recover - English Turkish Sentences
English Turkish
recover iyileşmek v.
  • He fully recovered from the accident.
  • Kazadan sonra tamamen iyileşti.
  • If stocks are to recover then the juveniles have to be allowed to mature and develop if the industry is to recover.
  • Stokların iyileşmesi için yavru balıkların olgunlaşmasına ve gelişmesine izin verilmelidir.
  • They will say, we are going to recover, and that sounds very nice.
  • İyileştirme yapacağız diyecekler ve bu kulağa çok hoş geliyor.
Show More (61)
recover toparlanmak v.
  • Economies are also recovering in other regions of the world outside the Union.
  • Birlik dışında dünyanın diğer bölgelerinde de ekonomiler toparlanıyor.
  • This would allow the dwindling fish stocks to recover.
  • Bu sayede azalan balık rezervleri toparlanabilecektir.
  • This would allow the dwindling fish stocks to recover.
  • Bu, azalan balık rezervlerinin toparlanmasına imkan verecektir.
Show More (5)
recover kurtulmak v.
  • I have not yet recovered from this disease.
  • Bu hastalıktan henüz kurtulamadım.
  • My uncle has completely recovered from his illness.
  • Amcam hastalığından tamamen kurtuldu.
  • I have recovered from my bad cold.
  • Kötü soğuk algınlığımdan kurtuldum.
Show More (5)
recover geri kazanmak v.
  • He slipped on the wet floor but quickly recovered his balance.
  • Islak zeminde kaysa da dengesini hemen geri kazandı.
  • I hope they recover their negotiating skills by the time we get to Copenhagen.
  • Umarım Kopenhag'a vardığımızda müzakere becerilerini geri kazanırlar.
  • The protection period will give the innovative pharmaceutical industry an opportunity to recover its R& D investments.
  • Koruma dönemi, yenilikçi ilaç endüstrisine Ar-Ge yatırımlarını geri kazanma fırsatı verecektir.
Show More (2)
recover kurtarmak v.
  • My job's to recover the sculpture, not play nice.
  • Benim işim heykeli kurtarmak, şirinlik yapmak değil.
  • My job's to recover the sculpture, not play nice.
  • Benim görevim şirinlik yapmak değil, heykeli kurtarmak.
  • He has recovered his health, so he is now able to resume his studies.
  • Sağlığını kurtardı, bu yüzden artık çalışmalarına devam edebiliyor.
Show More (1)
recover geri almak v.
  • The police recovered the stolen car.
  • Polis çalınan arabayı geri aldı.
  • We are also intensifying our efforts to recover the sums wrongly paid out in the form of State aid.
  • Ayrıca Devlet yardımı olarak haksız yere ödenen meblağların geri alınması için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz.
  • My job's to recover the sculpture, not play nice.
  • Benim işim heykeli geri almak, millete iyi davranmak değil.
Show More (0)
recover yeniden kazanmak v.
  • The bankrupt will be helped to recover his self-esteem and the determination to try again.
  • İflas edenlerin özgüvenlerini ve yeniden deneme kararlılıklarını yeniden kazanmalarına yardımcı olunacaktır.
  • The aim of all this effort is to try to recover a political perspective.
  • Tüm bu çabaların amacı siyasi bir perspektifi yeniden kazanmaya çalışmaktır.
Show More (-1)
recover düzelmek v.
  • I'm recovering.
  • Düzeliyorum.
  • There's little hope Tom will recover.
  • Tom'un düzelme şansı az.
Show More (-1)
recover telafi etmek v.
  • It took Tony 2 weeks to recover losses from the burglary.
  • Tony'nin hırsızlıktan kaynaklanan kayıplarını telafi etmesi iki hafta sürdü.
Show More (-2)
recover yaralarını sarmak v.
  • Enterprises will need time to recover from the pandemic.
  • Şirketlerin pandeminin yaralarını sarmak için zamana ihtiyacı olacak.
Show More (-2)
recover şoku atlatmak v.
  • He recovered from the shock.
  • Şoku atlattı.
Show More (-2)
recover hastalıktan kurtulmak v.
  • To my regret, my father could not recover from his long illness.
  • Üzülerek söylüyorum ki, babam uzun süren hastalığından kurtulamadı.
Show More (-2)