English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | hit hard v. | sertçe vurmak |
Colloquial | ||
Colloquial | hit hard v. | duygusal gelmek |
English | Turkish | |
---|---|---|
General | ||
General | hard-hit n. | ağır hasar görmüş |
General | be hard hit by v. | bir şeyin çok zararını görmek |
General | hard-hit adj. | kuvvetli bir şekilde vurulmuş |
General | hard-hit adj. | ağır zorluklar içinde |
Colloquial | ||
Colloquial | hit it with something hard v. | sert bir şeyle vurmak |
Colloquial | hit somebody/something hard v. | birini/bir şeyi derinden sarsmak/yaralamak |
Colloquial | hit somebody/something hard v. | birini/bir şeyi çok etkilemek |
Idioms | ||
Idioms | hit someone hard v. | birini derinden etkilemek |
Idioms | hit someone hard v. | birini derinden yaralamak |
Idioms | be hard hit (by something) v. | (bir şeyden) çok zarar görmek |
Idioms | be hard hit (by something) v. | (bir şeyden) büyük/ağır bir darbe yemek |
Idioms | be hard hit (by something) v. | (bir şeyden) ağır hasar almak |
Idioms | hit (someone or something) hard v. | (birini/bir şeyi) derinden sarsmak/etkilemek/yaralamak |
Idioms | hit (someone or something) hard v. | (birini/bir şeyi) olumsuz etkilemek |