Tureng - painter - English Turkish Sentences

History

	English	Turkish
1	painter	ressam	n.
	A painter won't paint everything at once. Bir ressam her şeyi bir kerede boyamaz. I didn't know that he was an important painter anyway. Zaten onun önemli bir ressam olduğunu bilmiyordum. Tom's a mediocre painter. Tom vasat bir ressam. Tom is a very famous painter. Tom çok ünlü bir ressamdır. That's a painter. O bir ressam. Tom is a painter, but he's not very good. Tom bir ressamdır ama pek iyi değildir. He claims that he is a painter. O, bir ressam olduğunu iddia ediyor. Who's your favorite painter? En sevdiğiniz ressam kimdir? The painter died young. Ressam genç yaşta öldü. Not everyone who has a paintbrush in their hand is a painter. Ellerinde bir boya fırçası olan herkes bir ressam değildir. He has a great talent as a painter. Bir ressam olarak büyük bir yeteneği var. I'm a painter. Ben bir ressamım. Tom is a very talented painter. Tom çok yetenekli bir ressam. Tom was born to be a painter. Tom ressam olmak için doğmuş. A painter's eyes are his most important tools. Bir ressamın gözleri onun en önemli aletleridir. This painter lives in London. Bu ressam Londra'da yaşıyor. A painter's eyes are his most important tools. Bir ressamın gözleri onun en önemli araçlarıdır. She has international renown as a painter. O bir ressam olarak uluslararası üne sahiptir. The painter produces many fine works of art. Ressam birçok güzel sanat eserleri üretir. Tom is a talented painter. Tom yetenekli bir ressamdır. She became a famous painter. O ünlü bir ressam oldu. Tom is a good painter. Tom iyi bir ressam. Tom's a mediocre painter. Tom vasat bir ressamdır. The painter produces many fine works of art. Ressam birçok güzel sanat eseri üretiyor. Tom works as a painter. Tom ressam olarak çalışmaktadır. They assisted the painter financially. Mali olarak ressama yardım ettiler. Tom is a sloppy painter. Tom özensiz bir ressamdır. It seems that this is not painted by a painter. Bu, bir ressam tarafından yapılmamış gibi görünüyor. The quality of a painter depends on the amount of past he carries with him. Bir ressamın kalitesi, yanında taşıdığı geçmişin miktarına bağlıdır. She has international renown as a painter. Ressam olarak uluslararası şöhreti var. Tom isn't a painter, is he? Tom ressam değil, değil mi? He is a sort of painter. O bir çeşit ressam. How does the painter get that effect? Ressam bu etkiyi nasıl yaratıyor? He is known as a great painter. Büyük bir ressam olarak bilinir. Tom and Mary are so delighted that they found an honest and capable painter. Tom ve Mary dürüst ve becerikli bir ressam buldukları için çok memnunlar. She became a famous painter. Ünlü bir ressam oldu. Tom is a painter. Tom bir ressam. Tom is a very good painter. Tom çok iyi bir ressamdır. The painter went to Paris with the object of studying painting. Ressam Paris'e resim eğitimi almak için gitti. This painter went to Paris for his studies. Bu ressam Paris'e eğitimi için gitti. Claude Monet was a famous impressionist painter. Claude Monet ünlü bir izlenimci ressamdı. Besides being an actress, she was a famous painter. Oyuncu olmasının yanında o ünlü bir ressamdı. Tom is a good painter. Tom iyi bir ressamdır. Not everyone who has a paintbrush in their hand is a painter. Elinde boya fırçası olan herkes ressam değildir. They assisted the painter financially. Ressama maddi yardımda bulundular. Tom is a house painter. Tom bir ev ressamı. Tom is a very famous painter. Tom çok ünlü bir ressam. Tom Jackson was an American naval officer and painter. Tom Jackson, Amerikalı bir deniz subayı ve ressamdı. Tom is a mediocre painter. Tom vasat bir ressam. Carlos Morel was the first Argentine painter. Carlos Morel ilk Arjantinli ressamdı. Tom and Mary are so delighted that they found an honest and capable painter. Tom ve Mary dürüst ve yetenekli bir ressam buldukları için çok mutlu. Frida Kahlo was a Mexican painter. Frida Kahlo Meksikalı bir ressamdı. He has a great talent as a painter. Ressam olarak büyük bir yeteneği var. He claims that he is a painter. Kendisinin bir ressam olduğunu iddia ediyor. Tom is a gifted painter. Tom yetenekli bir ressam. Tom works as a painter. Tom ressam olarak çalışıyor. He is a famous painter and should be treated as such. O ünlü bir ressam ve öyle muamele görmeli. Tom is a very talented painter. Tom çok yetenekli bir ressamdır. Tom is a talented painter. Tom yetenekli bir ressam. He was born to be a painter. O bir ressam olmak için doğdu. Besides being an actress, she was a famous painter. Aktris olmasının yanı sıra ünlü bir ressamdı. You are a good painter, aren't you? Sen iyi bir ressamsın, değil mi? That's a painter. Bu bir ressam. It seems that this is not painted by a painter. Görünüşe göre bu bir ressam tarafından yapılmamış. Tom is a painter, isn't he? Tom bir ressam, değil mi? He's a painter, but he doesn't do traditional Chinese painting. O bir ressam ama geleneksel Çin resmi yapmıyor. Frida Kahlo was a Mexican painter. Frida Kahlo, Meksikalı bir ressamdı. Tom hopes to become a famous painter. Tom ünlü bir ressam olmayı umuyor. Picasso is an eminent painter. Picasso seçkin bir ressamdır. Tom is a playwright and a painter. Tom bir oyun yazarı ve ressam. Maybe I should become a painter. Belki de ressam olmalıyım. Tom was born to be a painter. Tom ressam olmak için doğdu. I've wanted to be a painter for a long time. Uzun zamandır ressam olmak istiyordum. Claude Monet was a famous impressionist painter. Claude Monet ünlü bir empresyonist ressamdı. Tom Jackson was an American naval officer and painter. Tom Jackson Amerikalı bir deniz subayı ve ressamdı. The picture was painted by a famous painter. Resim ünlü bir ressam tarafından yapıldı. Tom is a well-known painter. Tom tanınmış bir ressamdır. Who's your favorite painter? En sevdiğiniz ressam kim? He is a sort of painter. O bir tür ressam. Tom is a mediocre painter. Tom vasat bir ressamdır. He is known as a great painter. O, büyük bir ressam olarak bilinir. Tom is a painter, but he's not very good. Tom bir ressam ama çok iyi değil. Tom is a good painter, isn't he? Tom iyi bir ressam, değil mi? The picture was painted by a famous painter. Resim ünlü bir ressam tarafından yapılmış. You're a good painter. Sen iyi bir ressamsın. Tom is a playwright and a painter. Tom oyun yazarı ve ressamdır. Tom is a gifted painter. Tom yetenekli bir ressamdır. He was born to be a painter. Ressam olmak için doğmuş. He is a painter. O bir ressam. This painter went to Paris for his studies. Bu ressam eğitim için Paris'e gitti. He is a famous painter and should be treated as such. O ünlü bir ressamdır ve öyle davranılmalı. You are a good painter, aren't you? İyi bir ressamsın, değil mi? Show More (89)
2	painter	boyacı	n.
	Painters' disease is a disorder of the nervous system. Boyacı hastalığı bir sinir sistemi hastalığıdır. I'm not happy with how the painters painted my office. Boyacıların ofisimi boyamasından memnun değilim. I know a lot of painters. Çok boyacı tanıyorum. Tom and Mary are so delighted that they found an honest and capable painter. Tom ve Meryem dürüst ve becerikli bir boyacı buldukları için çok memnun. Tom is a sloppy painter. Tom özensiz bir boyacıdır. After tying up loose ends on the house, the carpenter gave the painter approval to begin work. Evin yarım kalan işlerini tamamladıktan sonra marangoz, boyacıya işe başlaması için onay verdi. Show More (3)
3	painter	badanacı	n.
	Tom and Mary are so delighted that they found an honest and capable painter. Tom ve Mary dürüst ve yetenekli bir badanacı buldukları için çok mutlular. Show More (-2)