medical - English Turkish Sentences
English Turkish
medical tıbbi adj.
  • They require long working periods without proper rest and they provide completely inadequate medical attention.
  • Doğru düzgün dinlenmeden uzun çalışma süreleri talep etmekte ve tamamen yetersiz tıbbi bakım sağlamaktadırlar.
  • It is a fact, the policy on medical products is now defined at European level.
  • Şu bir gerçek ki tıbbi ürünlere ilişkin politika artık Avrupa düzeyinde tanımlanmaktadır.
  • This requires effective administrative and medical systems, including diagnostic systems, in each Member State.
  • Bu da her Üye Devlette teşhis sistemleri de dahil olmak üzere etkin idari ve tıbbi sistemler gerektirir.
Show More (100)
medical tıp adj.
  • We are thus fortunate, especially in the medical sphere, to have PVC.
  • Bu nedenle, özellikle tıp alanında PVC'ye sahip olduğumuz için şanslıyız.
  • I consider it a strength that all European medical organisations were united in their support of this policy.
  • Tüm Avrupa tıp örgütlerinin bu politikayı desteklemekte birleşmiş olmalarını bir güç olarak görüyorum.
  • It is also important that actions taken in the medical sphere be properly positioned within the ethical framework.
  • Tıp alanında atılan adımların etik çerçeve içerisinde doğru bir şekilde konumlandırılması da önemlidir.
Show More (23)
medical sağlık adj.
  • Of course, I would point out that the medical staff are also bound by professional secrecy.
  • Tabii ki sağlık personelinin de mesleki gizlilikle bağlı olduğunu belirtmek isterim.
  • Most prisons are overpopulated and do not provide adequate medical care.
  • Hapishanelerin çoğu, aşırı kalabalıktır ve yeterli sağlık hizmeti sunmaz.
  • The medical team comes checks the patient in his bed first.
  • Sağlık ekibi gelip hastayı önce yatağında kontrol eder.
Show More (12)
medical medikal n.
  • Who needs medical help?
  • Kimin medikal yardıma ihtiyacı var?
  • He was refused medical treatment.
  • O medikal tedaviyi reddetti.
Show More (-1)
medical tıp doktoru adj.
  • The medical examiner determined that the woman's body had been there for at least three days.
  • Adli tıp doktoru, kadının cesedinin en az üç gündür orada bulunduğunu belirledi.
Show More (-2)
medical tıp doktoru n.
  • My youngest sister is a teacher, my oldest one, a medical doctor.
  • Benim en küçük kız kardeşim bir öğretmendir, en büyük kardeşim ise bir tıp doktorudur.
Show More (-2)