| 1 |
out of order |
bozuk |
adj. |
|
- This machine is out of order.
- Bu makine bozuktur.
- Nothing's out of order.
- Hiçbir şey bozuk değil.
- The phone is out of order.
- Telefon bozuk.
- This vending machine is out of order.
- Bu otomat bozuktur.
- The phone was out of order again.
- Telefon tekrar bozuldu.
- The ticket machine is out of order.
- Bilet makinesi bozuk.
- The lift is out of order today.
- Asansör bugün bozuk.
- We couldn't use the faucet because it was out of order.
- Bozuk olduğu için musluğu kullanamadık.
- This telephone is out of order.
- Bu telefon bozuk.
- The telephone is now out of order.
- Telefon şu anda bozuk.
- This radio is out of order.
- Bu radyo bozuk.
- The elevator was out of order and we had to walk to the fifth floor.
- Asansör bozuktu ve biz beşinci kata yürümek zorunda kaldık.
- Your behaviour was totally out of order.
- Davranışın tamamen bozuk.
- The elevator was out of order and we had to walk to the fifth floor.
- Asansör bozuktu ve beşinci kata kadar yürümek zorunda kaldık.
- That vending machine is out of order.
- Bu otomat bozuk.
- The ticket machine is out of order.
- Biletmatik bozuk.
- The brakes are out of order.
- Frenler bozuk.
- Our television has been out of order for more than a week.
- Televizyonumuz bir haftadan uzun süredir bozuk.
- The controls of the plane were out of order.
- Uçağın kontrolleri bozuktu.
- My telephone is out of order.
- Telefonum bozuk.
- This machine is out of order.
- Bu makine bozuk.
- The air conditioner is out of order.
- Klima bozuk.
- That vending machine is out of order.
- O otomat bozuk.
- The elevator is out of order.
- Asansör bozuk.
- This clock is out of order.
- Bu saat bozuk.
- Our refrigerator is out of order.
- Buzdolabımız bozuk.
- The washing machine is out of order.
- Çamaşır makinesi bozuk.
- We have to use the stairs because the elevator is out of order.
- Asansör bozuk olduğu için merdivenleri kullanmak zorundayız.
- Our TV is out of order.
- Televizyonumuz bozuk.
- This vending machine is out of order.
- Bu otomat bozuk.
- The phone is out of order.
- Telefon bozuktur.
- My refrigerator is out of order.
- Benim buzdolabım bozuk.
- The machine is out of order.
- Makine bozuktur.
- Unfortunately the telephone was out of order.
- Ne yazık ki telefon bozuktu.
- I am sorry, but this telephone is out of order.
- Üzgünüm ama bu telefon bozuk.
- The elevator is out of order today.
- Asansör bugün bozuk.
- Our television has been out of order for more than a week.
- Televizyonumuz bozulalı bir haftadan fazla oldu.
- My phone was out of order.
- Telefonum bozuktu.
- Can you check if the phone is out of order?
- Telefonun bozuk olup olmadığını kontrol eder misin?
- The washing machine is somewhat out of order.
- Çamaşır makinesi kısmen bozuk.
- This elevator is out of order.
- Bu asansör bozuk.
- I couldn't call you; the telephone was out of order.
- Seni arayamadım; telefon bozuktu.
- The vending machine is out of order.
- Otomat bozuk.
- That machine is out of order.
- O makine bozuk.
- The air conditioner has got out of order.
- Klima bozuldu.
- The elevator seems to be out of order.
- Asansör, bozuk gibi görünüyor.
- My refrigerator is out of order.
- Buzdolabım bozuk.
- The telephone is out of order, Mr Tamori.
- Telefon bozuk, Bay Tamori.
- The radio is out of order.
- Radyo bozuk.
- That machine is out of order.
- Bu makine bozuk.
Show More (47)
|
| 2 |
out of order |
arızalı |
adj. |
|
- Can you check if the phone is out of order?
- Telefonun arızalı olup olmadığını kontrol edebilir misiniz?
- The telephone is out of order, Mr Tamori.
- Telefon arızalı, Bay Tamori.
- The lift is out of order.
- Asansör arızalı.
- The elevator seems to be out of order.
- Asansör, arızalı gibi görünüyor.
- We couldn't use the faucet because it was out of order.
- Musluğu kullanamadık çünkü arızalıydı.
- The washing machine is somewhat out of order.
- Çamaşır makinesi arızalı sayılır.
- My telephone is out of order.
- Telefonum arızalı.
- This service is temporarily out of order.
- Bu hizmet geçici olarak arızalı.
- We have to use the stairs because the elevator is out of order.
- Asansör arızalı olduğu için merdivenleri kullanmak zorundayız.
- This machine was out of order for a while.
- Bu makine bir süredir arızalıydı.
- The ticket machine is out of order.
- Bilet makinesi arızalı.
- The machine is out of order.
- Makine arızalı.
- I am sorry, but this telephone is out of order.
- Üzgünüm ama bu telefon arızalı.
- The air conditioner is out of order.
- Klima arızalı.
- This elevator is out of order.
- Bu asansör arızalıdır.
- The elevator is out of order today.
- Asansör bugün arızalı.
- The brakes are out of order.
- Frenler arızalı.
- This telephone is out of order.
- Bu telefon arızalı.
- This elevator is out of order.
- Bu asansör arızalı.
- My phone was out of order.
- Telefonum arızalıydı.
Show More (17)
|
| 3 |
out of order |
düzensiz |
adj. |
|
- His room is always out of order.
- Onun odası her zaman düzensizdir.
- His room is always out of order.
- Odası her zaman düzensizdir.
Show More (-1)
|
| 4 |
out of order |
karmakarışık |
adj. |
|
- He put the books on the shelf out of order.
- O, kitapları kitaplığa karmakarışık koydu.
Show More (-2)
|
| 5 |
out of order |
sırasız |
adj. |
|
- He put the books on the shelf out of order.
- Kitapları rafa sırasız koydu.
Show More (-2)
|
