| 1 |
rust |
pas |
n. |
|
- The ladder was covered with dust and rust.
- Merdiven toz ve pas ile kaplıydı.
- He rubbed the rust off with a file.
- O bir eğe ile pası sildi.
- Rust eats away the iron.
- Pas demiri yiyip bitiriyor.
- Rust eats away the iron.
- Pas, demiri yok ediyor.
- He rubbed the rust off with a file.
- Bir eğe ile pası sildi.
- Rust eats iron; worries eat man.
- Demiri pas, insanı kaygı kemirir.
- Rust eats away the iron.
- Pas demiri içten kemiriyor.
- Rust eats away the iron.
- Pas demiri kemirip bitirir.
- Rust eats iron; worries eat man.
- Pas demiri yer; endişeler insanı yer.
Show More (6)
|
| 2 |
rust |
paslanmak |
v. |
|
- Construction of this type of ship was halted at the time because the risk of rusting was especially high.
- Paslanma riski özellikle yüksek olduğu için bu tip gemilerin inşası o dönemde durdurulmuştur.
- We want to prevent vessels that are no better than rusting hulks from sailing on it.
- Paslanmış hurdalardan daha iyi olmayan gemilerin üzerinde seyretmesini engellemek istiyoruz.
- A bicycle will rust if you leave it in the rain.
- Eğer yağmurda bırakırsan, bisiklet paslanır.
- The body is weakened by laziness just as iron is weakened by rust.
- Demirin pasla zayıfladığı gibi, beden de tembellikle zayıflar.
- Fiberglass doesn't rust.
- Fiberglas paslanmaz.
- A bicycle will rust if you leave it in the rain.
- Bisikleti yağmurda bırakırsanız paslanır.
- The old iron pipe was full of rust.
- Eski demir boru pasla doluydu.
Show More (4)
|
| 3 |
rust |
pas tutmak |
v. |
|
- Fiberglass doesn't rust.
- Fiberglas pas tutmaz.
Show More (-2)
|
