| 1 |
hang up |
telefonu kapatmak |
v. |
|
- Don't hang up!
- Telefonu kapatmayın, lütfen!
- He hung up before I finished.
- Ben bitirmeden telefonu kapattı.
- Tom hung up on me.
- Tom suratıma telefon kapattı.
- I called Tom to apologize to him, but he hung up on me.
- Ondan özür dilemek için Tom'u aradım ama o, telefonu kapattı.
- The operator told me to hang up and wait for a moment.
- Operatör telefonu kapatmamı ve biraz beklememi söyledi.
- He hung up before I could say anything.
- Ben bir şey söyleyemeden telefonu kapattı.
- Tom hung up the phone.
- Tom telefonu kapattı.
- Please hang up and the operator will call you back.
- Lütfen telefonu kapatın ve operatör sizi arayacaktır.
- Tom hung up before I finished.
- Tom ben bitirmeden telefonu kapattı.
- Can I talk to Ryoko again before you hang up?
- Telefonu kapatmadan önce Ryoko ile tekrar konuşabilir miyim?
- She hung up in silence.
- Sessizce telefonu kapattı.
- Tom hung up the phone and went back to sleep.
- Tom telefonu kapattı ve uyumaya devam etti.
- No sooner had I hung up the phone than there came another call.
- Telefonu kapatır kapatmaz bir telefon daha geldi.
- He suddenly hung up the phone while I was speaking.
- Ben konuşurken aniden telefonu kapattı.
- No sooner had I hung up than the phone started ringing again.
- Telefonu kapatır kapatmaz tekrar çalmaya başladı.
- I'm going to hang up now.
- Şimdi telefonu kapatacağım.
- I hung up and called her again.
- Telefonu kapattım ve onu tekrar aradım.
- He hung up before I finished.
- Konuşmayı bitirmeden telefonu kapattı.
- Tom was just about to hang up when he heard Mary scream.
- Tom tam telefonu kapatacaktı ki Mary'nin çığlığını duydu.
- Tom hung up the phone and went back to sleep.
- Tom telefonu kapattı ve tekrar uyumaya gitti.
- I just hung up the phone.
- Az önce telefonu kapattım.
- He suddenly hung up the phone while I was speaking.
- Ben konuşuyorken o, aniden telefonu kapattı.
- Tom apologized and then hung up.
- Tom özür diledi ve sonra telefonu kapattı.
- Hang up the phone now!
- Şimdi telefonu kapat!
- As soon as I hung up, the phone started ringing again.
- Telefonu kapatır kapatmaz tekrar çalmaya başladı.
- I have to hang up.
- Telefonu kapatmak zorundayım.
- I hung up the phone.
- Telefonu kapattım.
- I should never have hung up on Tom.
- Tom'un yüzüne telefonu kapatmamalıydım.
- He hung up the phone and went back to sleep.
- Telefonu kapattı ve uyumaya devam etti.
- Tom apologized and then hung up.
- Tom özür diledi ve telefonu kapattı.
- Hang up the phone.
- Telefonu kapat.
- He hung up.
- Telefonu kapattı.
- Please wait a moment and don't hang up.
- Lütfen bir dakika bekleyin ve telefonu kapatmayın.
- Fadil hung up the phone.
- Fadıl telefonu kapattı.
- Sami hung up.
- Sami telefonu kapattı.
- I wanted to talk some more, but she hung up.
- Biraz daha konuşmak istedim ama telefonu kapattı.
- As soon as I hung up, the phone started ringing again.
- Telefonu kapatır kapatmaz, tekrar çalmaya başladı.
- She hung up without saying good-bye.
- Hoşça kal demeden telefonu kapattı.
- Tom has just hung up the phone.
- Tom az önce telefonu kapattı.
- He hung up.
- O, telefonu kapattı.
- I hung up.
- Telefonu kapattım.
Show More (38)
|
| 2 |
hang up |
asmak |
v. |
|
- Tom hung up his coat.
- Tom ceketini astı.
- Tom is hanging up the handkerchiefs.
- Tom mendilleri asıyor.
- Tom wondered where to hang up his coat.
- Tom ceketini nereye asacağını merak ediyordu.
- When did Tom hang up the laundry?
- Tom çamaşırları ne zaman astı?
- Tom wondered where to hang up his coat.
- Tom ceketini nereye asacağını merak ederdi.
- Tom opened the closet and hung up his coat.
- Tom dolabı açtı ve ceketini astı.
- The picture that you hung up yesterday afternoon fell down this morning.
- Dün öğleden sonra astığın resim bu sabah düştü.
- Tom opened the closet to hang up his coat.
- Tom ceketini asmak için dolabı açtı.
- Tom hung up his keys on the hook.
- Tom anahtarlarını kancaya astı.
- How often does Tom hang up the laundry?
- Tom çamaşırları ne sıklıkla asıyor?
- May I hang up your coat?
- Ceketini asabilir miyim?
- Hang up your coat, please.
- Lütfen paltonuzu asın.
- Clothespins are used to hang up clothes.
- Mandallar kıyafet asmak için kullanılır.
- Tom and Mary hung up the laundry together.
- Tom ve Mary çamaşırları birlikte astılar.
- He hung up his coat.
- Ceketini astı.
- He hung up his coat.
- O ceketini astı.
- I am hanging up a picture of my grandmother.
- Büyükannemin bir resmini asıyorum.
- Tom and I'll hang up the laundry together.
- Tom ve ben çamaşırları birlikte asacağız.
- Hang up your coat, please.
- Paltonuzu asın lütfen.
- May I hang up your coat?
- Paltonuzu asabilir miyim?
Show More (17)
|
| 3 |
hang up |
kapamak |
v. |
|
- I'm going to hang up now.
- Şimdi kapatıyorum.
- Don't hang up!
- Kapatmayın!
- Don't hang up yet, please.
- Telefonu henüz kapatmayın, lütfen.
- Please wait a moment and don't hang up.
- Lütfen biraz bekleyin ve kapatmayın.
- Please don't hang up.
- Lütfen kapatmayın.
- Can I talk to Ryoko again before you hang up?
- Kapatmadan önce Ryoko'yla tekrar konuşabilir miyim?
- Please hang up and the operator will call you back.
- Lütfen kapatın, operatör sizi geri arayacak.
- She made me so angry on the telephone that I hung up on her.
- Telefonda beni öyle sinirlendirdi ki telefonu yüzüne kapadım.
- He hung up on me.
- O telefonu yüzüme kapadı.
- I have to hang up.
- Kapatmak zorundayım.
Show More (7)
|
| 4 |
hang up |
telefonu kapamak |
v. |
|
- Tom hung up the phone.
- Tom telefonu kapadı.
- I hung up the phone.
- Telefonu kapadım.
- Tom was just about to hang up when he heard Mary scream.
- Tom Mary'nin çığlık attığını duyduğunda telefonu kapamak üzereydi.
- I hung up.
- Telefonu kapadım.
- She hung up angrily.
- O öfkeyle telefonu kapadı.
- She hung up in silence.
- O, sessizce telefonu kapadı.
- She hung up without saying good-bye.
- Hoşça kal demeden telefonu kapadı.
- Fadil hung up the phone.
- Fadıl telefonu kapadı.
- Tom hung up before I finished.
- Tom ben bitirmeden önce telefonu kapadı.
Show More (6)
|
| 5 |
hang up |
çamaşır asmak |
v. |
|
- This is the first time I've ever hung up my washing.
- İlk defa çamaşırlarımı asıyorum.
- You have hung up the laundry.
- Sen çamaşırları astın.
Show More (-1)
|
| 6 |
hang up |
saplanıp kalmış |
adj. |
|
- They were hung up in a traffic jam for half an hour.
- Onlar yarım saattir sıkışık bir trafikte saplanıp kaldılar.
Show More (-2)
|
