1 |
intruder |
davetsiz misafir |
n. |
|
- The intruder wore a ski mask.
- Davetsiz misafir kar maskesi takıyordu.
- Sami fired and shot the intruder with precision.
- Sami ateş etti ve davetsiz misafiri tam isabetle vurdu.
- Dan was killed by an unknown intruder.
- Dan bilinmeyen bir davetsiz misafir tarafından öldürüldü.
- My sensors detect an intruder in the area.
- Sensörlerim bölgede bir davetsiz misafir tespit etti.
- The dogs barked furiously at the intruder.
- Köpekler davetsiz misafire öfkeyle havladı.
- The sensors detect an intruder in the area.
- Sensörler bölgede bir davetsiz misafir tespit etti.
Show More (3)
|
2 |
intruder |
(başkasının mülküne) izinsiz giren |
n. |
|
- The intruder wore a ski mask.
- İzinsiz giren kişi bir kayak maskesi takmış.
- My sensors detect an intruder in the area.
- Sensörlerim bölgede izinsiz giren birini tespit ediyor.
- The sensors detect an intruder in the area.
- Sensörler bölgede izinsiz giren birini tespit ediyor.
Show More (0)
|
3 |
intruder |
işgalci |
n. |
|
- Bill was killed by an intruder.
- Bill bir işgalci tarafından öldürüldü.
Show More (-2)
|