1 |
kindly |
nazikçe |
adv. |
|
- You kindly referred to my report on terrorism, adopted on 6 September last year.
- Geçen yıl 6 Eylül'de kabul edilen terörizm raporuma nazikçe atıfta bulundunuz.
- I want to pick up a few specific points in relation to issues that he has kindly incorporated in the final report.
- Nihai rapora nazikçe dahil ettiği konularla ilgili olarak birkaç spesifik noktayı ele almak istiyorum.
- She quotes me as having written that she should kindly come to the Committee on Budgetary Control.
- Benden Bütçe Kontrol Komitesi'ne nazikçe gelmesi gerektiğini yazdığını aktarıyor.
- I want to pick up a few specific points in relation to issues that he has kindly incorporated in the final report.
- Nihai rapora nazikçe dahil ettiği konularla ilgili olarak birkaç spesifik noktaya değinmek istiyorum.
- In relation to that, he kindly invited me and others to his Conference on Impact Assessment last week.
- Bununla ilgili olarak, beni ve diğerlerini geçen hafta düzenlediği Etki Değerlendirmesi Konferansına nazikçe davet etti.
- He kindly answered the question.
- O nazikçe soruyu cevapladı.
- She kindly gave me a ride home.
- Beni nazikçe eve bıraktı.
- He spoke kindly with me.
- Benimle nazikçe konuştu.
- She kindly listened to my request.
- İsteğimi nazikçe dinledi.
- Tom kindly answered questions.
- Tom soruları nazikçe yanıtladı.
- He kindly answered the question.
- Soruya nazikçe cevap verdi.
- She kindly showed me the way.
- O, nazikçe bana yolu gösterdi.
- Tom kindly answered the question.
- Tom soruyu nazikçe cevapladı.
- I spoke to him kindly so as not to frighten him.
- Onu korkutmamak için nazikçe konuştum.
- She kindly showed me around the city.
- Bana nazikçe şehri gezdirdi.
- He kindly drove me to the station.
- Beni nazikçe istasyona götürdü.
- He smiles kindly at me.
- Bana nazikçe gülümsüyor.
- Tom kindly answered questions.
- Tom nazikçe soruları yanıtladı.
- They dealt with the prisoners kindly.
- Tutuklularla nazikçe ilgilendiler.
Show More (16)
|
2 |
kindly |
lütfen |
adv. |
|
- As a democrat, kindly let me express mine.
- Bir demokrat olarak, lütfen kendi görüşümü ifade etmeme izin verin.
- Kindly remember I'm a justice of the peace.
- Lütfen benim sulh hakimi olduğumu unutmayın.
- Kindly remember I'm a justice of the peace.
- Lütfen bir sulh hakimi olduğumu unutmayın.
- Will you kindly let me have a look at it?
- Lütfen ona bir göz atmama izin verir misin?
- Kindly clear the table after your meal.
- Lütfen yemeğinden sonra masayı temizle.
- Kindly clear the table after your meal.
- Yemekten sonra masayı toplayınız lütfen.
- Kindly mind your own business.
- Lütfen kendi işine bak.
- Kindly clear the table after you finish your meal.
- Yemeğini bitirdikten sonra lütfen masayı temizle.
- Kindly clear the table after you finish your meal.
- Yemeğinizi bitirdikten sonra lütfen masayı toplayın.
- Kindly refrain from smoking.
- Lütfen sigara içmeyin.
- Kindly mind your own business.
- Lütfen kendi işinize bakın.
- Would you kindly come here at nine?
- Lütfen saat dokuzda buraya gelir misin?
Show More (9)
|
3 |
kindly |
nezaketle |
adv. |
|
- She kindly showed me the way.
- Bana nezaketle yolu gösterdi.
- While I was waiting for the rain to stop, he kindly gave me a lift.
- Yağmurun dinmesini beklerken beni bırakma nezaketini gösterdi.
- She kindly gave me a ride home.
- O beni nezaketle eve götürdü.
Show More (0)
|
4 |
kindly |
kibarca |
adv. |
|
- She kindly helped me with my homework.
- Ev ödevimde bana kibarca yardım etti.
- She kindly showed me around the city.
- Kibarca bana şehri gezdirdi.
- Tom kindly answered the question.
- Tom soruyu kibarca yanıtladı.
Show More (0)
|
5 |
kindly |
yumuşak |
adj. |
|
- Our teacher is at once stern and kindly.
- Bizim öğretmenimiz hem sert hem de yumuşak huyludur.
Show More (-2)
|
6 |
kindly |
iyi |
adj. |
|
- She cared for my children very kindly.
- Çocuklarıma çok iyi baktı.
Show More (-2)
|