1 |
moan |
inlemek |
v. |
|
- Tom was moaning in pain.
- Tom acı içinde inliyordu.
- Some sick men moaned on the back of camels.
- Bazı hasta adamlar develerin sırtında inliyordu.
- Tom started moaning in pain.
- Tom acı içinde inlemeye başladı.
- The injured man moaned quietly.
- Yaralı adam sessizce inledi.
- Tom moaned in pain and screamed for help.
- Tom acı içinde inledi ve çığlık atarak yardım istedi.
- The crowd moaned.
- Kalabalık inledi.
- Tom was moaning.
- Tom inliyordu.
Show More (7)
|
2 |
moan |
inilti |
n. |
|
- Tom heard a moan.
- Tom bir inilti duydu.
Show More (-2)
|
3 |
moan |
sızlanmak |
v. |
|
- I am tired of hearing you moan and groan.
- İnlemeni ve sızlanmanı duymaktan bıktım.
Show More (-2)
|