|
- Spices, for example, can be transported over extremely long distances.
- Örneğin baharatlar son derece uzun mesafelere taşınabilir.
- These days, people and goods are travelling ever longer distances.
- Günümüzde insanlar ve metalar daha da uzun mesafeler kat etmektedir.
- I would make an exception for aviation, which, in most cases, involves cross-border connections and long distances.
- Çoğu durumda sınır ötesi bağlantılar ve uzun mesafeler içeren havacılık için bir istisna yapabilirim.
- This way they can give assistance rather than having to transport people over long distances.
- Bu şekilde insanları uzun mesafelere taşımak zorunda kalmak yerine onlara yardım edebilirler.
- I would make an exception for aviation, which, in most cases, involves cross-border connections and long distances.
- Çoğu durumda sınır ötesi bağlantıları ve uzun mesafeleri içeren havacılık için bir istisna yapmak isterim.
- I heard, that you are great in long distance races.
- Uzun mesafe yarışlarında çok iyi olduğunu duydum.
- Tom is used to walking long distances.
- Tom uzun mesafeleri yürümeye alışkın.
- He is used to walking long distances.
- Uzun mesafeleri yürümeye alışkındır.
- Nothing is more boring than traveling long distances by car.
- Hiçbir şey uzun mesafeleri arabayla gitmek kadar sıkıcı olamaz.
- I can't drive long distances.
- Uzun mesafe araba kullanamam.
- I'm used to walking long distances.
- Ben uzun mesafeler yürümeye alışkınım.
- Have you ever had a long distance relationship?
- Hiç uzun mesafe ilişkisi yaşadın mı?
- I can't drive long distances.
- Uzun mesafe araç kullanamam.
- He is used to walking long distances.
- O uzun mesafe yürümeye alışkın.
- He travels long distances by plane.
- O, uçakla uzun mesafelere yolculuk eder.
- She is used to walking long distances.
- Uzun mesafeleri yürümeye alışkın.
- I'm not used to walking long distances.
- Uzun mesafeleri yürümeye alışık değilim.
- I am not accustomed to walking long distances.
- Uzun mesafeleri yürümeye alışık değilim.
- He travels long distances by plane.
- Uçakla uzun mesafeler kat ediyor.
- She is used to walking long distances.
- O, uzun mesafeleri yürümeye alışkındır.
- Tom used to be a long distance truck driver.
- Tom eskiden uzun mesafe kamyon şoförüydü.
- Long distance phone calls were expensive at the time.
- Uzun mesafe telefon görüşmeleri o zaman pahalı idi.
- I'm not used to walking long distances.
- Uzun mesafeleri yürümeye alışkın değilim.
- I am not accustomed to walking long distances.
- Ben uzun mesafeler yürümeye alışkın değilim.
- Tom is used to walking long distances.
- Tom uzun mesafeleri yürümeye alışkındır.
- I'm used to walking long distances.
- Uzun mesafeleri yürümeye alışığım.
Show More (23)
|