lean to - English Turkish Sentences
English Turkish
lean to yönelmek v.
  • Britain leans to the Atlantic rather than Europe in international relations.
  • İngiltere, uluslararası ilişkilerde Avrupa'dan çok Atlas Okyanusuna yönelmektedir.
  • He leans to the left side of the political spectrum.
  • O, siyasi yelpazenin sol tarafına yönelir.
  • Britain leans to the Atlantic rather than Europe in international relations.
  • İngiltere uluslararası ilişkilerde Avrupa'dan ziyade Atlantik'e yöneliyor.
Show More (0)
lean to eğilmek v.
  • This fence leans to the left a little.
  • Bu çit biraz sola eğiliyor.
  • This house is leaning to one side.
  • Bu ev bir tarafa doğru eğiliyor.
Show More (-1)