1 |
recover |
iyileşmek |
v. |
|
- He fully recovered from the accident.
- Kazadan sonra tamamen iyileşti.
- If stocks are to recover then the juveniles have to be allowed to mature and develop if the industry is to recover.
- Stokların iyileşmesi için yavru balıkların olgunlaşmasına ve gelişmesine izin verilmelidir.
- They will say, we are going to recover, and that sounds very nice.
- İyileştirme yapacağız diyecekler ve bu kulağa çok hoş geliyor.
- Sadly, she is ill and is only slowly recovering.
- Ne yazık ki hasta ve yavaş yavaş iyileşiyor.
- Has the Commission submitted a proposal including measures to recover the stocks of cod and hake?
- Komisyon morina ve berlam balığı rezervlerinin iyileştirilmesine yönelik tedbirleri içeren bir teklif sundu mu?
- Tom has no chance of recovering.
- Tom'un iyileşme şansı yok.
- Most of Tom's friends know that he's a recovering alcoholic.
- Tom'un arkadaşlarının çoğu onun iyileşmekte olan bir alkolik olduğunu biliyor.
- Fortunately, Tom recovered.
- Neyse ki Tom iyileşti.
- Tom is a recovering alcoholic.
- Tom iyileşen bir alkolik.
- The doctors told Tom that Mary would never recover.
- Doktorlar Tom'a Mary'nin asla iyileşmeyeceğini söyledi.
- He has recovered completely and is now able to work again.
- O tamamen iyileşti ve şimdi tekrar çalışabilir.
- Will it take long to recover?
- İyileşmesi uzun sürecek mi?
- You recovered.
- İyileşmişsin.
- I hope you recover quickly.
- Umarım çabuk iyileşirsin.
- We began to walk again as soon as she was recovered.
- İyileşir iyileşmez tekrar yürümeye başladık.
- I hope Tom recovers quickly.
- Umarım Tom çabuk iyileşir.
- He recovered quickly.
- Çabuk iyileşti.
- Layla recovered physically but not emotionally.
- Leyla duygusal olarak değil ama fiziksel olarak iyileşti.
- Tom needs to recover.
- Tom'un iyileşmesi gerekiyor.
- Some athletes believe that taking an ice bath after a workout or a race allows their body to recover more quickly.
- Bazı sporcular bir egzersiz veya yarıştan sonra bir buz banyosu almanın vücutlarının daha çabuk iyileşmesine izin verdiğine inanmaktadırlar.
- You recovered quickly.
- Hızlı bir şekilde iyileştin.
- My father will recover soon.
- Babam yakında iyileşecek.
- I cannot say for certain that the patient will recover.
- Hastanın iyileşeceğine dair kesin bir şey söyleyemem.
- Tom recovered.
- Tom iyileşti.
- Tom seems to have recovered.
- Tom iyileşmiş gibi görünüyor.
- After that he began to enjoy life again and gradually recovered.
- Ondan sonra hayattan tekrar zevk almaya başladı ve yavaş yavaş iyileşti.
- His body was never recovered.
- Onun vücudu hâlâ iyileşmedi.
- I've fully recovered.
- Tamamen iyileştim.
- There's no chance Tom will recover.
- Tom'un iyileşme şansı yok.
- May you recover soon.
- Umarım yakında iyileşirsin.
- He has no chance of recovering.
- Onun iyileşme şansı yok.
- Layla was still recovering.
- Layla hala iyileşmekteydi.
- The patient was recovering daily.
- Hasta her gün iyileşiyordu.
- I still haven't completely recovered.
- Hâlâ tamamen iyileşmedim.
- I recovered.
- Ben iyileştim.
- Is Tom still recovering?
- Tom hala iyileşiyor mu?
- He has no chance of recovering.
- Onun hiç iyileşme şansı yok.
- I'm sure you'll recover.
- Eminim iyileşeceksin.
- Tom is still recovering.
- Tom hala iyileşiyor.
- I'm afraid Tom's not going to recover.
- Korkarım Tom iyileşemeyecek.
- According to the doctors, Tom has not recovered yet.
- Doktorlara göre Tom henüz iyileşmemiş.
- Following the accident he recovered quickly.
- Kazadan sonra çabuk iyileşti.
- Tom'll recover.
- Tom iyileşecek.
- Tom recovered faster than we expected.
- Tom beklediğimizden daha hızlı iyileşti.
- Will he recover?
- İyileşecek mi?
- Have you fully recovered?
- Tamamen iyileştin mi?
- Tom recovered quickly.
- Tom çabuk iyileşti.
- Soon you'll recover fully.
- Yakında tamamen iyileşeceksin.
- After that he began to enjoy life again and gradually recovered.
- Daha sonra hayattan yeniden zevk almaya başladı ve gitgide iyileşti.
- Tom is expected to recover.
- Tom'un iyileşmesi bekleniyor.
- Tom said he had fully recovered.
- Tom tamamen iyileştiğini söyledi.
- Tom still hasn't completely recovered.
- Tom hala tam olarak iyileşmedi.
- Tom never fully recovered.
- Tom asla tam olarak iyileşemedi.
- I still haven't completely recovered.
- Hâlâ tam olarak iyileşemedim.
- Following the accident he recovered quickly.
- Kazadan sonra o çabucak iyileşti.
- You recovered.
- İyileştiniz.
- Sami is finally recovering.
- Sami sonunda iyileşiyor.
- Tom never recovered completely.
- Tom asla tamamen iyileşemedi.
- Are you fully recovered?
- Tamamen iyileştin mi?
- It was a miracle that he recovered.
- Onun iyileşmesi bir mücizeydi.
- I am happy to notify you that I have fully recovered.
- Tümüyle iyileştiğimi sizlere haber vermekten mutluluk duyuyorum.
- Layla recovered physically but not emotionally.
- Layla fiziksel olarak iyileşti ama duygusal olarak iyileşmedi.
- It was a miracle that he recovered.
- İyileşmesi bir mucizeydi.
Show More (61)
|
2 |
recover |
toparlanmak |
v. |
|
- Economies are also recovering in other regions of the world outside the Union.
- Birlik dışında dünyanın diğer bölgelerinde de ekonomiler toparlanıyor.
- This would allow the dwindling fish stocks to recover.
- Bu sayede azalan balık rezervleri toparlanabilecektir.
- This would allow the dwindling fish stocks to recover.
- Bu, azalan balık rezervlerinin toparlanmasına imkan verecektir.
- Therefore, ladies and gentlemen, we must make an effort to recover the Palestinian Authority.
- Bu nedenle, bayanlar ve baylar, Filistin Yönetimini toparlamak için çaba sarf etmeliyiz.
- It therefore takes many years before deep-sea stocks that have been too heavily fished are able to recover.
- Bu nedenle çok yoğun bir şekilde avlanan derin deniz rezervlerinin toparlanabilmesi uzun yıllar alacaktır.
- The United States' economy recovered much faster than Europe's economy after the crisis.
- Krizden sonra Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi Avrupa ekonomisine göre çok daha hızlı toparlandı.
- He never recovered from the death of his son.
- Oğlunun ölümünden sonra asla toparlanamadı.
- The patient was recovering daily.
- Hasta günden güne toparlanıyordu.
Show More (5)
|
3 |
recover |
kurtulmak |
v. |
|
- I have not yet recovered from this disease.
- Bu hastalıktan henüz kurtulamadım.
- My uncle has completely recovered from his illness.
- Amcam hastalığından tamamen kurtuldu.
- I have recovered from my bad cold.
- Kötü soğuk algınlığımdan kurtuldum.
- You should recover from your cold.
- Soğuk algınlığından kurtulmalısın.
- I sincerely hope that you will soon recover from your illness.
- Hastalığınızdan en kısa zamanda kurtulmanızı içtenlikle diliyorum.
- She seemed to be wallowing in her grief instead of trying to recover from the disaster.
- O felaketten kurtulmaya çalışmak yerine kederi içinde debeleniyor gibi görünüyordu.
- His son-in-law completely recovered from his illness.
- Damadı hastalığından tamamen kurtuldu.
- Tom recovered from his wounds.
- Tom yaralarından kurtuldu.
Show More (5)
|
4 |
recover |
geri kazanmak |
v. |
|
- He slipped on the wet floor but quickly recovered his balance.
- Islak zeminde kaysa da dengesini hemen geri kazandı.
- I hope they recover their negotiating skills by the time we get to Copenhagen.
- Umarım Kopenhag'a vardığımızda müzakere becerilerini geri kazanırlar.
- The protection period will give the innovative pharmaceutical industry an opportunity to recover its R& D investments.
- Koruma dönemi, yenilikçi ilaç endüstrisine Ar-Ge yatırımlarını geri kazanma fırsatı verecektir.
- Only by extending freedom, human rights and development can we recover our security.
- Sadece özgürlük, insan hakları ve kalkınmayı genişleterek güvenliğimizi geri kazanabiliriz.
- It took me a whole year to recover my health.
- Sağlığımı geri kazanmak tam bir yılımı aldı.
Show More (2)
|
5 |
recover |
kurtarmak |
v. |
|
- My job's to recover the sculpture, not play nice.
- Benim işim heykeli kurtarmak, şirinlik yapmak değil.
- My job's to recover the sculpture, not play nice.
- Benim görevim şirinlik yapmak değil, heykeli kurtarmak.
- He has recovered his health, so he is now able to resume his studies.
- Sağlığını kurtardı, bu yüzden artık çalışmalarına devam edebiliyor.
- Do you know how to recover a deleted file?
- Silinmiş bir dosyayı nasıl kurtaracağınızı biliyor musunuz?
Show More (1)
|
6 |
recover |
geri almak |
v. |
|
- The police recovered the stolen car.
- Polis çalınan arabayı geri aldı.
- We are also intensifying our efforts to recover the sums wrongly paid out in the form of State aid.
- Ayrıca Devlet yardımı olarak haksız yere ödenen meblağların geri alınması için çabalarımızı yoğunlaştırıyoruz.
- My job's to recover the sculpture, not play nice.
- Benim işim heykeli geri almak, millete iyi davranmak değil.
Show More (0)
|
7 |
recover |
yeniden kazanmak |
v. |
|
- The bankrupt will be helped to recover his self-esteem and the determination to try again.
- İflas edenlerin özgüvenlerini ve yeniden deneme kararlılıklarını yeniden kazanmalarına yardımcı olunacaktır.
- The aim of all this effort is to try to recover a political perspective.
- Tüm bu çabaların amacı siyasi bir perspektifi yeniden kazanmaya çalışmaktır.
Show More (-1)
|
8 |
recover |
düzelmek |
v. |
|
- I'm recovering.
- Düzeliyorum.
- There's little hope Tom will recover.
- Tom'un düzelme şansı az.
Show More (-1)
|
9 |
recover |
telafi etmek |
v. |
|
- It took Tony 2 weeks to recover losses from the burglary.
- Tony'nin hırsızlıktan kaynaklanan kayıplarını telafi etmesi iki hafta sürdü.
Show More (-2)
|
10 |
recover |
yaralarını sarmak |
v. |
|
- Enterprises will need time to recover from the pandemic.
- Şirketlerin pandeminin yaralarını sarmak için zamana ihtiyacı olacak.
Show More (-2)
|
11 |
recover |
şoku atlatmak |
v. |
|
- He recovered from the shock.
- Şoku atlattı.
Show More (-2)
|
12 |
recover |
hastalıktan kurtulmak |
v. |
|
- To my regret, my father could not recover from his long illness.
- Üzülerek söylüyorum ki, babam uzun süren hastalığından kurtulamadı.
Show More (-2)
|