keystone - English Turkish Sentences
English Turkish
keystone temel taşı n.
  • This principle is also the internal market's keystone.
  • Bu ilke aynı zamanda iç pazarın temel taşıdır.
  • Mutual recognition forms the keystone of the European Union and the European internal market, in particular.
  • Karşılıklı tanıma, Avrupa Birliği'nin ve özellikle Avrupa iç pazarının temel taşını oluşturur.
Show More (-1)
keystone kilit taşı n.
  • We require international Rule of Law in which the International Criminal Court features as a fundamental keystone.
  • Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin temel bir kilit taşı olarak yer aldığı uluslararası Hukukun Üstünlüğüne ihtiyacımız var.
Show More (-2)