1 |
injure |
yaralamak |
v. |
|
- I injured myself during the physical education lesson.
- Beden dersi esnasında kendimi yaraladım.
- That's when I injured my ankle.
- Bu, bileğimi yaraladığım zamandır.
- Dan seriously injured a co-worker with his chainsaw.
- Dan elektrikli testeresiyle bir iş arkadaşını ciddi şekilde yaraladı.
- I injured myself with a sharp knife.
- Keskin bir bıçakla kendimi yaraladım.
- I injured myself.
- Kendimi yaraladım.
- Tom injured himself playing rugby.
- Tom rugby oynarken kendini yaraladı.
- My grandma injured her leg in a fall.
- Büyükannem düşerek bacağını yaraladı.
- Mary injured her back playing tennis.
- Mary tenis oynarken sırtını yaraladı.
- Sami injured his arm.
- Sami kolunu yaraladı.
- He hasn't injured you, has he?
- O seni yaralamadı, değil mi?
- Who had injured her?
- Onu kim yaraladı?
- I injured myself rock climbing.
- Kaya tırmanışında kendimi yaraladım.
- Tom injured himself mountain climbing.
- Tom dağa tırmanırken kendini yaraladı.
- Who had injured you?
- Seni kim yaralamıştı?
- Tom and I injured ourselves.
- Tom ve ben kendimizi yaraladık.
- Tom injured himself doing that.
- Tom bunu yaparken kendini yaraladı.
- She injured herself while dancing.
- Dans ederken kendini yaraladı.
- Tom fell and injured his knee.
- Tom düşüp dizini yaraladı.
- I injured myself during PE class.
- Beden eğitimi dersinde kendimi yaraladım.
- Who had injured you?
- Seni kim yaraladı?
- Tom fell and injured his knee.
- Tom düştü ve dizini yaraladı.
- The asteroid injured over a thousand people and broke many windows.
- Asteroit binden fazla insanı yaraladı ve birçok camı kırdı.
- I injured myself at work yesterday.
- Dün işyerinde kendimi yaraladım.
- The bank robbers killed one guard and injured another.
- Banka soyguncuları bir güvenlik görevlisini öldürdü ve diğerini yaraladı.
- Tom injured himself when he jumped out of the window.
- Tom pencereden dışarı atlarken kendini yaraladı.
- I've injured myself.
- Kendimi yaraladım.
- Mary injured her foot in a soccer game.
- Mary bir futbol maçında ayağını yaraladı.
- I injured myself trying to do that.
- Onu yapmaya çalışırken kendimi yaraladım.
- Tom injured himself at work today.
- Tom bugün işte kendini yaraladı.
- The asteroid injured over a thousand people and broke many windows.
- Asteroid binden fazla insanı yaraladı ve birçok pencereyi kırdı.
- Who had injured them?
- Onları kim yaralamıştı?
- Tom has injured himself.
- Tom kendini yaraladı.
- I've injured myself again.
- Kendimi tekrar yaraladım.
- I think Tom injured himself.
- Sanırım Tom kendinin yaraladı.
- Who had injured her?
- Onu kim yaralamıştı?
- He injured himself playing rugby.
- O, ragbi oynarken kendini yaraladı.
- I think Tom injured himself.
- Bence Tom kendini yaraladı.
- Tom injured himself when he jumped out of the window.
- Tom pencereden atladığında kendini yaraladı.
- I injured myself during the physical education lesson.
- Beden eğitimi dersi sırasında kendimi yaraladım.
- Tom injured his right knee during the game.
- Tom oyun sırasında Tom sağ dizini yaraladı.
- Tom injured his left hand in an accident.
- Tom bir kazada sol elini yaraladı.
- Dan injured Linda's dog.
- Dan, Linda'nın köpeğini yaraladı.
- I injured myself doing that.
- Onu yaparken kendimi yaraladım.
- Dan injured Linda's dog.
- Dan Linda'nın köpeğini yaraladı.
- Who had injured them?
- Onları kim yaraladı?
- Tom injured a co-worker.
- Tom bir iş arkadaşını yaraladı.
- Tom injured himself.
- Tom kendini yaraladı.
- I feared they might injure themselves.
- Kendilerini yaralayabileceklerinden korktum.
- That's where I injured my ankle.
- Bileğimi yaraladığım yer bu.
- Tom injured himself this morning.
- Tom bu sabah kendini yaraladı.
- I injured myself at work yesterday.
- Dün işte kendimi yaraladım.
- I've injured myself again.
- Yine kendimi yaraladım.
Show More (49)
|
2 |
injure |
sakatlamak |
v. |
|
- Tom injured his left hand in an accident.
- Tom, bir kazada sol elini sakatladı.
- Tom would've won if he hadn't injured his ankle.
- Tom ayak bileğini sakatlamasaydı kazanabilirdi.
- I injured myself playing basketball.
- Basketbol oynarken kendimi sakatladım.
- Tom injured his right knee during the game.
- Tom oyun sırasında sağ dizini sakatladı.
- I injured myself doing that.
- Bunu yaparken kendimi sakatladım.
- Tom injured himself while playing rugby.
- Tom rugby oynarken kendini sakatladı.
- Tom fell and injured his knee.
- Tom düşüp dizini sakatladı.
- Tom injured himself while playing rugby.
- Tom ragbi oynarken kendini sakatladı.
- I injured myself trying to do that.
- Bunu yapmaya çalışırken kendimi sakatladım.
- That's where I injured my ankle.
- Bileğimi sakatladığım yer orası.
- Sami injured his shoulder in a match.
- Sami bir maçta omzunu sakatladı.
- That's when I injured my ankle.
- Bileğimi o zaman sakatladım.
- Tom injured his foot playing soccer.
- Tom futbol oynarken ayağını sakatladı.
Show More (10)
|
3 |
injure |
incitmek |
v. |
|
- Tom fell and injured his knee.
- Tom düşüp dizini incitti.
- I injured myself playing basketball.
- Basketbol oynarken kendimi incittim.
- Sami injured his arm.
- Sami kolunu incitti.
- She injured herself while dancing.
- Dans ederken kendini incitti.
- Tom injured himself at work today.
- Tom bugün çalışırken kendini incitti.
- I feared they might injure themselves.
- Kendilerini incitebileceklerinden korktum.
- Tom injured his back playing tennis.
- Tom tenis oynarken sırtını incitti.
- Mary injured her back playing tennis.
- Mary tenis oynarken sırtını incitti.
- He hasn't injured you, has he?
- Seni incitmedi, değil mi?
Show More (6)
|
4 |
injure |
zarar vermek |
v. |
|
- Excessive smoking will injure your health.
- Aşırı sigara içmek sağlığınıza zarar verir.
- Unless you keep early hours, you will injure your health.
- Erken yatıp erken kalkmazsanız, sağlığınıza zarar verirsiniz.
- Don't injure your stomach by eating too much.
- Çok fazla yiyerek midenize zarar vermeyin.
- Unless you keep early hours, you will injure your health.
- Erken kalkmazsan, sağlığına zarar verirsin.
Show More (1)
|