|
- Thirdly, Amendment 246 on budget line B3-3062 on Prince.
- Üçüncüsü, Prens ile ilgili B3-3062 bütçe kaleminde 246 sayılı değişiklik.
- The first aspect concerns the Prince programme.
- İlk husus Prens programı ile ilgilidir.
- Have you found Prince Charming yet?
- Yakışıklı Prens'i buldun mu?
- The prince must die.
- Prens ölmeli.
- The prince was lost in the woods.
- Prens ormanda kayboldu.
- The prince and princess made their way through the cheering crowd.
- Prens ve prenses tezahürat yapan kalabalığın arasından geçtiler.
- In the house of his father, every prince is great.
- Babasının evinde, her prens büyüktür.
- Which prince is the legitimate heir to the throne?
- Hangi prens tahtın meşru varisi?
- She fell in love with a prince.
- O, prense aşık oldu.
- The prince is waiting.
- Prens bekliyor.
- Stop looking for a prince on a white horse; there's no such thing.
- Beyaz atlı prensi aramayı bırakın; öyle bir şey yok.
- He seemed like some sort of prince from a fairy tale.
- Adam bir peri masalındaki prense benziyordu.
- The princess fell in love with the prince instantly.
- Prenses, anında prense aşık oldu.
- Suddenly, the prince noticed that his bodyguard wasn't at his side anymore.
- Prens aniden korumasının artık yanında olmadığını fark etti.
- Prince Charles will be the next king of England.
- Prens Charles, bir sonraki İngiltere kralı olacak.
- Tom is a prince.
- Tom bir prenstir.
- The prince succeeded to the throne.
- Prens tahta geçti.
- Prince John was buried with full ceremony.
- Prens John eksiksiz bir törenle toprağa verildi.
- Mary kissed the frog, hoping that it would transform into a prince.
- Mary bir prense dönüşeceğini umarak kurbağayı öptü.
- In his father's house, every prince is great.
- Babasının evinde, her prens büyüktür.
- The prince has set out on a long journey.
- Prens uzun bir yolculuğa çıkmış.
- The prince and the princess fell instantly in love.
- Prens ve prenses anında aşık olmuşlar.
- I'm not a prince.
- Ben bir prens değilim.
- The prince thought the young girl had been eaten by a dragon.
- Prens, genç kızı bir ejderhanın yediğini düşündü.
- In the house of his father, every prince is great.
- Babasının evinde her prens harikadır.
- I am the unhappiest girl in Prince Edward Island.
- Ben Prens Edward Adası'ndaki mutsuz kızım.
- Prince Charles has big ears.
- Prens Charles'ın kulakları büyük.
- According to the fortune teller, I was supposedly a prince in another life.
- Falcıya göre, sözde başka bir hayatta bir prensmişim.
- Prince Hamlet wasn't a playwright.
- Prens Hamlet bir oyun yazarı değildi.
- Prince Charles will be the next British king.
- Prens Charles bir sonraki İngiliz kralı olacak.
- The prince was changed into a frog.
- Prens bir kurbağaya dönüştü.
- You're a prince, Tom.
- Sen bir prenssin, Tom.
- A prince arrived, riding a white horse.
- Beyaz bir ata binmiş bir prens geldi.
- When the princess grew up she was betrothed to a prince who lived at a great distance.
- Prenses büyüdüğünde, çok uzakta yaşayan bir prensle nişanlanmış.
- The princess fell in love with an Elven prince.
- Prenses bir Elf prensine aşık oldu.
- The prince loitered about all day.
- Prens bütün gün aylak aylak dolaştı.
- Stop looking for a prince on a white horse; there's no such thing.
- Beyaz atlı prens aramayı bırak; yok öyle bir şey.
- Mary dreamed that one day she would meet a prince and they would get married.
- Mary bir gün bir prensle tanışacağını ve evleneceklerini hayal ediyordu.
- Prince Charles will be the next king of England.
- Prens Charles, İngiltere'nin bir sonraki kralı olacak.
- She fell in love with the prince.
- Prense aşık oldu.
- Prince John was buried with full ceremony.
- Prens John büyük bir törenle gömüldü.
- The prince and princess made their way through the cheering crowd.
- Prens ve prenses tezahürat yapan kalabalığın içinden geçtiler.
- I'm not a prince.
- Ben prens değilim.
- Tom is a prince.
- Tom bir prens.
- The prince asked the little girl why she was crying.
- Prens küçük kıza neden ağladığını sordu.
- The prince wants a white horse.
- Prens beyaz bir at istiyor.
- The princess fell in love with the prince instantly.
- Prenses prense anında aşık oldu.
- The prince slew the dragon.
- Prens, ejderhayı öldürdü.
- A very handsome prince met an exceptionally beautiful princess.
- Çok yakışıklı bir prens, son derece güzel bir prensesle tanıştı.
- The prince learned English from the American lady.
- Prens, Amerikalı hanımfendiden İngilizce öğrendi.
- I wonder if Prince William lets anyone call him Bill.
- Prens William'ın herhangi birinin ona Bill demesine izin verip vermeyeceğini merak ediyorum.
- Prince Charles will be the next British king.
- Prens Charles sonraki Britanya kralı olacak.
- The prince slew the dragon.
- Prens ejderhayı öldürmüş.
- The beautiful princess fell in love with the prince.
- Güzel prenses, prense aşık oldu.
- The Little Prince is a very popular book that was translated into many languages.
- "Küçük Prens" birçok dile çevrilmiş çok popüler bir kitaptır.
- Mary kissed the frog, hoping that it would transform into a prince.
- Mary kurbağayı öptü, bir prense dönüşmesini umuyordu.
- I am the unhappiest girl in Prince Edward Island.
- Prens Edward Adası'ndaki en mutsuz kız benim.
- The beautiful princess fell in love with the prince.
- Güzel prenses prense aşık olmuş.
- Prince Charles has big ears.
- Prens Charles'ın büyük kulakları var.
- The prince is handsome.
- Prens yakışıklıdır.
- The prince became a king that day.
- Prens o gün kral oldu.
- The prince must die.
- Prens ölmelidir.
- The prince is handsome.
- Prens çok yakışıklı.
- She fell in love with the prince.
- Prense aşık olmuş.
- The prince fell in love with a woodcutter's daughter.
- Prens bir oduncunun kızına aşık oldu.
- He seemed like some sort of prince from a fairy tale.
- O bir peri masalından bir çeşit prens gibi görünüyordu.
- The prince and the princess fell instantly in love.
- Prens ve prenses hemen aşık oldular.
- The prince fell in love with a simple peasant girl and married her.
- Prens basit bir köylü kızına aşık oldu ve onunla evlendi.
- I wonder if Prince William lets anyone call him Bill.
- Prens William kendisine Bill denmesine izin veriyor mu merak ediyorum.
- In his father's house, every prince is great.
- Onun babasının evinde her prens harikadır.
- She fell in love with a prince.
- O bir prense aşık oldu.
- She fell in love with a prince.
- Prenses bir prense aşık olmuş.
Show More (69)
|
