handy - English Turkish Sentences
English Turkish
handy kullanışlı adj.
  • Self-regulation, as is now being applied on a large scale, appears to be a very handy instrument.
  • Şu anda büyük ölçekte uygulanmakta olan öz düzenleme, çok kullanışlı bir araç olarak görünmektedir.
  • Self-regulation, as is now being applied on a large scale, appears to be a very handy instrument.
  • Şu anda büyük ölçekte uygulanmakta olan öz düzenleme çok kullanışlı bir araç gibi görünmektedir.
  • I guess that could come in handy for someone running for president.
  • Sanırım bu, başkan adayı olan biri için kullanışlı olabilir.
Show More (14)
handy el altında adj.
  • Always keep a bucket of water handy, in case of fire.
  • Yangın ihtimaline karşı her zaman elinizin altında bir kova su bulundurun.
  • Always keep a bucket of water handy, in case of fire.
  • Yangın olursa diye el altında her zaman bir kova su bulundur.
  • Always keep this dictionary handy.
  • Bu sözlüğü her zaman el altında tut.
Show More (2)
handy yatkın adj.
  • She's very handy with a saw.
  • Onun eli testereye yatkındır.
Show More (-2)
handy becerikli adj.
  • She's very handy with a saw.
  • Testere kullanmakta çok becerikli.
Show More (-2)