| 1 |
quite a few |
epeyce |
adv. |
|
- There are therefore quite a few examples of intimidation.
- Bu nedenle epeyce gözdağı örneği var.
- Despite a willingness to establish common ground, there were quite a few differences of opinion.
- Ortak bir zemin oluşturma isteğine rağmen, epeyce görüş ayrılığı vardı.
- There are quite a few amendments about this.
- Bu konuda epeyce değişiklik önergesi var.
- As you can see, I have quite a few questions.
- Gördüğünüz gibi epeyce sorum var.
- Tom bought quite a few things.
- Tom epeyce şey satın aldı.
- Quite a few people were present at the meeting yesterday.
- Dünkü toplantıda epeyce insan vardı.
- I've seen quite a few interesting sites.
- Epeyce ilginç site gördüm.
- There were quite a few children in the park.
- Parkta epeyce çocuk vardı.
- He received quite a few letters this morning.
- Bu sabah epey mektup aldı.
- Tom has written quite a few love letters to Mary.
- Tom, Mary'ye epeyce aşk mektubu yazdı.
- Quite a few people came to the party.
- Partiye epeyce insan geldi.
- They bought quite a few books.
- Epeyce kitap aldılar.
- There are quite a few hotels by the lake.
- Gölün yanında epeyce otel var.
- Quite a few people were invited to the ceremony.
- Törene epeyce kişi davet edilmişti.
- There were quite a few passengers on board the ship.
- Gemide epeyce yolcu vardı.
- I know quite a few people who don't eat meat.
- Ben et yemeyen epeyce insan tanıyorum.
- Tom bought quite a few things.
- Tom epey bir şey almış.
- Tom and Mary both have quite a few friends.
- Hem Tom'un hem de Mary'nin epeyce arkadaşları var.
- Tom got quite a few positive responses.
- Tom epeyce olumlu tepki aldı.
- There were quite a few passengers on board.
- Gemide epeyce yolcu vardı.
- Quite a few people came to the meeting yesterday.
- Dün toplantıya epeyce kişi geldi.
- There were quite a few passengers on board the ship.
- Gemide epey yolcu vardı.
- There were quite a few students absent from class today.
- Bugün derste epeyce öğrenci yoktu.
- The teenage actress has quite a few fans.
- Genç aktrisin epeyce hayranı var.
- We discussed quite a few interesting things.
- Epeyce ilginç şeyler tartıştık.
- Tom has quite a few friends.
- Tom'un epeyce arkadaşı var.
- Quite a few people were invited to the ceremony.
- Törene epeyce insan davet edildi.
- Quite a few people came to the meeting yesterday.
- Dün toplantıya epeyce insan geldi.
- Tom bought quite a few things today.
- Tom bugün epeyce şey satın aldı.
- There were quite a few rotten apples in the basket.
- Sepette epeyce çürük elma vardı.
- We visited quite a few places.
- Epeyce yer ziyaret ettik.
Show More (28)
|
| 2 |
quite a few |
birçok |
adj. |
|
- Quite a few of us voted for making the EU more open.
- Birçoğumuz AB'nin daha açık olması yönünde oy kullandık.
- I am capable of quite a few things, but not even I can listen to two people at once.
- Birçok şeyi yapabilirim, ama ben bile aynı anda iki kişiyi dinleyemem.
- Quite a few Americans like sushi.
- Birçok Amerikalı suşiyi seviyor.
- After his wife died, he lived for quite a few more years.
- O, karısı öldükten sonra birçok yıl daha yaşadı.
- I've met Tom quite a few times.
- Tom'la birçok kez görüştüm.
- Tom has quite a few books.
- Tom'un birçok kitabı var.
- I did that for Tom for quite a few years.
- Bunu Tom için birçok yıl yaptım.
- There were quite a few people in the hall.
- Salonda birçok kişi vardı.
- Quite a few people have two cars.
- Birçok insanın iki arabası var.
- Quite a few people went to the concert.
- Birçok insan konsere gitti.
- I've done that quite a few times.
- Onu birçok kez yaptım.
- It seems we have quite a few problems.
- Birçok sorunumuz var gibi görünüyor.
- Quite a few people were killed on the cold wave that hit this area.
- Birçok kişi bu alana vuran soğuk hava dalgasında öldü.
Show More (10)
|
| 3 |
quite a few |
oldukça fazla |
adv., expr. |
|
- He has quite a few friends.
- Oldukça fazla arkadaşı var.
- There were quite a few people in the hall.
- Salonda oldukça fazla insan vardı.
- Quite a few people attended the opening ceremony of the new bridge.
- Yeni köprünün açılış törenine oldukça fazla insan katıldı.
Show More (0)
|
| 4 |
quite a few |
bir hayli çok |
adj. |
|
- They bought quite a few books.
- Onlar bir hayli çok kitap satın aldılar.
Show More (-2)
|
