pare - English Turkish Sentences
English Turkish
pare kısmak v.
  • The company is trying to pare down its expenses by reducing its workforce.
  • Şirket, işgücünü azaltarak giderlerini kısmaya çalışıyor.
Show More (-2)
pare (bıçakla) soymak v.
  • I need to pare the apple before I can eat it.
  • Elmayı yemeden önce kabuğunu soymam gerekiyor.
Show More (-2)