|
- We should also analyse the irreplaceable values of democracy and people's opinions, which are essential for development.
- Ayrıca kalkınma için elzem olan demokrasi ve insanların görüşlerinin yeri doldurulamaz değerlerini de analiz etmeliyiz.
- We should also analyse the irreplaceable values of democracy and people's opinions, which are essential for development.
- Ayrıca kalkınma için elzem olan demokrasinin ve halkın görüşlerinin yeri doldurulamaz değerlerini de analiz etmeliyiz.
- Tom isn't irreplaceable.
- Tom yeri doldurulamaz değil.
- These are irreplaceable.
- Bunların yeri doldurulamaz.
- It's unique and irreplaceable.
- Eşsiz ve yeri doldurulamazdır.
- Tom is irreplaceable, isn't he?
- Tom yeri doldurulamaz, değil mi?
- This stuff's irreplaceable.
- Bu eşyanın yeri doldurulamaz.
- Tom is irreplaceable, isn't he?
- Tom'un yeri doldurulamaz, değil mi?
- Tom is irreplaceable.
- Tom'un yeri doldurulamaz.
- Tom is irreplaceable, but Mary isn't.
- Tom'un yeri doldurulamaz ama Mary'nin değil.
- It's unique and irreplaceable.
- Benzersiz ve yeri doldurulamaz bir şey.
- Nobody is irreplaceable.
- Kimsenin yeri doldurulamaz değildir.
- The mother tongue is an irreplaceable treasure.
- Ana dil yeri doldurulamaz bir hazinedir.
- Tom isn't irreplaceable.
- Tom'un yeri doldurulamaz değil.
- This stuff's irreplaceable.
- Bu şeyin yeri doldurulamaz.
- I'm irreplaceable.
- Yerim doldurulamaz.
Show More (13)
|
