|
- He was quietly released when the world stopped looking.
- Dünya bakmayı bıraktığında sessizce serbest bırakıldı.
- Colleagues, I really must insist that you take your places quietly.
- Meslektaşlarım, yerlerinizi sessizce almanız konusunda gerçekten ısrar etmek zorundayım.
- If you quietly give in to these picky habits, your child won't fight for them as hard.
- Eğer sessizce bu seçici alışkanlıklara teslim olursanız, çocuğunuz onlar için o kadar da fazla mücadele etmeyecektir.
- All I asked you to do this morning was to sit here and eat quietly.
- Bu sabah sizden tek istediğim burada oturmanız ve sessizce yemenizdi.
- All I asked you to do this morning was to sit here and eat quietly.
- Bu sabah senden tek istediğim burada oturup sessizce yemek yemendi.
- Tom quietly closed the bedroom door.
- Tom sessizce yatak odasının kapısını kapattı.
- She sat down next to him and listened quietly.
- Onun yanına oturdu ve sessizce dinledi.
- Tom quietly stepped down.
- Tom sessizce aşağı indi.
- She quietly entered the room.
- Sessizce odaya girdi.
- Tom went upstairs very quietly.
- Tom çok sessizce yukarı çıktı.
- Tom and Mary were talking quietly in the kitchen a few minutes ago.
- Tom ve Mary birkaç dakika önce mutfakta sessizce konuşuyorlardı.
- I would tell you if you would just listen quietly.
- Eğer sessizce dinlersen sana anlatırım.
- Why are you speaking so quietly?
- Neden bu kadar sessiz konuşuyorsun?
- Tom came into the room quietly.
- Tom sessizce odaya girdi.
- Tom closed the door quietly and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapıyı kapattı ve parmak uçlarına basarak odaya girdi.
- He slipped quietly into his clothes and tiptoed out of the room.
- Sessizce kıyafetlerini giydi ve parmak uçlarında odadan çıktı.
- Tom quietly opened the door and looked into the room.
- Tom sessizce kapıyı açtı ve odaya baktı.
- We waited there quietly.
- Orada sessizce bekledik.
- Jim entered the room quietly so he wouldn't wake the baby.
- Jim bebeği uyandırmamak için odaya sessizce girdi.
- Tom quietly sneaked out of the room.
- Tom sessizce odadan çıktı.
- Fadil quietly opened the backdoor and tiptoed into the house.
- Fadıl sessizce arka kapıyı açtı ve parmak uçlarına basarak eve girdi.
- Please close the door quietly.
- Lütfen kapıyı sessizce kapayın.
- Tom walked in and quietly closed the door behind him.
- Tom içeri girdi ve kapıyı arkasından sessizce kapattı.
- Why is everyone speaking so quietly?
- Neden herkes bu kadar sessiz konuşuyor?
- I would tell you if you would just listen quietly.
- Sadece sessizce dinlersen sana söylerim.
- Tom spoke very quietly.
- Tom çok sessiz konuştu.
- Tom slipped quietly out of bed and went into the kitchen.
- Tom sessizce yataktan kalktı ve mutfağa gitti.
- Tom spoke to Mary quietly.
- Tom, Mary ile sessizce konuştu.
- Let's just sit here quietly.
- Burada sessizce oturalım.
- He quietly said goodbye.
- Sessizce veda etti.
- Tom and I talked quietly.
- Tom ve ben sessizce konuştuk.
- Tom spoke to Mary quietly.
- Tom sessizce Mary ile konuştu.
- We talked quietly so we wouldn't wake the baby.
- Bebeği uyandırmamak için sessizce konuştuk.
- Tom quietly turned the doorknob and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapı tokmağını çevirdi ve parmak uçlarında odaya girdi.
- Tom closed the door quietly.
- Tom sessizce kapıyı kapadı.
- Speak quietly.
- Sessiz biçimde konuş.
- Let's talk quietly so we don't wake the baby.
- Sessizce konuşalım böylece bebeği uyandırmayız.
- She came in quietly so she wouldn't wake up the baby.
- O, bebeği uyandırmamak için sessizce içeriye geldi.
- I am yours, she whispered quietly.
- Ben seninim diye sessizce fısıldadı.
- Tom talked to Mary quietly.
- Tom sessizce Mary'yle konuştu.
- They quietly asked to be served.
- Sessizce hizmet edilmesini istediler.
- They spoke quietly.
- Sessizce konuştular.
- Let's talk quietly so we don't wake up the baby.
- Sessizce konuşalım böylece bebeği uyandırmayız.
- If you speak quietly, I don't understand you.
- Sessiz konuşursan seni anlamıyorum.
- Come out quietly.
- Sessizce çık.
- They stole away quietly in the dark of night.
- Gecenin karanlığında sessizce kaçtılar.
- Tom sat quietly staring at the fire.
- Tom ateşe bakarak sessizce oturdu.
- Tom quietly said goodbye.
- Tom sessizce elveda dedi.
- Tom quietly tiptoed out of the room.
- Tom sessizce odadan çıktı.
- Wait quietly until the substitute teacher gets here.
- Vekil öğretmen buraya gelene kadar sessizce bekleyin.
- Tom was asleep in the hammock, snoring quietly.
- Tom hamakta uyuyordu, sessizce horluyordu.
- Tom shut the door quietly.
- Tom sessizce kapıyı kapattı.
- The teacher speaks quietly.
- Öğretmen sessizce konuşur.
- Tom quietly turned the doorknob and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapı kolunu çevirdi ve parmak uçlarına basarak odaya gitti.
- Tom quietly opened the door and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapıyı açtı ve parmak uçlarına basarak odaya gitti.
- Tom spoke quietly.
- Tom sessizce konuştu.
- He quietly knocked on the door.
- O, sessizce kapıyı çaldı.
- Wait quietly until the substitute teacher gets here.
- Yedek öğretmen gelene kadar sessizce bekle.
- Tom speaks very quietly.
- Tom çok sessiz konuşuyor.
- At that time, she was smiling and singing very quietly.
- O sırada gülümsüyor ve sessizce şarkı söylüyordu.
- I am yours, she whispered quietly.
- Ben seninim, diye fısıldadı sessizce.
- He came in quietly in order not to wake the family.
- Aileyi uyandırmamak için sessizce içeri girdi.
- We talked quietly so we wouldn't wake the baby.
- Bebeği uyandırmayalım diye sessizce konuştuk.
- Fadil quietly turned the doorknob and entered the house.
- Fadıl sessizce kapı tokmağını çevirdi ve eve girdi.
- Tom closed the door quietly and tiptoed into the room.
- Tom kapıyı sessizce kapattı ve parmak uçlarında odaya girdi.
- Tom ate quietly.
- Tom sessizce yedi.
- He quietly said goodbye.
- Sessizce hoşça kal dedi.
- Tom slipped quietly out of bed and went into the kitchen.
- Tom sessizce yataktan çıktı ve mutfağa gitti.
- Fadil quietly opened the backdoor and tiptoed into the house.
- Fadil sessizce arka kapıyı açtı ve ayaklarının ucuna basarak eve girdi.
- Tom quietly left the room.
- Tom sessizce odadan ayrıldı.
- She came in quietly so she wouldn't wake up the baby.
- Bebeği uyandırmamak için sessizce içeri girdi.
- We should leave quietly.
- Sessizce ayrılmamız gerekir.
- Tom didn't want to hear about all of Mary's problems, but he sat quietly and listened.
- Tom, Mary'nin tüm sorunlarını duymak istemedi ama sessizce oturdu ve dinledi.
- Tom quietly listened.
- Tom sessizce dinledi.
- He walked quietly.
- O sessizce yürüdü.
- They talked quietly.
- Onlar sessizce konuştular.
- Tom sat next Mary and listened quietly.
- Tom Mary'nin yanına oturdu ve sessizce dinledi.
- Tom sat quietly.
- Tom sessizce oturdu.
- He can move quietly and quickly.
- O, sessizce ve çabucak hareket edebilir.
- You speak so quietly I can barely hear you.
- O kadar sessiz konuşuyorsun ki seni zar zor duyabiliyorum.
- Tom closed the door as quietly as he could.
- Tom kapıyı olabildiğince sessiz kapattı.
- We should leave quietly.
- Sessizce gitmeliyiz.
- Tom quietly opened the door and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapıyı açtı ve parmak uçlarında odaya girdi.
- Please close the door quietly.
- Lütfen kapıyı sessizce kapat.
- Tom and Mary talked quietly.
- Tom ve Mary sessizce konuştular.
- I asked Tom to do that quietly.
- Tom'dan bunu sessizce yapmasını istedim.
- Tom closed the door quietly.
- Tom kapıyı sessizce kapattı.
- Tom spoke very quietly, but loud enough to be heard.
- Tom çok sessiz ama duyulacak kadar yüksek sesle konuştu.
- Tom spoke quietly with Mary.
- Tom, Mary ile sessizce konuştu.
- Tom speaks very quietly.
- Tom çok sessizce konuşur.
- Tom quietly stepped down.
- Tom sessizce istifa etti.
- Tom laughed quietly.
- Tom sessizce güldü.
- Tom left quietly.
- Tom sesizce ayrıldı.
- Speak quietly lest she should hear us.
- O bizi duymasın diye sessizce konuşun.
- Tom went upstairs very quietly.
- Tom sessizce yukarı çıktı.
- I spoke as quietly as I could.
- Elimden geldiğince sessizce konuştum.
- Please speak quietly.
- Lütfen sessizce konuşun.
- Come out quietly.
- Sessizce dışarı çıkın.
- Work quietly lest you disturb others.
- Başkalarını rahatsız etmemek için sessizce çalışın.
- Tom sat quietly staring at the fire.
- Tom sessizce oturup ateşe bakıyordu.
Show More (97)
|
