|
- We booked her a hotel room with disabled people's access.
- Ona engelli erişimi olan bir otel odası ayırttık.
- This is an awfully nice hotel room for a hunting weekend.
- Burası avlanarak geçirilecek bir hafta sonu için gerçekten güzel bir otel odası.
- This is an awfully nice hotel room for a hunting weekend.
- Avlanmayla geçen bir hafta sonu için fazlasıyla güzel bir otel odası.
- He had to share the hotel room with a stranger.
- Bir yabancı ile otel odasını paylaşmak zorunda kaldı.
- The hotel room was a mess after the drunk tourists stayed there.
- Sarhoş turist orada kaldıktan sonra otel odası bir keşmekeşti.
- More than $1 million of jewels were stolen from a hotel room in Cannes.
- Cannes'da bir otel odasından 1 milyon dolardan fazla mücevher çalındı.
- Lupita Nyong'o's dress was stolen in her hotel room.
- Lupita Nyong'o'nun elbisesi otel odasından çalındı.
- He was pleased with the hotel room.
- Otel odasından memnundu.
- The rock band damaged the hotel room.
- Rock grubu otel odasına hasar verdi.
- Lupita Nyong'o's dress was stolen in her hotel room.
- Lupita Nyong'o'nun elbisesi onun otel odasından çalındı.
- Fadil rented a hotel room.
- Fadıl bir otel odası kiraladı.
- You can hear the sound of the sea in this hotel room.
- Bu otel odasından denizin sesini duyabilirsin.
- I'd like to reserve a hotel room.
- Bir otel odası rezerve etmek istiyorum.
- You can hear the sound of the sea in this hotel room.
- Bu otel odasında denizin sesini duyabilirsiniz.
- He had to share the hotel room with a stranger.
- Otel odasını bir yabancıyla paylaşmak zorunda kaldı.
- I'd like to reserve a hotel room.
- Bir otel odası ayırtmak istiyorum.
- Tom said he had to share a hotel room with a stranger.
- Tom otel odasını bir yabancıyla paylaşmak zorunda kaldığını söyledi.
- Tom broke into Mary's hotel room.
- Tom Mary'nin otel odasına zorla girdi.
- Tom went back to his hotel room.
- Tom otel odasına geri döndü.
- Tom said he had to share a hotel room with a stranger.
- Tom bir yabancıyla bir otel odasını paylaşmak zorunda kaldığını söyledi.
- We have a magnificent view of the ocean from our hotel room.
- Otel odamızdan muhteşem bir okyanus manzarası var.
- Tom returned to his hotel room.
- Tom otel odasına döndü.
- He was pleased with the hotel room.
- Otel odasından memnun kaldı.
- I reserved my hotel room three weeks in advance.
- Otel odamı üç hafta önceden ayırttım.
- The drunk tourists left the hotel room in shambles after their visit.
- Sarhoş turistler ziyaretlerinden sonra otel odasını darmadağın bıraktılar.
- I'm in my hotel room.
- Otel odamdayım.
- My hotel room cost more than I expected.
- Otel odam beklediğimden daha pahalıya mal oldu.
- Dan went to his hotel room.
- Dan otel odasına gitti.
- The drunk tourists left the hotel room in shambles after their visit.
- Sarhoş turistler, ziyaretlerinden sonra otel odasını karmakarışık bir şekilde terk etti.
- Sir, you smoked in your hotel room and we've added a $200 dollar fee to your bill.
- Efendim, otel odanızda sigara içtiniz ve faturanıza 200 dolarlık bir ücret ekledik.
- I have to book a hotel room.
- Bir otel odası ayırtmalıyım.
- Tom broke into Mary's hotel room.
- Tom, Mary'nin otel odasına zorla girdi.
- The rock band damaged the hotel room.
- Rock grubu otel odasına zarar verdi.
- Tom lost his hotel room key.
- Tom otel odası anahtarını kaybetti.
- The view from my hotel room was beautiful.
- Otel odamın manzarası çok güzeldi.
- Tom was found dead in his hotel room in Boston three days ago.
- Tom üç gün önce Boston'daki otel odasında ölü bulundu.
- Tom returned to his hotel room.
- Tom otel odasına geri döndü.
- Tom lost the key to his hotel room.
- Tom otel odasının anahtarını kaybetti.
- More than $1 million of jewels were stolen from a hotel room in Cannes.
- Bir milyon dolardan daha fazla mücevher Cannes'teki bir otel odasından çalındı.
- I don't want to pay through the nose for a hotel room.
- Bir otel odasına dünya kadar para vermek istemiyorum.
- The hotel room was a mess after the drunk tourists stayed there.
- Sarhoş turistler orada kaldıktan sonra otel odası darmadağın oldu.
- Tom lost his hotel room key.
- Tom otel odasının anahtarını kaybetti.
Show More (39)
|
