inclined - English Turkish Sentences
English Turkish
inclined meyilli adj.
  • The agitator is inclined to exaggerate trivial matters.
  • Provokatör, önemsiz konuları abartmaya meyillidir.
  • We are inclined to forget this fact.
  • Bu gerçeği unutmaya meyilliyiz.
  • I'm inclined to agree with you.
  • Sana katılmaya meyilliyim.
Show More (15)
inclined yatkın adj.
  • He was naturally inclined to accept Islam.
  • Doğası gereği Müslüman olmaya yatkındı.
  • Tom is inclined to be lazy.
  • Tom tembelliğe yatkın.
Show More (-1)
inclined eğimli adj.
  • He is inclined to be lazy.
  • Tembel olmaya eğimlidir.
Show More (-2)
inclined eğilimli adj.
  • I'm inclined to believe her.
  • Ona inanmaya eğilimliyim.
Show More (-2)
inclined istekli adj.
  • Tom didn't seem inclined to elaborate and I didn't really want to know all the details anyway.
  • Tom detay vermeye istekli görünmüyordu ve ben de zaten tüm detayları bilmek istemiyordum.
Show More (-2)