insult - English Turkish Sentences
English Turkish
insult hakaret etmek v.
  • No president in the world insults other leaders.
  • Dünyada hiçbir başkan başka liderlere hakaret etmez.
  • No president in the world insults other leaders.
  • Dünyadaki hiçbir başkan diğer başkanlara hakaret etmez.
  • The governor is standing, he speaks French and insults everyone.
  • Vali ayakta, Fransızca konuşuyor ve herkese hakaret ediyor.
Show More (49)
insult hakaret n.
  • I consider this procedure to be most insulting to the House.
  • Bu prosedürün Meclis'e karşı büyük bir hakaret olduğunu düşünüyorum.
  • Simply to call this fraud Nigerian fraud is unacceptable and an insult to the Nigerian population.
  • Bu dolandırıcılığı Nijerya dolandırıcılığı olarak adlandırmak kabul edilemez ve Nijerya halkına hakarettir.
  • Statements such as these are an insult to our intelligence, but should also be followed up by libel proceedings.
  • Bu gibi ifadeler zekamıza hakarettir, aynı zamanda iftira davaları ile takip edilmelidir.
Show More (31)
insult aşağılamak v.
  • They would be insulted by a requirement to constantly improve their driving.
  • Sürüşlerini sürekli olarak geliştirme zorunluluğu onları aşağılayacaktır.
  • The governor is standing, he speaks French and insults everyone.
  • Vali ayakta dikiliyor; Fransızca konuşuyor ve herkesi aşağılıyor.
  • How many people have I insulted so far?
  • Şimdiye kadar kaç kişiyi aşağıladım?
Show More (10)
insult aşağılama n.
  • Do you think you could stop insulting me in front of my family?
  • Ailemin önünde beni aşağılamayı bırakabilir misin sence?
Show More (-2)