English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | half truth n. | yarı gerçek |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | half-truth n. | yarı gerçek | ||
Instead, we have seen half-truths, prevarication and evasion. Bunun yerine yarı gerçekler, yalanlar ve kaçamak cevaplar gördük. More Sentences |
||||
Proverb | ||||
Proverb | half the truth is often a whole lie | olanın tümünü söylemeyen yalan söylemiş sayılır bazen | ||
Proverb | half the truth is often a whole lie | gerçeğin bir kısmını saklamak yalan söylemekle eşdeğerdir bazen |