|
- Those who think in terms of winners and losers will fail.
- Kazananlar ve kaybedenler açısından düşünenler başarısız olacaktır.
- I genuinely believe that there are no losers in relation to this issue.
- Bu konuda kaybedenin olmadığına gerçekten inanıyorum.
- The latter is particularly important as, following conciliation, one party was clearly the loser, namely the Commission.
- Bu son husus özellikle önemlidir zira uzlaşmanın ardından kaybeden taraf açıkça Komisyon olmuştur.
- I see it as crucial that there are no winners and no losers in this discussion.
- Bu tartışmada ne kazananların ne de kaybedenlerin olmasını çok önemli görüyorum.
- There are many who would be the losers in such a war.
- Böyle bir savaşta kaybedenler çok olacaktır.
- Thirdly, we have to achieve an outcome in which there are no winners or losers.
- Üçüncü olarak, kazanan ya da kaybedenin olmadığı bir sonuca ulaşmalıyız.
- All the while they do not do so, the European Union is the loser.
- Onlar bunu yapmadığı sürece kaybeden Avrupa Birliği oluyor.
- Small localities in Sweden have so far been the losers in the dishonest job trading conducted in Europe.
- Avrupa'da yürütülen dürüst olmayan iş ticaretinde şimdiye kadar kaybedenler İsveç'teki küçük yerel yönetimler oldu.
- Clearly, however, there are many losers following a conference of this kind.
- Ancak bu tür bir konferansın ardından çok sayıda kaybedenin olacağı da açıktır.
- Thirdly, we have to achieve an outcome in which there are no winners or losers.
- Üçüncü olarak, kazananların ya da kaybedenlerin olmadığı bir sonuca ulaşmalıyız.
- If that happens, it is the consumers who will be the losers in the end.
- Eğer bu gerçekleşirse sonunda kaybedenler tüketiciler olacaktır.
- Evidently one needs to be the loser in a war to be tried and sentenced after that war.
- Bir savaştan sonra yargılanmak ve ceza almak için o savaşın kaybedeni olmak gerekir.
- It is never the winners who are condemned, only the losers.
- Hiçbir zaman kazananlar kınanmaz, sadece kaybedenler kınanır.
- It is never the winners who are condemned, only the losers.
- Kınananlar asla kazananlar değildir, sadece kaybedenler kınanır.
- The electorate and the elected representatives will be the losers.
- Kaybeden seçmenler ve seçilmiş temsilciler olacaktır.
- Violence and war have always been part of human history, and in ancient times there were winners and losers.
- Şiddet ve savaş her zaman insanlık tarihinin bir parçası olmuştur ve eski zamanlarda kazananlar ve kaybedenler olmuştur.
- The latter is particularly important as, following conciliation, one party was clearly the loser, namely the Commission.
- Sonuncusu özellikle önemlidir çünkü uzlaşmanın ardından kaybeden taraf açıkça Komisyon olmuştur.
- I'm a bad loser.
- Ben kötü bir kaybedenim.
- If the loser smiled the winner will lose the thrill of victory.
- Kaybeden gülümserse kazanan zaferin heyecanını kaybeder.
- You're a loser.
- Sen bir kaybedensin.
- Who's the loser?
- Kim kaybetti?
- Losers are always wrong.
- Kaybedenler her zaman haksızdır.
- Tom is a sore loser.
- Tom kaybedenlerden.
- Tom is a good loser.
- Tom iyi bir kaybeden.
- What's the difference between a winner and a loser?
- Bir kazananla bir kaybeden arasındaki fark nedir?
- You are the losers of the game.
- Siz oyunun kaybedenlerisiniz.
- No one likes the loser.
- Kimse kaybedenleri sevmez.
- What a bad loser!
- Ne kötü bir kaybeden!
- Losers are always in the wrong.
- Kaybedenler her zaman haksız olurlar.
- Even a loser can dress for success.
- Bir kaybeden bile başarı için giyinebilir.
- Losers are always in the wrong.
- Kaybedenler her zaman yanılır.
- We're losers.
- Kaybedenleriz.
- You're not a loser.
- Sen kaybeden değilsin.
- Don't be a bad loser.
- Kaybetmeyi öğren.
- He is a good loser.
- O, kaybedince kızmaz.
- There are no losers.
- Kaybedenler yok.
- I trust that, in the long run, I will not be a loser.
- Uzun vadede kaybeden olmayacağıma inanıyorum.
- I don't think I'm a bad loser.
- Kötü bir kaybeden olduğumu sanmıyorum.
- This is a typical loser's sentence.
- Bu tipik bir kaybeden cümlesi.
- Fadil didn't want to be the loser in the divorce.
- Fadıl boşanmada kaybeden taraf olmak istemiyordu.
- At least I'm not a loser like you.
- En azından senin gibi bir kaybeden değilim.
- It's better to be a winner than a loser.
- Bir kazanan olmak bir kaybeden olmaktan daha iyidir.
- He's a bad loser.
- O kötü bir kaybeden.
- Tom is a good loser.
- Tom oyunu kaybedince kızmaz.
- Nobody likes a sore loser.
- Kimse kaybedenleri sevmez.
- Tom is a big time loser.
- Tom büyük bir kaybeden.
- Tom was a good loser.
- Tom iyi bir kaybedendi.
- Fadil didn't want to be the loser in the divorce.
- Fadıl boşanmada kaybeden olmak istemedi.
- I am the biggest loser in the world.
- Ben dünyadaki en büyük kaybedenim.
- We're losers.
- Biz kaybedenleriz.
- Losers are always wrong.
- Kaybedenler her zaman yanılır.
- It's better to be a winner than a loser.
- Kaybeden olmaktansa kazanan olmak daha iyidir.
- Death is the opium of losers.
- Ölüm kaybedenlerin afyonudur.
- She's a bad loser.
- O kötü bir kaybeden.
- You're all a bunch of losers.
- Hepiniz bir kaybedenler grubusunuz.
- There are no losers.
- Kaybeden yok.
- Don't be a bad loser.
- Kötü bir kaybeden olma.
- This is a typical loser's sentence.
- Bu tipik bir kaybedenin cümlesi.
- What's the difference between a winner and a loser?
- Kazananla kaybeden arasındaki fark nedir?
- This is a typical loser's sentence.
- Bu tipik bir kaybedenin cümlesidir.
- I'm not a loser.
- Ben bir kaybeden değilim.
- He is a good loser.
- Oyunu kaybetse de hiç kızmaz.
- They're a bunch of losers.
- Onlar bir grup kaybeden.
- I'm a bad loser.
- Kaybetmeyi içime sindiremiyorum.
- Tom is a bad loser.
- Tom kötü bir kaybeden.
Show More (62)
|
|
- Failure would make losers of us all.
- Başarısızlık hepimizi ezik yapar.
- Wolfie, check out the losers down there!
- Wolfie, şu aşağıdaki eziklere baksana!
- You're a loser, Tom.
- Sen bir eziksin, Tom.
- At least I'm not a loser like you.
- En azından ben senin gibi ezik değilim.
- This girl is a loser.
- Bu kız eziğin teki.
- They're losers.
- Onlar ezik.
- You're a loser.
- Sen bir eziksin.
- Tom is a sore loser, isn't he?
- Tom tam bir ezik, değil mi?
- This guy is a loser.
- Bu adam bir ezik.
- Tom is a big time loser.
- Tom tam bir ezik.
- Tom is a big time loser.
- Tom katmerli bir ezik.
- I am the biggest loser in the world.
- Ben dünyanın en büyük eziğiyim.
- You're not a loser.
- Ezik değilsin.
- She's such a loser.
- O tam bir ezik.
- You're a pathetic loser.
- Acınası bir eziksin.
- Tom is a sore loser, isn't he?
- Tom eziğin teki, değil mi?
- Tom is a big time loser.
- Tom eziğin önde gidenidir.
- She is such a loser.
- O tam bir ezik.
- Tom is a born loser.
- Tom katmerli bir ezik.
- Tom is a two-time loser.
- Tom duble ezik.
- Tom is a born loser.
- Tom doğuştan ezik.
- That guy is such a loser.
- Bu adam tam bir ezik.
- You must think I'm a complete loser.
- Benim tam bir ezik olduğumu düşünüyor olmalısın.
- Tom thinks I'm a loser.
- Tom benim bir ezik olduğumu düşünüyor.
- Why do you hang out with those losers?
- Neden o eziklerle takılıyorsun?
- Tom is such a loser.
- Tom tam bir ezik.
- I'm a loser.
- Ben bir eziğim.
- Tom is a sore loser.
- Tom eziğin teki.
- My boyfriend is not a loser.
- Erkek arkadaşım ezik değil.
- You're all a bunch of losers.
- Hepiniz bir avuç eziksiniz.
- Tom just called me a loser.
- Tom bana ezik dedi.
- Tom is a poor loser.
- Tom zavallı bir ezik.
- I'm not a loser.
- Ezik değilim.
- You're both losers.
- İkiniz de eziksiniz.
- Tom is a born loser.
- Tom tam bir ezik.
- Death is the opium of losers.
- Ölüm, eziklerin afyonudur.
- I told you Tom was a loser.
- Tom'un bir ezik olduğunu söylemiştim.
- Who is that loser?
- Kim bu ezik?
- This is a typical loser's sentence.
- Bu tipik bir eziğin cümlesidir.
- You're a real loser.
- Sen gerçek bir eziksin.
- Tom is a two-time loser.
- Tom katmerli bir ezik.
- I don't think Tom is a loser.
- Tom'un ezik olduğunu sanmıyorum.
- He is such a loser.
- O tam bir ezik.
- You are such a loser.
- Sen tam bir eziksin.
- Tom is a loser.
- Tom bir ezik.
- Stop dating losers!
- Eziklerle çıkmayı bırak!
- I am such a loser.
- Ben tam bir eziğim.
- What a loser!
- Ne eziksin!
Show More (45)
|
