slam - English Turkish Sentences
English Turkish
slam çarpmak v.
  • Tom went into the room and slammed the door behind him.
  • Tom odaya girdi ve kapıyı ardından çarptı.
  • Tom slammed his bedroom door.
  • Tom yatak odası kapısını çarptı.
  • All of a sudden, the door slammed behind Tom.
  • Birden kapı Tom'un arkasından çarptı.
Show More (12)
slam çarparak kapatmak (kapıyı/kapağı) v.
  • Mary slammed her bedroom door shut.
  • Mary yatak odasının kapısını çarparak kapattı.
  • Tom slammed the closet door closed.
  • Tom dolabın kapısını çarparak kapattı.
  • Tom slammed the door shut behind him.
  • Tom kapıyı arkasından çarparak kapattı.
Show More (4)
slam çarpma n.
  • Tom heard the door slam.
  • Tom kapının çarptığını duydu.
  • I heard a door slam.
  • Bir kapı çarpması duydum.
  • Tom heard a car door slam.
  • Tom bir araba kapısının çarptığını duydu.
Show More (3)
slam vurmak v.
  • Tom slammed his fist on the table.
  • Tom yumruğunu masaya vurdu.
  • The judge was forced to slam her gavel down multiple times in order to restore order to the court.
  • Yargıç, mahkemede düzeni sağlamak için tokmağını defalarca yere vurmak zorunda kaldı.
Show More (-1)