- Tom said the meeting went well.
- Tom toplantının iyi gittiğini söyledi.
- That seemed to go well.
- Bu iyi gidiyor gibi görünüyordu.
- I hope it went well.
- Onun iyi gittiğini umuyorum.
- Tom said things went well.
- Tom işlerin iyi gittiğini söyledi.
- Tom is pretty sure everything will go well.
- Tom her şeyin iyi gideceğinden oldukça emin.
- I thought that went well.
- Onun iyi gittiğini düşündüm.
- I thought it went well.
- İyi gittiğini düşünmüştüm.
- Things aren't going well.
- İşler iyi gitmiyor.
- I think things are going well.
- Bence işler iyi gidiyor.
- What are some tasty foods that would go well with potatoes?
- Patatesle iyi gidecek bazı lezzetli besinler nelerdir?
- I think that went well.
- Sanırım iyi gitti.
- We noted that things were going well.
- İşlerin iyi gittiğini fark ettik.
- Tom doesn't know whether the concert went well or not.
- Tom konserin iyi gidip gitmediğini bilmiyor.
- Everything is going well at present.
- Şu anda her şey iyi gidiyor.
- Tom knows this isn't going to go well.
- Tom bunun iyi gitmeyeceğini biliyor.
- It went well.
- Bu iyi gitti.
- Everything's going well.
- Her şey iyi gidiyor.
- Tom said things went well.
- Tom, işlerin iyi gittiğini söyledi.
- Work is going well.
- İşler iyi gidiyor.
- This is really going well.
- Bu gerçekten iyi gidiyor.
- I think that went well.
- Bence iyi gitti.
- Things are going well.
- İşler iyi gidiyor.
- The cleanup went well.
- Temizlik iyi gitti.
- I thought it went well.
- Onun iyi gittiğini düşündüm.
- Did your trip go well?
- Gezi iyi gitti mi?
- This is not going well.
- Bu iyi gitmiyor.
- The colours of her dress and shoes go well together.
- Onun elbisesinin ve ayakkabısının renkleri birlikte iyi gidiyor.
- Did everything go well?
- Her şey iyi gitti mi?
- It didn't go well.
- O iyi gitmedi.
- Everything appears to be going well.
- Her şey iyi gidiyor gibi görünüyor.
- That really went well.
- Bu gerçekten iyi gitti.
- Let's hope it goes well tonight.
- Bu gece iyi gideceğini umalım.
- A green carpet won't go well with these blue curtains.
- Yeşil bir halı bu mavi perdelerle iyi gitmez.
- I think everything is going well.
- Her şeyin iyi gittiğini düşünüyorum.
- I just want this to go well.
- Sadece bunun iyi gitmesini istiyorum.
- If all goes well, I can make 2-3 pieces per day.
- Her şey iyi giderse, ben günde 2-3 adet yapabilirim.
- Things are going well from my perspective.
- Benim açımdan işler iyi gidiyor.
- She blames me for the fact that our married life isn't going well.
- Evlilik hayatımızın iyi gitmemesi için beni suçluyor.
- As far as he was concerned, things were going well.
- Ona göre işler iyi gidiyordu.
- I don't think this shirt goes well with a red tie.
- Bu gömleğin kırmızı kravatla iyi gittiğini sanmıyorum.
- It didn't go well.
- İyi gitmedi.
- Things weren't going well with Tom.
- Tom'la işler iyi gitmiyordu.
- We cannot finish it before Saturday even if everything goes well.
- Her şey iyi gitse bile bunu cumartesiden önce bitiremeyiz.
- Let's hope everything goes well.
- Her şeyin iyi gideceğini ümit edelim.
- The trip will only take a day if all goes well.
- Eğer her şey iyi giderse yolculuk sadece bir gün sürer.
- He is very glad that his school life is going well.
- O, okul hayatının iyi gidiyor olmasından çok memnun.
- Let's hope that everything goes well.
- Her şeyin iyi gideceğini umalım.
- What are some tasty foods that would go well with potatoes?
- Patatesle iyi gidebilecek lezzetli yiyecekler nelerdir?
- The project is not going well.
- Proje iyi gitmiyor.
- I think things are going well.
- İşlerin iyi gittiğini düşünüyorum.
- Everything went well.
- Her şey iyi gitti.
- Altogether, things are going well.
- Genelde işler iyi gidiyor.
- She blames me for the fact that our married life isn't going well.
- O evlilik hayatımızın iyi gitmediği gerçeği için beni suçluyor.
- This brooch goes well with your sweater.
- Bu broş kazağınla iyi gidiyor.
- Even though I followed the instructions, it didn't go well.
- Talimatlara uymama rağmen iyi gitmedi.
- Are things going well?
- İşler iyi gidiyor mu?
- That went well.
- İyi gitti.
- Altogether, things are going well.
- Genel olarak, işler iyi gidiyor.
- Rehearsals are going well.
- Provalar iyi gidiyor.
- This is not going well.
- İyi gitmiyor.
Show More (97)
|
