make a living - English Turkish Sentences
English Turkish
make a living geçinmek v.
  • How did you make a living in Tokyo?
  • Tokyo'da nasıl geçindin?
  • How can you make a living from selling newspapers?
  • Gazete satarak nasıl geçinebilirsin?
  • Even if I don't get a high salary, I'm not willing to quit this way of making a living.
  • Yüksek bir maaş almasam bile, bu şekilde geçinmeyi bırakmaya niyetim yok.
Show More (4)
make a living hayatını kazanmak v.
  • Tom found it hard to make a living as a street musician.
  • Tom bir sokak müzisyeni olarak hayatını kazanmayı zor buldu.
  • Tom couldn't make a living as a musician.
  • Tom müzisyen olarak hayatını kazanamazdı.
  • Tom makes a living as a salesman.
  • Tom satış elemanı olarak hayatını kazanıyor.
Show More (0)