play a part - English Turkish Sentences
English Turkish
play a part rol oynamak v.
  • You played a part in initiating the debate on the future.
  • Geleceğe ilişkin tartışmaların başlatılmasında rol oynadınız.
  • The European Parliament must monitor legislation at European level and play a part in shaping it.
  • Avrupa Parlamentosu, Avrupa düzeyindeki mevzuatı izlemeli ve şekillendirilmesinde rol oynamalıdır.
  • All the above have played a part in the conciliation process achieving an excellent result.
  • Yukarıdakilerin hepsi uzlaştırma sürecinin mükemmel bir sonuca ulaşmasında rol oynamıştır.
Show More (8)
play a part bir rolü oynamak v.
  • Transparency must also play a part in the world of sport.
  • Şeffaflık spor dünyasında da bir rol oynamalıdır.
  • This too must play a part in today's debate.
  • Bugünkü tartışmada bu da bir rol oynamalıdır.
  • It is logical, therefore, that manufacturers play a part in this collective effort.
  • Bu nedenle, üreticilerin bu kolektif çabada bir rol oynaması mantıklıdır.
Show More (6)
play a part payı olmak v.
  • I thank all those who have played a part in this.
  • Bunda payı olan herkese teşekkür ediyorum.
Show More (-2)