|
- The lion came out of its den.
- Aslan ininden çıktı.
- What would you do if you met a lion here?
- Burada bir aslanla karşılaşsan ne yapardın?
- It had the head of a woman, the body of a lion, the wings of a bird, and the tail of a serpent.
- O bir kadının başına, bir aslanın gövdesine, bir kuşun kanatlarına ve bir yılanın kuyruğuna sahipti.
- The lion walked to and fro in its cage all day.
- Aslan bütün gün kafesinin içinde ileri geri yürüdü.
- The lion decided to become a vegetarian.
- Aslan vejetaryen olmaya karar verdi.
- He is a lion at home and a mouse outside.
- Evde bir aslan, dışarıda bir faredir.
- Tom opened the lion's cage.
- Tom aslanın kafesini açtı.
- The lion walked to and fro in its cage all day.
- Aslan bütün gün kafesinde bir ileri bir geri yürüdü.
- The lion is the king of the jungle.
- Aslan ormanın kralıdır.
- Have you ever seen a lion?
- Hiç aslan gördün mü?
- I hadn't seen a lion before I was ten years old.
- On yaşımdan önce hiç aslan görmemiştim.
- Iraq's last lion was killed in 1918.
- Irak'ın son aslanı 1918'de katledilmişti.
- The lion is roaring.
- Aslan kükrüyor.
- The roaring lion terrified the boy.
- Kükreyen aslan çocuğu korkutmuş.
- The newspaper said that a lion escaped from the zoo, and that it could now be in any part of the city.
- Gazete, bir aslanın hayvanat bahçesinden kaçtığını ve artık şehrin herhangi bir yerinde olabileceğini söyledi.
- Iraq's last lion was killed in 1918.
- Irak'ın son aslanı 1918'de öldürüldü.
- They caught a lion alive.
- Canlı bir aslan yakalamışlar.
- A cat is a miniature lion that loves mice, hates dogs and tolerates humans.
- Bir kedi; fareleri seven, köpeklerden nefret eden ve insanlara tahammül eden minyatür bir aslandır.
- Have you ever seen a lion?
- Hiç bir aslan gördün mü?
- The lion struggled to get out of his cage.
- Aslan kafesinden çıkmak için mücadele etti.
- The lion is an animal.
- Aslan bir hayvandır.
- The lion bites the elephant.
- Aslan fili ısırır.
- And thus the lion fell in love with the ewe.
- Ve böylece aslan koyuna aşık oldu.
- This is a lion.
- Bu bir aslandır.
- Joe and I saw a lion yesterday.
- Joe ve ben dün bir aslan gördük.
- There's a lion stalking us.
- Bizi takip eden bir aslan var.
- Have you ever killed a lion?
- Hiç aslan öldürdünüz mü?
- Love gave him the strength of a lion.
- Aşk ona bir aslan gücünü verdi.
- The lion eats the meat.
- Aslan eti yer.
- Tom said he saw a lion yesterday.
- Tom dün bir aslan gördüğünü söyledi.
- The lion is eating meat.
- Aslan et yiyor.
- Have you ever killed a lion?
- Hiç aslan öldürdün mü?
- The newspaper said that a lion escaped from the zoo, and that it could now be in any part of the city.
- Gazetede bir aslanın hayvanat bahçesinden kaçtığı ve şu anda şehrin herhangi bir yerinde olabileceği yazıyordu.
- Tom has the heart of a lion.
- Tom bir aslanın yüreğine sahiptir.
- The lion ate the rabbit in one bite.
- Aslan tavşanı bir lokmada yedi.
- A lion is certainly much stronger than a sole hyena but there were three times as many hyenas there as lions.
- Bir aslan kesinlikle tek bir sırtlandan çok daha güçlüdür ama orada aslanların üç katı kadar sırtlan vardı.
- A lion is certainly much stronger than a sole hyena but there were three times as many hyenas there as lions.
- Bir aslan kesinlikle tek sırtlandan çok daha güçlüdür ancak orada aslanların üç katı kadar fazla sırtlan vardı.
- There's a lion stalking us.
- Bizi izleyen bir aslan var.
- The lion is stalking us.
- Aslan bizi izliyor.
- I am roaring like a lion.
- Bir aslan gibi kükrüyorum.
- A good surgeon has an eagle's eye, a lion's heart, and a lady's hand.
- İyi bir cerrah bir kartalın gözüne, bir aslanın kalbine ve bir hanımın eline sahiptir.
- There used to be a statue of a lion at the gate.
- Kapıda bir aslan heykeli vardı.
- Love gave him the strength of a lion.
- Aşk ona bir aslanın gücünü verdi.
- The elephant crushes the lion.
- Fil aslanı eziyor.
- Wake not a sleeping lion.
- Uyuyan bir aslanı uyandırma.
- The lion is called the king of animals.
- Aslana hayvanların kralı denir.
- The lion must be shot.
- Aslan vurulmalı.
- The lion put an end to his prey with one stroke.
- Aslan bir vuruşta avının işini bitirdi.
- I hadn't seen a lion before I was ten years old.
- On yaşıma kadar hiç aslan görmemiştim.
- The lion is called the king of animals.
- Aslan hayvanların kralı olarak adlandırılır.
- There's a lion right behind you.
- Tam arkanızda bir aslan var.
- This is a lion.
- Bu bir aslan.
- We've got to catch the lion alive.
- Aslanı canlı yakalamalıyız.
- This lion is very tame.
- Bu aslan çok uysal.
- To the mouse a cat is a lion.
- Fare için kedi aslandır.
- They caught a lion alive.
- Onlar bir aslanı canlı yakaladı.
- I'm talking about a lion.
- Ben bir aslandan bahsediyorum.
- If you see the lion baring its teeth, don't think that the lion is smiling at you.
- Eğer aslanın dişlerini gösterdiğini görürseniz, aslanın size gülümsediğini düşünmeyin.
- The lion is often used as a symbol of courage.
- Aslan genellikle cesaretin sembolü olarak kullanılır.
- To the mouse a cat is a lion.
- Fare için bir kedi bir aslandır.
- The lion lay in the middle of the cage.
- Aslan kafesin ortasında yatıyordu.
- What would you do if you met a lion here?
- Burada bir aslanla karşılaşsanız ne yapardınız?
- We've got to catch the lion alive.
- Biz aslanı canlı yakalamak zorundayız.
- It is better to live one day as a lion than 100 years as a sheep.
- Bir gün aslan olarak yaşamak, 100 yıl koyun olarak yaşamaktan iyidir.
- The lion opened its huge mouth and roared.
- Aslan kocaman ağzını açtı ve kükredi.
- Tom has the heart of a lion.
- Tom bir aslanın kalbine sahip.
- A lion's teeth are sharp.
- Bir aslanın dişleri keskindir.
- The lion eats the meat.
- Aslan et yer.
- A lion is an animal.
- Aslan bir hayvandır.
- If you see the lion baring its teeth, don't think that the lion is smiling at you.
- Aslanın dişlerini gösterdiğini görürsen, sana gülümsediğini sanma.
- A living dog is better than a dead lion.
- Yaşayan bir köpek, ölü bir aslandan daha iyidir.
- I am roaring like a lion.
- Ben bir aslan gibi kükrüyorum.
- The lion and the tiger are two different species of cat.
- Aslan ve kaplan iki farklı kedi türüdür.
- The lion began to roar as we approached.
- Biz yaklaştıkça, aslan kükremeye başladı.
- Tom won a stuffed lion and I won a teddy bear.
- Tom doldurulmuş bir aslan kazandı, ben de bir oyuncak ayı.
- The lion is an animal.
- Aslan, bir hayvandır.
- I have never seen a lion in front of my eyes.
- Gözümün önünde hiç aslan görmedim.
- I'm talking about a lion.
- Bir aslandan bahsediyorum.
- Better be the head of a cat than the tail of a lion.
- Aslanın kuyruğu olacağına kedinin başı ol.
- I had not seen a lion before I was ten years old.
- On yaşıma kadar hiç aslan görmemiştim.
- I'm talking about a lion.
- Bir aslandan söz ediyorum.
- A lion is an animal.
- Bir aslan, bir hayvandır.
- The lion bites the elephant.
- Aslan fili ısırıyor.
- A cat is a miniature lion that loves mice, hates dogs and tolerates humans.
- Kedi, fareleri seven, köpeklerden nefret eden ve insanlara tahammül eden minyatür bir aslandır.
- I had not seen a lion before I was ten years old.
- Ben on yaşından önce bir aslan görmemiştim.
- There's a lion right behind you.
- Tam arkanda bir aslan var.
- The lion ripped the flesh from the dead giraffe.
- Aslan ölü zürafanın etini parçaladı.
- The lion eats the meat.
- Aslan et yiyor.
- The lion struggled to get out of his cage.
- Aslan kafesinden dışarı çıkmak için mücadele etti.
- The lion is often used as a symbol of courage.
- Aslan çoğu zaman cesaret sembolü olarak kullanılır.
- The lion followed the trainer's commands.
- Aslan, eğitmeninin emirlerine uydu.
- The roaring lion terrified the boy.
- Kükreyen aslan, oğlanı korkuttu.
- I see a lion.
- Bir aslan görüyorum.
- There used to be a statue of a lion at the gate.
- Eskiden kapıda bir aslan heykeli vardı.
- A living dog is better than a dead lion.
- Yaşayan bir köpek ölü bir aslandan daha iyidir.
- A lion is strong.
- Bir aslan güçlüdür.
- The lion ripped the flesh from the dead giraffe.
- Aslan ölü zürafanın etini kopardı.
- Better to be the head of a dog than the tail of a lion.
- Bir aslanın kuyruğu olmaktansa, bir köpeğin başı olmak daha iyidir.
- The darker the mane of a lion is, the more attractive to females it is.
- Bir aslanın yelesi ne kadar koyu olursa, dişiler için o kadar çekici olur.
- The lion is stalking us.
- Aslan bizi takip ediyor.
- He is a lion at home and a mouse outside.
- Evde aslan, dışarıda fare.
- I have never seen a lion in front of my eyes.
- Gözlerimin önünde hiç aslan görmedim.
- I'm talking about a lion.
- Bir aslan hakkında konuşuyorum.
Show More (100)
|