1 |
interior |
iç kısım |
n. |
|
- The interior can be customized according to your desire.
- İç kısım arzunuza göre özelleştirilebilir.
- These boxes have plenty space on the interior.
- Bu kutuların iç kısmında bol alanı var.
- She lives in a small town in the interior.
- O iç kısımda küçük bir kasabada yaşıyor.
- Dan remembers the red interior of his grandfather's car.
- Dan, büyükbabasının arabasının kırmızı iç kısmını hatırlıyor.
Show More (1)
|
2 |
interior |
iç |
adj. |
|
- Tom is an interior designer.
- Tom bir iç mimar olmak istedi.
- Mary is an interior designer.
- Mary bir iç mimar.
- Tom is an interior designer.
- Tom bir iç mimar.
- Dan remembers the red interior of his grandfather's car.
- Dan büyükbabasının arabasının kırmızı iç kaplamasını hatırlar.
Show More (1)
|
3 |
interior |
iç mekan |
n. |
|
- The interior can be customized according to your desire.
- İç mekan isteğinize göre özelleştirilebilir.
- The interior was completely new.
- İç mekan tamamen yeniydi.
Show More (-1)
|
4 |
interior |
iç kesim |
n. |
|
- She lives in a small town in the interior.
- İç kesimlerdeki küçük bir kasabada yaşıyor.
- He is the owner of four very big farms in the interior of Sao Paulo.
- Sao Paulo'nun iç kesimlerinde çok büyük dört çiftliğin sahibi.
Show More (-1)
|