|
- This is the meaning of the so-called Laeken Declaration.
- Laeken Deklarasyonu'nun anlamı da budur.
- In a double WTO context, regional trade agreements have both a broader meaning and a more specific one.
- Çifte DTÖ bağlamında, bölgesel ticaret anlaşmalarının hem daha geniş hem de daha spesifik bir anlamı vardır.
- Moreover, this is the meaning of paragraphs 3, 6 and 7.
- Ayrıca, 3, 6 ve 7. paragrafların anlamı da budur.
- I should like to correct it because the meaning has been distorted.
- Anlamı çarpıtıldığı için düzeltmek isterim.
- In fact, the meaning of this document is, as usual, elusive.
- Aslında, bu belgenin anlamı her zamanki gibi anlaşılması güçtür.
- Control of subsidiarity by the national parliaments has lost all meaning.
- Yerinden yönetimin ulusal parlamentolar tarafından kontrolü tüm anlamını yitirmiştir.
- Security loses its meaning when it prejudices freedom.
- Güvenlik, özgürlüğe zarar verdiğinde anlamını yitirir.
- In my opinion, it completely distorts the meaning of the original text.
- Bana göre bu, orijinal metnin anlamını tamamen çarpıtmaktadır.
- That was the meaning of the amendment which I had proposed, and which I spoke about during the debate.
- Benim önerdiğim ve tartışma sırasında bahsettiğim değişikliğin anlamı buydu.
- This was, in fact, the meaning of the article.
- Aslında makalenin anlamı da buydu.
- Maybe, however, there is a deeper legal meaning to it and maybe it will prove to be helpful.
- Ancak belki de bunun daha derin bir hukuki anlamı vardır ve belki de faydalı olacaktır.
- In my opinion it completely distorts the meaning of the original text.
- Bana göre bu, orijinal metnin anlamını tamamen çarpıtmaktadır.
- This would seem to be a helpful coincidence giving our endeavours positive and proactive meaning.
- Bu, çabalarımıza olumlu ve proaktif bir anlam kazandıran faydalı bir tesadüf gibi görünmektedir.
- The letter has no other meaning.
- Mektubun başka bir anlamı yoktur.
- One day, you will understand the history and the meaning of history.
- Bir gün, tarihi ve tarihin anlamını anlayacaksınız.
- That is, of course, not exactly a quick response within the meaning of Article 146.
- Bu elbette 146. Madde anlamında tam olarak hızlı bir yanıt değildir.
- That is, if you like, the meaning of enlargement.
- Bu, eğer isterseniz, genişlemenin anlamıdır.
- That was the meaning of the amendment which I had proposed, and which I spoke about during the debate.
- Benim önerdiğim ve tartışma sırasında bahsettiğim değişikliğin anlamı da buydu.
- They concern 'fundamental choices' within the meaning of Article 21.
- Bunlar 21. Madde anlamında "temel tercihler" ile ilgilidir.
- If these services are kept within the scope of the directive, the concept of port authority loses all meaning.
- Bu hizmetler direktif kapsamında tutulursa liman başkanlığı kavramı tüm anlamını yitirir.
- Control of subsidiarity by the national parliaments has lost all meaning.
- Yetki ikamesinin ulusal parlamentolar tarafından kontrolü artık anlamını yitirmiştir.
- They concern 'fundamental choices' within the meaning of Article 21.
- Bunlar 21. Madde anlamında 'temel tercihler' ile ilgilidir.
- It has a very specific meaning and it is incompatible with the measure before us tonight.
- Bunun çok özel bir anlamı var ve bu gece önümüzde duran tedbirle bağdaşmıyor.
- This would seem to be a helpful coincidence giving our endeavours positive and proactive meaning.
- Bu, çabalarımıza olumlu ve proaktif bir anlam kazandıran yararlı bir tesadüf gibi görünmektedir.
- In my opinion it completely distorts the meaning of the original text.
- Bana göre orijinal metnin anlamını tamamen çarpıtmaktadır.
- What we have is not so much a market but a collection of women and men who give this Community meaning.
- Sahip olduğumuz şey bir pazardan çok, bu Topluluğa anlam katan kadın ve erkeklerden oluşan bir koleksiyondur.
- In fact, the meaning of this document is, as usual, elusive.
- Aslında bu belgenin anlamı her zamanki gibi anlaşılması güçtür.
- The meaning can sometimes vary, depending on the language.
- Anlam bazen dile bağlı olarak değişebilir.
- One day, you will understand history and the meaning of history.
- Bir gün tarihi ve tarihin anlamını anlayacaksınız.
- These payments will be carried over to the years following, meaning that no real savings have been made at all.
- Bu ödemeler sonraki yıllara devredilecek, yani gerçek anlamda hiçbir tasarruf yapılmamış olacak.
- Without delay' changes the meaning of what we are attempting.
- Gecikmeksizin' ifadesi yapmaya çalıştığımız şeyin anlamını değiştiriyor.
- This is also the meaning of the recommendation adopted by Parliament in November 2001.
- Kasım 2001'de Parlamento tarafından kabul edilen tavsiye kararının anlamı da budur.
- They are the powerful producers of information and meaning.
- Onlar bilginin ve anlamın kudretli yapımcıları.
- They are the powerful producers of information and meaning.
- Onlar bilgi ve anlamın güçlü üreticileridir.
- Making art is a search for truth and meaning.
- Sanat yapmak bir hakikat ve anlam arayışıdır.
- Making art is a search for truth and meaning.
- Sanat yapmak hakikati ve anlamı aramaktır.
- Every colour has a meaning.
- Her rengin bir anlamı var.
- Every dream has meaning.
- Her rüyanın anlamı vardır.
- This concept has many meanings.
- Bu kavramın birçok anlamı vardır.
- What's the meaning of that word?
- Bu kelimenin anlamı ne?
- Could you clarify the meaning of your sentence for me?
- Cümlenin anlamını benim için açıklayabilir misin?
- Can you explain the exact meaning of this word?
- Bu kelimenin tam anlamını açıklayabilir misin?
- What is the meaning of this word?
- Bu sözcüğün anlamı nedir?
- There's a subtle difference in meaning between the two words.
- İki kelime arasında ince bir anlam farkı var.
- The meaning of this sentence is ambiguous.
- Bu cümlenin anlamı müphemdir.
- What's the meaning of this phrase?
- Bu sözcük grubunun anlamı nedir?
- That guy doesn't know the meaning of the word harmony.
- Bu adam uyum kelimesinin anlamını bilmiyor.
- Can you explain the exact meaning of this word?
- Bu kelimenin tam anlamını açıklayabilir misiniz?
- The meaning of this expression is clear.
- Bu ifadenin anlamı açıktır.
- Do you know the meaning of this word?
- Bu kelimenin anlamını biliyor musunuz?
- If you are not sure about the meaning of the word, look it up in your dictionary.
- Kelimenin anlamından emin değilseniz, sözlüğünüze bakın.
- One gesture may have multiple meanings, while a single meaning can be expressed by a number of gestures.
- Bir jestin birden fazla anlamı olabilirken, tek bir anlam birkaç jestle ifade edilebilir.
- If you don't know the meaning of a word, look it up in a dictionary.
- Bir sözcüğün anlamını bilmiyorsan sözlüğe bak.
- The word is repeatedly used with that meaning.
- Kelime sürekli bu anlamda kullanılıyor.
- The meaning dawned upon me at last.
- Anlam, sonunda kafama dank etti.
- If you don't know the meaning of a word, look it up in a dictionary.
- Eğer bir kelimenin anlamını bilmiyorsanız, sözlüğe bakın.
- The English and German sentences have totally different meanings.
- İngilizce ve Almanca cümlelerin tamamen farklı anlamları var.
- Sometimes I can't really grasp the meaning of a word.
- Bazen bir kelimenin anlamını gerçekten kavrayamam.
- If you are not sure about the meaning of the word, look it up in your dictionary.
- Kelimenin anlamından emin değilsen, sözlüğe bak.
- What is the meaning of this?
- Bunun anlamı ne?
- He explained the literal meaning of the phrase.
- O, ifadenin tam anlamını açıkladı.
- It doesn't have any meaning.
- Hiçbir anlamı yok.
- What's the meaning of this?
- Bunun anlamı ne?
- You should consult a dictionary when you don't know the meaning of a word.
- Bir kelimenin anlamını bilmediğin zaman bir sözlüğe başvurmalısın.
- His name has a very interesting meaning.
- Onun adının çok ilginç bir anlamı var.
- No two words are identical in meaning.
- İki kelime anlam bakımından aynı olmaz.
- The word has several meanings.
- Bu kelimenin birkaç anlamı var.
- The meaning of life is the pure tears of unrequited love.
- Yaşamın anlamı, karşılıksız sevgiden doğan tertemiz gözyaşlarıdır.
- What can be the meaning of this?
- Bunun anlamı ne olabilir?
- What's the meaning of Medea's words?
- Medea'nın sözlerinin anlamı nedir?
- The meaning of this letter is unclear.
- Bu mektubun anlamı belirsizdir.
- Words rarely have only one meaning.
- Kelimelerin nadiren sadece bir anlamı vardır.
- I can't quite get the meaning of this poem.
- Bu şiirin anlamını tam olarak kavrayamadım.
- Her words have a deeper meaning.
- Onun sözlerinin daha derin bir anlamı vardır.
- Dreams are full of meaning.
- Rüyalar anlamla doludur.
- Do you know the meaning of this word?
- Bu kelimenin anlamını biliyor musun?
- I can't remember the meaning of the word that I looked up yesterday.
- Dün sözlükte baktığım kelimenin anlamını hatırlamıyorum.
- The English and German sentences have totally different meanings.
- İngilizce ve Almanca cümleler tamamen farklı anlamlara sahiptir.
- The meaning of this letter is unclear.
- Bu mektubun anlamı belirsiz.
- What you said has no meaning.
- Söylediklerinin hiçbir anlamı yok.
- I can't understand the meaning.
- Anlamını anlayamıyorum.
- The meaning of this poem is ambiguous.
- Bu şiirin anlamı muğlak.
- What is the meaning of that word?
- Bu kelimenin anlamı nedir?
- If you don't know the meaning of the word, you have to look it up in the dictionary.
- Eğer kelimenin anlamını bilmiyorsanız, sözlüğe bakmanız gerekir.
- What is the meaning of my life?
- Hayatımın anlamı ne?
- Few people know the true meaning.
- Çok az insan bunun gerçek anlamını biliyor.
- Get the meaning of a word from its context.
- Bir sözcüğün anlamını bağlamından çıkarın.
- I thought about the meaning of his painting.
- Resminin anlamını düşündüm.
- I'm sure it would mean a lot to Tom if you'd visit him in the hospital.
- Eğer onu hastanede ziyaret edersen bu Tom için çok anlam taşır.
- The two scholars wrangled over the meaning of an obscure Tibetan phrase.
- İki akademisyen Tibetçe bir deyimin anlamı üzerinde tartıştı.
- His name has a very interesting meaning.
- İsminin çok ilginç bir anlamı var.
- An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.
- Bir niteleyicinin uygulanması, bir terimin bileşik anlamından katılımcı olmayan örnekleri engeller.
- There's another meaning, too.
- Başka bir anlamı daha var.
- You had better consult a dictionary when you don't know the meaning of a word.
- Bir kelimenin anlamını bilmediğinizde bir sözlüğe başvursanız iyi edersiniz.
- This sentence has various meanings.
- Bu cümlenin çeşitli anlamları var.
- The word has several meanings.
- Kelimenin değişik anlamları vardır.
- I didn't understand the meaning.
- Anlamı anlamadım.
- What's the meaning of that word?
- O kelimenin anlamı nedir?
- Looks like it has another meaning.
- Görünüşe göre başka bir anlamı var.
- Do you know anything about the meaning of dreams?
- Rüyaların anlamı hakkında herhangi bir şey biliyor musun?
- Nothing has no meaning.
- Hiçbir şeyin anlamı yok.
- He doesn't know the meaning of fear.
- Korkunun anlamını bilmiyor.
- If you look at the lyrics, they don't really mean much.
- Eğer şarkı sözlerine bakarsan, çok anlam taşımıyor.
- Listen well to the meaning of what I'm saying.
- Söylediklerimin anlamını iyi dinleyin.
- I found a new meaning whenever I read the book.
- Kitabı her okuduğumda yeni bir anlam buluyordum.
- If you don't know the meaning of the word, you have to look it up in the dictionary.
- Sözcüğün anlamını bilmiyorsan, sözlüğe bakmak zorundasın.
- Sometimes I can't really grasp the meaning of a word.
- Bazen bir kelimenin anlamını tam olarak kavrayamıyorum.
- Many words used by Shakespeare have changed in meaning.
- Shakespeare tarafından kullanılan birçok kelimenin anlamı değişmiştir.
- Can you understand the meaning of this sentence?
- Bu cümlenin anlamını anlayabiliyor musunuz?
- What's the meaning of MILF?
- MILF'in anlamı ne?
- The meaning is still obscure to me.
- Anlamı benim için hala belirsiz.
- Her words have a deeper meaning.
- Sözlerinin daha derin bir anlamı var.
- I can't get at the exact meaning of the sentence.
- Ben cümlenin tam anlamına varamıyorum.
- Do you know anything about the meaning of dreams?
- Rüyaların anlamına dair bir şey biliyor musun?
- Can you understand the meaning of this paragraph?
- Bu paragrafın anlamını anlayabiliyor musun?
- What is the meaning of this?
- Bunun anlamı nedir?
- Words rarely have only one meaning.
- Kelimelerin nadiren tek bir anlamı vardır.
- Dreams are full of meaning.
- Düşler anlam doludur.
- The meaning of this sentence is obscure.
- Bu cümlenin anlamı belirsiz.
- You guys give my life meaning.
- Sizler benim hayatıma anlam katıyorsunuz.
- He explained the literal meaning of the sentence.
- O, cümlenin kelime anlamını açıkladı.
- Different flowers represent different meanings.
- Farklı çiçeklerin farklı anlamları vardır.
- No two words are identical in meaning.
- Hiçbir iki sözcük anlam bakımından aynı değildir.
- What's the meaning of this?
- Bunun anlamı nedir?
- Looks like there is another meaning.
- Başka bir anlamı var gibi görünüyor.
- Life without love has no meaning.
- Aşksız hayatın anlamı yoktur.
- Every colour has a meaning.
- Her rengin bir anlamı vardır.
- Some verbs in some languages can have up to one hundred different meanings.
- Bazı dillerde bazı fiillerin yüze kadar farklı anlamı olabilir.
- He explained the literal meaning of the sentences.
- O, cümlelerin kelimesi kelimesine anlamını açıkladı.
- He doesn't know the meaning of life.
- O, yaşamın anlamını bilmiyor.
- What's the meaning of MILF?
- MILF'in anlamı nedir?
- An application of a qualifier precludes non-partaking instances from the compound meaning of a term.
- Bir terimin birleşik anlamından dolayı, bir niteleyicinin kullanımı benzemeyen örnekleri engeller.
- I understand the words, but not the meaning.
- Kelimeleri anlıyorum ama anlamını değil.
- I can't understand the meaning.
- Ben anlamını anlayamıyorum.
- The teacher explained to us the meaning of the poem.
- Öğretmen bize şiirin anlamını açıkladı.
- So long as the human spirit thrives on this planet, music in some living form will accompany and sustain it and give it expressive meaning.
- İnsan ruhu bu gezegende yaşadığı sürece, müzik de ona eşlik edecek, onu sürdürecek ve ona etkileyici bir anlam katacaktır.
- The word takes on a somewhat different meaning when capitalized.
- Bu kelime büyük harfle yazıldığında biraz farklı bir anlam kazanıyor.
- I don't understand the meaning of this phrase.
- Bu ifadenin anlamını bilmiyorum.
- The meaning of words can change according to their context.
- Sözcüklerin anlamları bağlamlarına göre değişebilir.
- Tom wants to understand the meaning of life.
- Tom yaşamın anlamını anlamak istiyor.
- What's the precise meaning of that word?
- Bu kelimenin tam anlamı nedir?
- Will you please explain to me the exact meaning of the word?
- Lütfen bana sözcüğün tam anlamını açıklar mısınız?
- What's the meaning of this word?
- Bu sözcüğün anlamı nedir?
- The meaning is unknown to me.
- Anlamı benim için meçhul.
- What is the meaning of this word?
- Bu kelimenin anlamı nedir?
- The English and German sentences have totally different meanings.
- İngilizce ve Almanca cümleler tamamen farklı anlamlara sahip.
- Looks like it has another meaning.
- Başka bir anlamı varmış gibi görünüyor.
- What's the meaning of that?
- Bunun anlamı ne?
- You will have guessed its meaning by the end of the chapter.
- Bölümün sonuna kadar anlamını tahmin edeceksiniz.
- That word has at least three different meanings.
- Bu kelimenin en az üç farklı anlamı vardır.
- What is the meaning of meaning?
- Anlamın anlamı nedir?
- Her words were wholly void of meaning.
- Sözleri tamamen anlamdan yoksundu.
- It doesn't have any meaning.
- Bunun herhangi bir anlamı yok.
- The meaning dawned upon me at last.
- Sonunda anlamını kavradım.
- I found a new meaning whenever I read the book.
- Bu kitabı ne zaman okusam yeni bir anlam buldum.
- I have to understand the meaning of this sentence.
- Bu cümlenin anlamını anlamak zorundayım.
- One sentence may have multiple meanings in one language.
- Bir cümlenin bir dilde birden fazla anlamı olabilir.
- I often meditate on the meaning of life.
- Ben sık sık yaşamın anlamı üzerinde düşünürüm.
- There's meaning in thy snores.
- Horlamalarının bir anlamı var.
- In the dictionary of every language, every word has a lot of meanings.
- Her dilin sözlüğünde, her kelimenin birçok anlamı vardır.
- You had better consult a dictionary when you don't know the meaning of a word.
- Bir kelimenin anlamını bilmiyorsan bir sözlüğe başvursan iyi olur.
- This always has a meaning.
- Bunun her zaman bir anlamı vardır.
- What's the meaning of this word?
- Bu kelimenin anlamı nedir?
- Different flowers represent different meanings.
- Farklı çiçekler farklı anlamları temsil eder.
- That word has at least three different meanings.
- Bu sözcüğün en az üç değişik anlamı var.
- This word has two meanings.
- Bu kelimenin iki anlamı var.
- Every dream has meaning.
- Her rüyanın bir anlamı vardır.
- I didn't catch the meaning.
- Anlamını kavrayamadım.
- Few people know the true meaning.
- Gerçek anlamı birkaç kişi biliyor.
- I can't understand the meaning of this word.
- Bu kelimenin anlamını anlayamıyorum.
- What is the meaning of this phrase?
- Bu cümlenin anlamı nedir?
- I can't remember the meaning of the word that I looked up yesterday.
- Dün baktığım kelimenin anlamını hatırlayamıyorum.
- This concept has many meanings.
- Bu kavramın birçok anlamı var.
- Money, as such, has no meaning.
- Paranın gerçekte bir anlamı yoktur.
- What is the meaning of my life?
- Hayatımın anlamı nedir?
- Can someone who does not know the meaning of black really talk about what white is?
- Siyahın anlamını bilmeyen biri beyazın ne olduğu hakkında gerçekten konuşabilir mi?
- Can you understand the meaning of this sentence?
- Bu cümlenin anlamı anlayabiliyor musun?
- There's also another meaning.
- Başka bir anlamı da var.
- Sami wanted to give meaning to his own life.
- Sami kendi hayatına anlam vermek istedi.
- I don't understand the meaning of this phrase.
- Bu cümlenin anlamını anlamıyorum.
- There's meaning in thy snores.
- Senin horlamalarında anlam var.
- Money, as such, has no meaning.
- Paranın, aslında, hiçbir anlamı yok.
- I searched for the meaning of this word in the dictionary.
- Sözlükte bu kelimenin anlamını aradım.
- Sami wanted to give meaning to his own life.
- Sami kendi hayatına bir anlam vermek istedi.
- There's another meaning, too.
- Başka bir anlamı da var.
- The meaning of this sentence is obscure.
- Bu cümlenin anlamı belirsizdir.
- He doesn't know the meaning of fear.
- O korkunun anlamını bilmiyor.
- No dream has meaning.
- Hiçbir rüyanın anlamı yoktur.
- Looks like there is another meaning.
- Görünüşe göre başka bir anlamı var.
- The figurative meaning is no longer in current use.
- Mecazi anlam artık güncel kullanımda değildir.
- What's the meaning of this phrase?
- Bu cümlenin anlamı nedir?
- I thought about the meaning of his painting.
- Onun resminin anlamını düşündüm.
- Group the words according to meaning.
- Kelimeleri anlamlarına göre gruplandırın.
- Will you please explain to me the exact meaning of the word?
- Lütfen bana kelimenin tam anlamını açıklar mısın?
- What's the precise meaning of that word?
- O sözcüğün tam anlamı nedir?
- The meaning of life is to be forgotten as if you never were.
- Yaşamın anlamı, sanki hiç yaşamamış gibi unutulmaktır.
- The words escaping his lips bear no meaning.
- Dudaklarından çıkan kelimelerin hiçbir anlamı yok.
- Life without love has no meaning at all.
- Sevgisiz hayatın hiçbir anlamı yoktur.
- Have you forgotten the true meaning of Christmas?
- Noel'in gerçek anlamını unuttun mu?
- In the dictionary of every language, every word has a lot of meanings.
- Her dilin sözlüğünde her kelimenin birçok anlamı vardır.
- What could be the meaning of it?
- Bunun anlamı ne olabilir?
- I didn't get the meaning.
- Anlamını kavrayamadım.
- What is the meaning of that word?
- O sözcüğün anlamı nedir?
- What is the exact meaning of this word?
- Bu kelimenin tam anlamı nedir?
- What's the meaning of that?
- Onun anlamı nedir?
- Life without love has no meaning.
- Aşksız hayatın hiçbir anlamı yoktur.
Show More (203)
|