|
- They handcuffed Tom.
- Tom'u kelepçelediler.
- They handcuffed him.
- Onu kelepçelediler.
- The police handcuffed Tom's hands behind his back.
- Polis Tom'un ellerini arkadan kelepçeledi.
- The policemen subdued Tom and handcuffed him.
- Polis, Tom'u etkisiz hale getirdi ve onu kelepçeledi.
- Tom said he wasn't handcuffed.
- Tom kelepçelenmediğini söyledi.
- Tom said that he'd been handcuffed.
- Tom kelepçelendiğini söyledi.
- They tried to handcuff him.
- Onu kelepçelemeye çalıştılar.
- The police handcuffed Tom and read him his rights.
- Polis Tom'u kelepçeledi ve haklarını okudu.
- They handcuffed Tom.
- Onlar Tom'u kelepçeledi.
- They tried to handcuff Tom.
- Tom'u kelepçelemeye çalıştılar.
- They tried to handcuff Tom.
- Onlar Tom'u kelepçelemeye çalıştı.
- The policemen subdued Tom and handcuffed him.
- Polisler Tom'u etkisiz hale getirip kelepçelediler.
- Why were you handcuffed?
- Neden kelepçelendin?
- Tom might be handcuffed.
- Tom kelepçelenebilir.
- The policeman apprehended the murderer and handcuffed him.
- Polis katili yakaladı ve kelepçeledi.
- The policeman handcuffed Tom's hands behind his back.
- Polis Tom'un ellerini arkasından kelepçeledi.
- The police handcuffed Tom and read him his rights.
- Polis Tom'u kelepçeledi ve ona haklarını okudu.
- We tried to handcuff them.
- Onları kelepçelemeye çalıştık.
- The policeman handcuffed Tom's hands behind his back.
- Polis Tom'un ellerini arkadan kelepçeledi.
- We handcuffed them.
- Onları kelepçeledik.
- I didn't know I'd be handcuffed.
- Kelepçeleneceğimi bilmiyordum.
- The police officer put handcuffs on the suspect.
- Polis, şüpheliyi kelepçeledi.
- Sami was arrested and handcuffed.
- Sami tutuklandı ve kelepçelendi.
Show More (20)
|
