path - English Turkish Sentences
English Turkish
path yol n.
  • A boulder came down the hill, crushing everything in its path.
  • Bir kaya parçası tepeden aşağı yuvarlanarak yoluna çıkanı ezdi.
  • The car lobby has led too many people up the garden path.
  • Otomobil lobisi çok fazla insanı bahçe yoluna yönlendirdi.
  • It will be an important step on the path we are developing towards normal relations with Russia.
  • Rusya ile normal ilişkilere doğru geliştirmekte olduğumuz yolda önemli bir adım olacaktır.
Show More (175)
path patika n.
  • We followed a path through the forest.
  • Ormanın içinden geçen bir patikayı takip ettik.
  • In order to increase predictability, a pre-announced path for monetary and exchange rate policy has been defined.
  • Öngörülebilirliği artırmak amacıyla, para ve döviz kuru politikası için önceden ilan edilmiş bir patika tanımlanmıştır.
  • We walked on marked paths in areas where I counted 30 to 40 recent non-exploded cluster bombs.
  • Yakın zamanda patlamamış 30 ila 40 misket bombası saydığım bölgelerde işaretli patikalarda yürüdük.
Show More (20)
path (amaca giden) yolculuk n.
  • She had her career path clearly mapped out ever since she was in high school.
  • Lise yıllarından beri kariyer yolculuğunu net bir şekilde planlamıştı.
Show More (-2)
path geçiş yolu n.
  • Her bodyguard cleared a path through fans.
  • Kadının koruması hayranların arasından bir geçiş yolu açtı.
Show More (-2)